Ertesi güne sıcak sebebiyle ikisi de erken uyanmıştı. Hava epey sıcaktı. Camın açık olması hiçbir fayda etmiyordu.
Bir süre yatakta uzanmaya devam ettikten sonra ayaklanmıştı ikili. Sıcak sebebiyle ikisi de terlemişti epey. Sırayla duşa girdikten sonra kahvaltı için mutfağa girmişlerdi.
"Aslına bakarsan havanın sıcaklığı sebebiyle hiç canım istemiyor."
"O zaman acıkınca kahvaltı ederiz çünkü ben de aynı durumdayım."
Birbirlerini onaylayıp soğuk su şişesi ve iki bardak alarak balkona geçmişlerdi.
"Sürekli evdeyiz, gitmek istediğin bir yer yok mu?"
"Hayır, hava çok sıcak. Ev böyleyse dışarıyı düşünemiyorum."
"Ama hep evde de olmaz ki. Havuza ya da denize gidelim mi?"
"Bak o olabilir işte. Havuz değil de denize gidebiliriz."
"Saat daha erken. Birkaç saat sonra gidelim."
Onayladıktan sonra soğuk suyundan birkaç yudum almıştı.
San oyun oynamayı çok severdi. Online oyunlarda sürekli Wooyoung'la kapışır ve eninde sonunda kazanan hep kendisi olur ve Wooyoung'un tatlı sinirlenmesini izlerdi.
Wooyoung bunu hatırladığından dolayı ona teklifte bulunmuştu."Gidene kadar oyun oynayalım mı?"
San mutlu olmuştu teklifi sebebiyle. Hatırlıyor en azından demişti içinden. Kabul edip ona da aynı oyunu yükledikten sonra oynamaya başlamışlardı. Oyunları esnasında kapı çalmıştı. San hızla kapıya ilerleyip açmıştı kapıyı.
"Buyrun?"
"Biz eve bakmaya gelmiştik, iletişim numaranızı almayı unuttuğum için arayamadık kusura bakmayın."
"Hiç problem değil. Buyrun geçin içeri."
Wooyoung hemen San'ın yanına geçip biraz arkasına saklanmıştı. Nedenini bilmiyordu ama yabancı insanlar hoşuna hiç mi hiç gitmiyordu. Ön yargının dibini yaşıyordu insanlara karşı.
Eve bakmaya gelen çift evi gezmeye başlamıştı. Hoşlarına gidip gitmediği yüzlerinden belli oluyordu.
"Fiyat olarak ne demiştiniz?"
"500 bin demiştim orada. Ama pazarlık payımız var elbette."
"Hiç pazarlığa gerek yok. Biz almaya karar verdik evi."
İkili şaşırmıştı bu dediklerine. Halbuki bu kadar etmiyordu ev. Neden bu fiyata aldıklarını sorgularken adamları onaylayıp para işi birkaç gün içinde halledeceklerini öğrenmişti.
"Tamam o zaman, birkaç gün sonra noterde buluşuruz."
"Tabii, nasıl isterseniz. Numaranızı kaydettim, noterde görüşmek üzere."
Kapıyı kapatıp tekrar balkona dönmüştü ikili. Wooyoung'un aksine San'ın keyfi yerindeydi. Wooyoung evini seviyordu. Satmayı hiç istemiyordu ama San'a karşı gelmek istemiyordu. San onun iyiliği için yapıyordu her şeyi. Bu yüzden ona bir şey demeye hakkı yoktu. Israr da etmek istemiyordu. Aralarını bozmaktan korkuyordu.
Öğlen vaktini geçtiğinde ikisi de denize gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. Şortlarını giyip üzerlerine ince bir sıfır kol giymişlerdi. Çantalarına en başta güneş kremlerini ve ardından diğer eşyaları da koyduktan sonra gitme vakitleri gelmişti. Kısa süre sonra denize varmışlardı.
Suya yakın bir yer bulup örtülerini sermişlerdi. Herkes denize gelmişti sıcaklar sebebiyle.
Eşyalarını bıraktıktan sonra San üzerindeki sıfır kolunu tek hamlede çıkarmış ve güneş kremini alarak sürmeye başlamıştı kendi vücuduna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islak İmza | WooSan
Fanfiction7 büyük günah vardı İncil'de. 1. Superbia (kendini beğenmişlik) 2. Avaritia (açgözlülük) 3. Luxuria (şehvet) 4. Invidia (kıskançlık) 5. Gula (oburluk) 6. Ira (öfke) 7. Acedia (tembellik) Ve muhtemelen 8. de bağımlılık olmalıydı. Çünkü Wooyoung haya...