~3~

841 30 14
                                    

                     
                       3 gün sonra:

Sabah bağırış sesleri ile uyandım. Biraz dinledikten sonra annemle babamın yine kavga ettiğini anladım.

Okuluma daha üç saat vardı, bundan dolayı tekrar uyumaya çalıştım ama uyuyamadım.

Yavaş yavaş hazırlandım ve kahvaltı ettim. Bu sırada annemle babam hala kavga ediyorlardı.

Dayanamayıp okula gitmeye karar verdim. Dersin başlamasına iki saat vardı ama okulda oturmak evde oturmaktan daha iyiydi.

Okula doğru yürümeye başladım. Aklıma Efe geldi üç gündür okula gelmiyordu. Acaba bugün gelmişmiydi?

Okula vardım ve sınıfa çıkmak için merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfın kapısına geldiğimde ağlama sesleri ve bağırış sesleri geliyordu.

Sınıfın kapısını açtım ve gördüğüm görüntü beni şok etmişti. Efe günler sonra okula gelmişti. Emir Efe'nin kıvırcık saçlarını koparırcasına çekiyor ve bağırıyordu.

Yutkunarak sesiz bir sesle " ne yapıyosun" dediğimde Emir Efe'nin saçlarını bırakıp üstüme yürümeye başladı.

Bu sefer sert bir şekilde yutkunup bir adım geriye gittim. Emir dibime kadar geldiğinde durup eğilmiş ve yüzlerimizin aynı hizaya gelmesini sağlamıştı.

Sonra sessiz ve korkutucu sesi ile "sa-na-ne" her heceyi bastırarak söylemişti. "Yoksa sen demi dayak istiyorsun?" Korkarak başımı hızlı bir şekilde sağa sola çevirdim.

"Aferin" diyerek Efenin yanına giderken "ama bu yapmamalısın" dediğimde yavaşça arkasına dönüp tek kaşını kaldırarak "yaparsam ne olur?"

Hem çok korkutucu hem de çekici gözüküyordu. Ben sesimin titremesine engel olamadan " yaptığın kötü birşey yapma"

Umursamaz bir tavırla " işine bak " diyerek kendi sırasına oturup kafasını sıraya gömüp uyumaya başladı.

Bende hızla kafamı Efeye çevirdim. Islak gözlerle bana bakıyordu. Hızla sırama gidip uyuyormuş gibi gözlerimi kapattım.

Acaba üç gün önceki yaralarında Emir mi yapmıştı Efeye? Efeyi severim iyi ve tatlı bir çocuk neden ona böyle birşey yapmıştı?

Yavaş yavaş sınıf dolmaya başlamıştı. Daha sonra Sılanın gelip hemen yanıma oturmasıyla başımı kaldırdım.

"Günaydın"  sesi her zaman ki gibi coşkuyla çıkıyordu. Bense hala biraz korkuyordum. Efe' nin ve Emirin sırasına bakmıyordum.

O sırada Sılaya "sanada günaydın"  dedim. Sesimin mutlu çıkması için elimden geleni yapmıştım.

Birkaç dakika sonra Merve'de sınıfa gelmişti Sıla kendi sırasına gitti ve ders başladı.

Okul çıkışı:

Sıkıcı matematik dersinden bizi kurtaran o güzel ses duyulmuştu. Zıl çalınca Hızlıca eşyalarımı toparlayıp Merve ve Sılanın yanına gitmiştim

Merve ve Sıla orta üçüncü sırada beraber oturuyorlardı. O sırada gözüm Efenin sırasına kaydı. Eve kapı kenarı ikinci sırada oturuyordu.

Efe telefonla konuşuyor ve gülümsüyordu. Çok şaşırmıştım çünkü ilk defa gülümsemesini görmüştüm.

İki tane belirgin gamzesi vardı ve bu onu daha tatlı bir hale getiriyordu. Gülümseyerek hızla üst kata çıktı. Merve ben ve Sıla da sınıftan çıkmıştık.

Okul binasından çıkınca ayrılmak zorunda kalmıştık çünkü evlerimiz farklı yönlerdeydi. Vedalaşıp eve doğru yürümeye başladım.

Kulaklığımı çıkarmak için çantamı açtım ama kulaklığım yoktu. Üstümü aramaya başladım ama hiçbir yerde yoktu.

Kesin sınıfta unutmuştum. Tekrardan okula doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Okul binasına girdim ve merdivenleri çıktım.

Sınıfa girince sırama bakmaya başladım ama o aptal kulaklık yoktu. Nerede olabilir ki. Aklıma birkaç ders önce dersimizin fen olduğu geldi.

Fen derslerinde laboratuvara gideriz. Hızla üst kata çıkmaya başladım. Laboratuvar üst kattaydı.

Üst kata çıktıktan sonra merdivenlerin biraz ilerisindeki erkekler tuvaletinden Emiri çıktığını gördüm. Laboratuvara doğru yürümeye devam ettim.

Ama Emirde önümde yürümeye devam ediyordu. Sanırım o da laboratuvara gidiyordu.

Ve evet doğru bilmiştim Emir laboratuvara girdi. Kapının önüne geldiğimde saklandım çünkü içeride birden fazla kişi vardı.

İçeri baktığımda içeride Efeninde olduğunu gördüm. Aklıma Efe nin telefonda konuşurken hızla üst kata çıktığı geldi.

Efe hala telefonda konuşuyor gibiydi. Açık olan canım tam da eşiğine oturmuştu. Efe Emiri görünce tedirgin olmuştu.  Gözlerinden belli oluyordu.

Telefonu kapatıp elinde tutmaya devam ederken kısık bir sesle " ne istiyorsun" dedi Emir biraz kıkırdadıktan sonra Efenin üstüne yürümeye başladı.

Dövecek gibi duruyordu. Bunları düşünürken üç gün önce ki Efe'nin yüzü aklıma geldi. Ve Efe'de kimseye birşey söylememişti.

Emir döversede söylemeyecekti. Emirde hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edecekti bu düşünce beni sinir etti ve cebimden hızlı bir şekilde telefonumu açtım.

Kamerayı Emir ve Efe'yi çekecek şekilde ayarlayıp video kaydını başlata bastım.

Emir Efe ile arasında belli bir mesafe kaldığında durdu. Efe hala açık camın eşığınde oturuyordu. Kısık ve korkutucu bir sesle "ne istiyorum biliyor musun" biraz duraksadı "canını"

Birkaç saniye sessizlik oldu ben hala Efe ile Emiri çekiyordum. Sonra Emir yalandan üzgün bir sesle "aslında yazık olacak iyi çocuktun, amaa bana bulaşmayacaktın"

Ne diyordu bu böyle tam Efe "ne saç-" diyecekken Emir Efe'nin göğüsüne sert bir tekme attı. Sertçe yutkundum.Efe göğsüne yediği darbe ile hemen arkasındaki açık camdan düşmüştü.

E-efe aşşagıya düş-düşmüştü. Beynim dondu, nefes almam durdu, gözlerim acımaya başladı. Kesinlikle kafayı yiyecektim. Emir Efe'yi aşşagıya atmıştı.

Öl-ölmüş olabilir miydi. Telefonu tutan elim titremeye başlamıştı. Öldüyse ne yapacaktım.

Ya öldüyse bu düşünce beni okadar korkutmuştu ki ağzımdan korku dolu bir sesle sessizce "EFE" kelimesi çıkmıştı.

Kelime ile aynı anda gözümden bir damla yaş akmıştı. Emir benim efe dememi duymuş olmalı ki hızla arkasını döndü ve beni gördü...



Arkadaşlar yazım hatası vb. şeyler varsa beni affedin. Umarım sevmişsinizdir. Sizleri seviyorum❤

~Video Kaydı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin