Okula doğru yürüyordum. Üç gün boyunca okula gitmemiştim. Karın tarafım mosmordu. Bir ara hastaneye gitmeyi bile düşünmüştüm. Üç gün sonra zar zor yürüyebiliyordum.
Yüzüme dokunmadıkları için annem çok fark etmemişti. Sadece anneme hasta olduğumu ve gitmeyeceğimi söyledim. Tanrıya şükür ki beni anlayışla karşıladı.
Dersin başlamasına bir saat yirmi dakika vardı. Erken gidiyordum çünkü sınıftakilerin yüzünü görmek istemiyordum.
Yüzüm çok solgundu. Kardeşim olsaydı beni biraz güldürebilirdi belki. Hayatta sevdiğim tek şey vardı, beni güldüren tek şey kardeşim Beray. Ama artık o da yok. Şimdi benim nasıl mutlu olmam gerekir. Nasıl mutlu olabilirim.
Okul binasının içine girdim. Koridor boş ve karanlıktı. Okulda sanırım sadece bir kaç kişi vardı. Sınıfa doğru çıktım. Sınıfın kapısına geldiğimde birileri bağırıyordu.
"Size kızı sadece korkutun demiştim. Dövün değil. Bari bir kaç kez vursaydınız. Kız sizin yüzünüzden günlerdir okula gelmiyor. Eğer bu günde gelmezse kıza vurduğunuzun on katını geri alırsınız." Bu Emirin sesiydi. Çok fazla bağırıyordu.
"Emir ben Sina'a dedim ama beni dinlemedi." Bu ses Ardaya aitti.
Daha fazla dayanamayıp sınıfa girdim. Sadece önüme bakıyordum. Hiç birinin yüzü umrumda değildi. Sırama doğru ilerledim ve başımı sırama koyup uyuyormuş gibi yapmaya başladım.
Acaba kimin hakkında konuşuyorlardı.
Diğer çocukların gittiğini hissettim. Emirle sınıfta yanlız kaldık. "Şey Asel di değilmi"
Yavaşça başımı kaldırıp ona baktım. "Şey iyi misin?" Ne cidden iyi olup olmadığımı mı soruyordu. Sessiz ve sorgularcasina "Sence"
~Kötü
- Cevabını bildiğin soruyu neden soruyorsun?
~ Sadece senle biraz konuşma istiyorum.
- Ne istiyorsun para mı?
~ Hayır
- Sınavda kopya mı?
~ Hayır
- Kantinden herhangi bir şey mi?
~ Hayır senle konuşmak istiyorum sadece.
- Ne konuşacaksın. Bana başka nasıl zorbalıklar yapacağını, başka işkence yöntemlerini falan mı anlatacaksın?
~ Bu günlerde ayrı bir mutsuzluk var sende. Kötü bir mutsuzluk. Ve bunu bilmemek benim canımı sıkıyor.
- Söyleyince acımla dalga geçemediğin için mi canını sıkıyor?
~ Hayır neden anlamak istemiyorsun senle artık uğraşmayacağım yani zorbalık yapmayacağım.
- Tamam sen istedin. Neden 3 hafta boyunca okula gelmedim biliyor musun?"
Gözlerim dolmaya başladı. Ve istemsizce yanağından bir yaş süzüldü.
- Kardeşime bir ay önce araba çarptı ve öldü. K-Kardeşim öldü, annemle babam boşanalı 2 hafta oldu, birde siz varsınız beni gördüğünüz her an zorbalık yapıp döven
Biraz durup sakinleşmeye çalıştıktan sonra devam ettim.
- Şimdi benim nasıl mutlu olmamı hayattan zevk almamı bekliyorsun?
Şaşkınca yüzüme bakıyordu. Bu kadarını beklemiyor olduğu çok belliydi.
~ B-ben bilmiyordum. Çok çok özür dilerim. Bilmiyordum. Bilsen yani şey yapmazdım.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
~ Ağlama demek istiyorum ama bir işe yaramayacağını biliyorum. Ağla rahatlarsın.
Bir kaç dakika ağladıktan sonra Emir bana hafifçe sarılınca sorgulayıcı gözlerle ona bakmaya başladım. Geri çekilerek.
~ Ben birini nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum. Özür dilerim. Umarım rahatsız olmamışsındır.
Hiç bir şey söylemeden göz yaşlarımı sildim ve yüzümü yıkamak için ayağa kalkıp koşarak tuvalete gittim. Musluğu açıp ellerimi biraz suda beklettim ve daha sonra yüzümü yıkadım.
Aynada kendime baktım. Çok acınası görünüyordum. Ağlamakta gözlerim şişmiş ve kızarmıştı. Dakikalarca aynada kendime baktıktan sonra tuvaletten çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladım.
Sınıfa girdiğimde sınıfta Ece ve arkadaş grubununda geldiğini gördüm. Emir bana bakıyordu. Yavaş adımlarla sırama gidip uyumaya başladım.
Saatler sonra:
Yatağıma uzanıp bir kitap almış ve okuyordum. Kitap okumaya bayılırdım ve bu iğrenç dünyadan biraz da olsa kurtulmamı sağlıyordu kitaplar.
Telefonumdan gelen bildirim sesi ile kitabı sol tarafıma koydum ve telefonumu açtım.
~
+9053********:
Merhaba Asel
ben Emir
Asel:
Ne oldu?
Numaramı kimden
aldın?
Pislik:
Şey ben tekrardan
çok özür dilerim.
Asel:
Numaramı kimden
aldın?
Pislik:
Sıla'dan|
Hocadan aldım.
Senden tekrardan
özür dilemek istedim.
Asel:
Tamam diledin
özrünü, bb
Pislik:
Bb
~
Sizleri çok seviyorummm❤
