Okyanusun Dibine Giren Planlar

65 5 161
                                    

Hikaye bilgisi: Bir zamanlar zengin olan Niall'in ailesinin iflas serüvenini anlatan tek bölümlük hikayedir.
Anlatıcı: İlahi bakış açısı
------------

Bir zamanlar Niall Purdy de arkadaşları gibi varlıklıydı hatta o da İngiltere'nin Kuzey'inde bir adada bulunan gösterişli bir malikanede dünyaya gelmişti ancak büyücü diyarında hiçbir gücü ve değeri olmayan Purdy ailesinin varlığı bir balondan ibaretti. Patladı ve geriye bir hiç kaldı.

Sallanan sandalyede oturup bir nebze huzur ve sessizlik arayan Frank Avery elini göğsünde yatmakta olan küçük oğlunun sırtında gezdirdi. "Dominic, Merlin aşkına, ne kadar da küçüksün."

Babasının ona temas halinde olduğunu hisseden bebek Dominic ise küçük çocuk sesleri çıkardı. Her ne kadar iki yaşında da olsa hala bebekti.

"Çok haklısın, babacığım." Frank'in uykusu gelmeye başlamıştı. Dominic'le sallandıkça uyku direnci fena halde düşüyordu. "Ne dediğini bilmiyorum ama kesin haklısındır."

Karısı, Quinn Avery, bu ikiliye gülümserken içeri girdi. "Sohbetiniz çok derin görünüyor ama Dominic'i almam lazım. Emzirip yatıracağım... Sen de Damien ile ilgilensen iyi olur. Sinirden yatağa işemekle tehdit ediyor."

"Muhatap olduğum o kadar adamdan korkmuyorum ama dört yaşındaki kıskanç oğlum ödümü koparıyor."

Quinn usulca minik oğlunu Frank'in üzerinden aldı ve eşini kaldırdığı yere kuruldu. Soğuk bir kış günüydü. Sallanan sandalye şöminenin önünde duruyordu. Böyle bir ortamda bebeğini emzirmek fazlasıyla rahatlatıcıydı.

Buradan ayrılan Frank yatmadan önce büyük oğlunu da kontrol etti. Damien yalnız kaldığı için bir miktar sinirlenmişti ama babasının ziyaretiyle rahatladı.

"İşe gitmeni sevmiyorum." Damien sızlandı. "Günlerce gelmiyorsun. Gelince de Dominic'le oynuyorsun. Annem de en çok onunla ilgileniyor. Dominic çok çirkin ve bok kokuyor."

Uzun bir süre boyunca Frank, Damien'ın yanından ayrılmadı. Onun sorunlarını ve şikayetlerini sabırla dinledi. Damien ise uykusu gelene kadar yakınıp durdu. Sıradan çocuk kıskançlığıydı ama Frank, ilk göz ağrısının üzüldüğünü görmek istemiyordu.

Baba-oğul sorunlarını yarı yarıya çözdükten -tamamen çözülememesinin sebebi Damien'ın Dominic'i çöpe atmalarını tavsiye etmesiydi- sonra küçük çocuk uyudu.

Frank için aile hayatı zaten fazlasıyla zorlayıcıydı ve şimdi de oğulları büyümeye ve kaos yaratmaya başlamışlardı.

Denizden dönmek Frank için zordu. Adaptasyon sorunu yaşıyordu ve kara günleri izin günleri olmasına rağmen kendini çalıştığı günlerden daha yorgun hissediyordu. Bu sefer bir an önce tekrardan denize dönmek istedi ama ondan önce Yirmi Sekizler kuruluna katılması gerekiyordu.

Yirmi Sekizler kurulu büyücü dünyasının kutsal sayılan ailelerinin bir tehlike sezdikleri anda toplaşıp karar verme etkinliğinden başka bir şey değildi. Ayrıca gösteriş de yapılırdı: "Kocamın yeni aldığı mücevhere baksana!", "Ah, benim oğlum da aile işinin başına geçiyor.", "Yeni işimizi duyurmaktan memnuniyet duyarız."...

Nadiren de olsa kuruldan evlilikler hakkında yorumlar gelirdi. Frank, kurulun zamanında kendisi ve Quinn'in evliliğini tartışmak üzere toplandığını da biliyordu. Çiftin bir varis vermesi üzerine sesler kesildi ve evlilik akışına bırakıldı.

"Merlin! Buradan nefret ediyorum! Kasvetli dedeler basmış yine ortamı." Frank duyduğu sese döndü. Bu en yakın arkadaşı Rohan Rosier'dan başkası değildi. "Frank! Dönmüşsün!"

Mıntıka Hikayeleri | Mıntıka Serisi One-ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin