2

604 54 10
                                    

2
Dün cidden rahat bir şekilde dolaşmıştık, bu gün ise daha bir şey yapmamışlardı.

Jimin ile konuşurken yanımıza junwoo geldi, bana baktı "hoseok yalnız konuşabilir miyiz?"  jimin'e baktım, jimin kafa salladığında "konuşalım" diyerek onu takip ettim.

Kenarıda durduk, junwoo "hoseok arkadaş olmak istiyorum ama seni sıkmak da istemiyorum, lütfen arkadaş olalım"  kafamı salladım "oluruz tabi" sarıldı "teşekkür ederim hoseok" dediğinde sırtına hafifçe vurdum "rica ederim" dediğimde junwoo birden geri çekildi.

Şaşkınca kaldığımda yoongi "taehyung hallet şunu" junwoo ya baktı, daha sonra kolumu tutarak peşinden sürükledi, lavaboya geldiğimizde içeride üç kişi vardı "çıkın lan dışarı" diye bağırdığında hepsi çıkarken titriyordum.

Yoongi beni öne doğru savurdu "bir daha" üstüme geldiğinde ağlamaya başladım, önüme çöktü, çenemi tutarak sıktı "bir daha başkası sana sarılır, dokunur, parmağını değdirirse hoseok cezasını sen çekersin, anladın mı beni"  korku ile kafamı salladım.

Güldü, çenemi sıkmayı bırakarak boynuma indi "aferin sana, eğer dediğimin tersi olursa" boynumu sıktı "cezası kötü olur" boynumu bıraktı, eğilerek boynuma dudaklarını bastırdı "beni sınamak istemezsin" diyerek sıcak nefesini boynuma üflendiğinde omuzlarına tutundum.

Gülerek belimi tutarak kalktı, beni duvara yasladı "dikkatli ol hoseok, gözüm üstünde" geri çekildiğinde omuzlarını bıraktım, kapı açılıp jimin girdiğinde yoongi jimin'i kenarı iterek lavabodan çıktı.

Jimin yanım gelerek yanaklarımı tuttu "hoseok iyimisin, ne yaptı sana" kollarına tutundum "j-jimin çok korktum, eğer biri bana dokunsa bile ceza çekeceğimi söyledi, jimin takıntılı gibi, korkuyorum"  sıkıca sarıldı "üzgünüm hoseok, üzgünüm" kafamı boynuna sakladım.

Korkudan sınıftan çıkmadım, jimin yanımdan ayrılmaz iken önde oturan yoongi ve tayfası da gözlerini üstümüzden ayırmamışlardı, junwoo'yu gördüğümde yüzü hep morluklar ile dolmuştu, yutkunarak jimin'e sığındım.

Jimin "az kaldı, bu son ders" kafamı salladım, masada duran suyu aldım, açarak içip geri bırktım, jimin "çok zayıfladın" kafamı salladım "ama kilo almıştım" diyerek omuz silktim.

Jimin "hoseok ideal kilon 50 değil 64 "  kafamı eğdim "ama yoongi çok kilolu olduğumu söylemişti" göz devirdi "o pislik dedi diye kilolu olmuyorsun, eriyorsun hoseok farkında değilmisin, sırf o siyah saçları kızları beğeniyor diye kahve parlak saçlarını siyaha boyadın, kabul et hoseok o seni görmüyor" dediğinde gözlerim doldu.

Yutkunarak "neden beni kırıyorsun" sıkıca sarıldı "gerçekleri görmüyorsun hoseok, üzgünüm ama sana bunları söylemek zorundayım"  kafamı boynuna gömdüm.

Zil çaldığında hoca içeri girdi, ders boyunca bazen gözlerim yoongi'ye kayıyordu, sırtını izlemek canımı yakıyordu.

Ders bittiğinde eşyalarımı yavaşça topladım, jimin ile son çıkanlardan dık, kapıda yine yoongi leri gördüğümüzde yutkunduk, namjoon bizi işaret ettiğinde gülerek baktılar, yoongi "buraya gel" dediğinde jimin'in bileğini sıktım.

İkimizde yanlarına gittik, jin "biraz takılalım ha" kafamızı salladık, jimin "g-gitmeliyiz" jungkook kolunu jimin'in omuzuna koydu "hadi ama minik, bir kaç saat"  yoongi "itiraz istemiyorum" diyerek elini sırtıma koyarak ilerletti, jimin ile korkarak bir birimize baktık.

İki saatin sonunda bizi bırakmışlardı, jimin "hoseok ben eğlendim" 
"bende" dediğimde bana döndü "madem böyle anlaşabiliyoruz neden bize zorbalık yapıyorlar"  kafamı salladım "bilmiyorum"  önümüze dönerek yetimhaneye girdik, odamıza çıkarak üstümüzü değiştirip ders başına oturduk.

Benim aklım hala boynuma değen dudaklarındaydı.

sope : do-reHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin