~7~

599 21 13
                                    


Arkamda olan Sinanın omuzlarından sert bir şekilde itmesiyle yüzüm yere dönük olacak şekilde yere düştüm.

Arda yere düşen çantamı alıp başından aşşağı dökmeye başladı. Eşyalarımın bazıları kafamı acıtıyordu.

Arda birkaç kez daha karnıma tekme attığında sesli bir şekilde inlemeye başladım. Canım acıyordu.

Birkaç saniye sonra adını bilmediğim iki çocuk beni kollarımdan tutarak dizlerimin üstünde durmamı sağladılar. Hala beni sıkıca tutuyorlardı.

Sinan omzunu duvara yaslamış bizi seyrediyordu. Arda dağılmış saçlarımdan tutarak yüzümü ona doğru çevirdi. Saçlarımı sıkıca tutuyordu.

"Ne oldu dün bize cevap verirken iyidi. Şimdi sesin çıkmıyor." O iğrenç sesi ile gülüp "Yoksa canın mı acıyor" Saçlarımı daha çok çekip sırıtıyordu.

Saç diplerimi koparırcasına çekiyordu. Dayanamayıp "dur canım acıyor" dediğimde saçlarımı bırakıp sesli bir şekilde gülüyor ve alkış çalıyordu.

Sinana dönüp sesine alaycı bir ifade takıp "gördünmü Sinan canı acıyormuş" dediğinde Sinan da gülmeye başlamıştı.

"Seni normalde şimdi bırakacaktım ama bu günün aklından uzun bir süre çıkmaması için sana bir iz vermem gerekiyor" Arda sözünü bitirince elini arka cebine atıp bıçağı çıkardı.

Bir saniye bı-bıçakmı. Sert bir şekilde yutkundum. Bana doğru bir adım atıp eğildiğinde kafamı eğip sağa sola doğru hızla salladım. " Hayır, hayır, hayır olamaz, yapma lütfen, hayır"

Arda çenemden tutup yüzümü ona doğru çevirdi. Ne kadar çırpınsamda yapamadım. Kendimi kurtaramadım.

Bıçağı yüzüme yaklaştırınca çığlık attım. Sağ yanağımda elmacık kemiklerimden kulağıma kadar derin bir çizik attı. Kan damlalarının yanağımdan boynuma doğru süzüldüğünü hissediyordum.

Yanağım çok acıyordu. Sinanın "Yeter bu kadar Arda hadi gidelim" dediğinde Arda çenemi sert bir şekilde bıraktı. "Daha bitmedi, yeni başlıyoruz." dedi ve sırıtarak arkasını dönüp ellerini ceketinin ceplerine koyarak yürümeye başladı.

Kollarımı tutan adını bilmediğim çocuklarda kollarımı bırakmışlardı. Kollarımı bırakmalarıyla yere düştüm.

Dolu gözlerimle onların uzaklaşmasını izledim. Neden ben neden. Yavaşça ayağa kalktım. Elimi yanağıma götürdüğümde acıyla inleyerek hızla elimi geri çektim.

Biraz ilerideki dağılmış çantamı yavaşça toplamaya başladım. Her yere eğildiğimde karnımdaki acıyla yüzümü buruşturuyor ve hafif bir şekilde inliyordum. Tuzlu gözyaşlarım yanağımdaki yaraya değiyor ve yakıyordu.

Yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Zaten evede yakındım. Yolda yürüyen bazı insanlar bana bakıyorlardı. O kadar canım yanıyordu ki utanmaya halim yoktu.

Evin kapısına vardığımda annemlerin evde olmadığını anlayınca tanrıya binlerce kez şükrederek çantamdaki anahtarı çıkardım. Evin kapısını açınca hızla duşa girdim.

Aynada kendime ve yanağımda ki yarama baktım. Acınası görünüyordum. Saçlarım dağılmış yüzüm kan içerisinde kalmıştı. Gözlerim ağlamaktan şişmişti. Berbat bir haldeydim.

Üst formamı hafif bir şekilde kaldırarak karnıma baktım. Morarmıştı. Bana bunu neden yapmışlardı. Bu bu çok ağırdı.

Bir yara beziyle yaramı silmeye başladım. Yaramı sılerken canımın açılmasıyla yüzümü buruşturuyordum.

Kan biraz durmuştu. Ama hala kanamaya devam ediyordu. Kıyafetlerimi çıkartıp duşa girdim.

Ilık bir duş almaya başladım. Su yarama değdiğinde çok acıyordu. Hızlı bir şekilde duşumu alıp çıktım. Kıyafetlerimi alıp giydim.

Üzerime gri bir T-Shirt altımada siyah bir tayt giydim. Dolabımdan merhem alıp yaralarıma sürmeye başladım. Merhemi sürerken ağlıyordum.

Yanağımdaki yaraya bez sarıp yatağıma doğru yürümeye başladım. Yatağıma girip ağlarken gözlerim yavaş yavaş kapandı.

Ertesi gün:

Alarmımı iki saat önceye kurmuştum. Annemler yaramı görmesinler diye. Akşam okuldan eve geldiğindeyse sabah okula giderken yere düştüğümü söyleyecektim.

Okula gitmek zorundaydım. Çünkü bugün çok önemli bir sınavımız vardı bu sınavdan düşük alsamda girmemekten çok daha iyiydi.

Yavaş yavaş acıyla hazırlandım. Okul formamı giymedim, giyemezdim. Çünkü daha kan içinde kalmıştı ve ben çamaşır makinasına atmayı unutmuştum.

Formamı çamaşır makınasına attım.Yaralarıma merhem sürüp üzerime birkaç şey giydim.

Evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Hava biraz soğuk ve rüzgarlıydı.

Okul binasına girip sınıfıma çıktım. Sınıfa girdiğimde sınıfta sadece bir kişi vardı. Benim sırama oturmuş ve uyuyordu. Bu Emirdi.

Hızla sırama gidip "burası senin sıran değil kalk sıramdan" dediğimde Emir yumruk olan elini sıraya vurarak başını kaldırdı ve bana baktı.

Alnına düşen açık kahverengi saçlarını eliyle düzeltip. "Artık benimde sıram. Hocaya Elayla yer değiştirmek istediğimi söyledim ve oda kabul etti."

"Ben ben seninle oturmam" Tek kaşını kaldırarak kalın olan erkeksi sesi ile "Anlayamadım" dediğinde korkarak yanına oturdum ve yüzümü cama dönerek gözlerimi kapattım.

"Yeni sıra arkadaşına merhaba demek yokmu hı" Kafamı kaldırıp ona baktığımda oda bana bakıyordu.

Gözleri yanağımdaki yarayı bulunca "aa " biraz duraksadı ve şaşırmış gibi yapıp. Bizimkiler dün çok abartmışlar sanki ama ben onlara söyledim önce kızı alıştırın sonra ileri gidin diye ama dinlememişler."

Ona sinirle baktım ve gözlerim dolunca kafamı tekrar sırama koyarak ağlamaya başladım.




Arkadaşlar eğer yazım yanlışı fln varsa affedin. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorummm ❤


 

~Video Kaydı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin