sope : do-re

5

5
Yoongi+

Babam ile kahvaltı yaparken boğazını temizledi "yoongi" dediğinde ona baktım "efendim baba" dediğimde güldü "bir karar aldım ama senin de onaylaman gerek"  kafamı salladım.

Yutkundu "çocuk evlad edinmek istiyorum"  bir kaç saniye durdum, kaşlarımı çattım "neden?"  güldü "bana yardım etti, yetimhenede kalıyormuş, eğer onaylarsan evlad edinicem, sonuçta aynı evde kalıcaz ve sana danışmaz isem olmazdı"  kafamı salladım.

"Ne yardımı da evlad ediniceksin?" dediğimde "kapkaç olayına yakalandım ve o çocuk da yardım etti"  güldüm "bu kadar yani"  kafasını salladı "evet" dediğinde tabağıma döndüm.

"Baba teşekkür edersin biter gider neden evlad edinesin"  kafasını salladı "yoongi, kabul et lütfen"  güldüm "iyi"  geri yaslandı "senin hoseok ne alemde, itiraf ettin mi?"  kafamı salladım "hayır" diyerek meyve suyunu içtim.

Güldü "neden 3 yıl dilinden düşmedi, aşık değilmisin, itiraf etmenin zamanı gelmedi mi"  kafamı salladım "kabul etmiycek"  güldü "nereden bilebilirsin yoongi, denedin mi"  kafamı eğdim "baba biliyorum tamam mı, zorlamanın manası yok" diyerek yutkundum.

Babam "ne yapıcaksın peki"  omuz silktim "bir şey yapmıycam, hala onu sevicem" dediğimde kafasını salladı "ah yoon, pekala okul saatin geldi hadi çıkalım"  çantamı kenarı dan alarak kalktım.

Okula geldiğimizde saçlarımı öptü "iyi dersler"  arabadan indim, diğerlerinin yanına gittim, jin namjoon'a yapışmış namjoon ise gülerek jin'in yanaklarını okşuyordu, taehyung ve jungkook muhabbet ediyorlardı, yanlarına geldim "günaydın" dediğimde bana döndüler.

Günaydın dediklerinde sınıfa geçtik, çantaları bıraktık, taehyung "dolaşalım"  onayladık, jungkook "ne zaman gelecekler"  güldük "anladık jungkook aşıksın" dediğimde kafasını salladı "evet" cevabı ile yeniden güldük.

Jin "jungkook, karşıda"  gösterdiği yere baktık, namjoon "gidicekmiyiz"  kafamı salladım "gidicez zaten namjoon"  kafasını salladı.

Yanlarına gittik, kolumu omuzuna koydum "günaydın hoseokiee"  korkarak "g-günaydın"  sinirlenmiştim, benim güzelim benden korkuyordu, yanağını okşadım "kekelemen hoşuma gitmiyor hoseok" dediğimde yutkundu.

Sınıfa girdik, kolumu omuzundan çekerek elini tuttum, okşayarak "benim kutu bebeğim"  kafasını eğdi, elini sıktım "sırana git"  elini elimden çekerek sırasına gitti, neden bu kadar güzelsin hoseok, anlamıyorum, cidden anlamıyorum.

Hoca girdiğinde yerlerimize geçtik, ders bitsin diye dakikaları sayıyordum resmen, sonunda zil çaldığında hoseok kalktı ve sınıftan çıktı, arkasından ben de çıktım, lavaboya girdiğinde arkasından 2 kişi daha girdi, göz devirdim.

Kapıya yaklaştığım da sesler duydum, kaşlarımı çattım ve kapıyı açtığımda biri hoseok'a tokat attı, bana döndüklerinde hoseok ağlayarak "y-yoongi"  kan beynime sıçramıştı, sinir ile ona tokat atanın yakalarından tutarak burnuna kafa attım, geri gittiğinde ensesinden tuttum "sen kimsin de hoseok'a dokunursun"  kabini açtım.

Kolumu tuttuğunda güldüm "sen benim kutu bebeğime vurmaya cesaret edersin ha"  kafasını klozetin içine soktum, çıkmak için çabalarken kafasını çıkarttım "sen onun canını acıtırsın"  yeniden soktum, çırpınışları umrumda değildi, hoseok'a dokunan bedelini öder di.

Diğer çocuk "lütfen bırak, öldürüceksin"  çocuğun kafasını sudan çıkarttım "bir daha ona yaklaştığını görürsem bu sefer cesedini bulurlar"  geriye attım bedenini, diğeri kaldırarak lavabodan çıkarttığında hoseok'un yanına gittim.

Ellerini yüzünden çekerek yanağına baktım "ne oldu"  bileğimi tuttu "m-müdürün odasındaki sigaraları çalmamı söylediler, h-hayır dediğimde vurdu"  kafamı salladım, eğilerek yanağını öptüm, yüzünü avucuma alarak göz yaşlarını sildim "ağlama bebeğim"  hıçkırarak kafasını göğüsüme yaslayarak bana sığındı.

Sıkıca beline kolumu sarıp diğer elimi de sırtına sardım, elleri ceketimi sıkıyordu, burnumu şeftali kokan saçlarına  daldırıp derin bir nefes aldım, bir öpücük bırakarak geri çekildim, sırtındaki elimi çenesine getirerek biraz sıktım, kafasını kaldırdığında yeniden yanağını öptüm "yüzünü yıkayalım"  kafasını salladı, geri çekilerek çeşmenin yanına getirip vanasını açtım, su aktığında eğilerek avucuna su doldurup yüzünü yıkadı.

Geri çekildiğinde ceketimin kolunu aşşağı çekiştirip yüzüne değdirip suları sildim "iyimisin" dediğimde kafasını salladı, ellerine baktığında beline kolumu sardım "sana sataşan ve ya tehdit eden biri olursa bana söylüyorsun hoseok, anladın mı"  kafasını salladı "anladım"  anlındaki saçları çektim, kulağının arkasına sıkıştırıp anlını öptüm.

Kafasını yeniden göğüsüme yasladığında sıkıca sarılarak burnumu saçlarının arasına daldırıp güzel kokusunu soludum.