7.Bölüm

67 11 0
                                    

Prens Axel kısa bir süre bana baktı ve "bana çarpıp bayıldınız. Aynısı abim prens Edward'da da olmuştu değil mi?" bu sorusu beni biraz şaşırttı. O nereden biliyordu ki bu olayı. Cümlesine devam etti "Tabii abim sana çarptığında yaklaşık üç saat kadar baygın kalmışsın bu konuda şanslıyım." dedi. Bende onu cevabımdan esirgemedim.

"Prens Edward bana çarptığında gücünden ötürü bir de duvara çarpmıştım. Bu yüzden yaklaşık üç saat kadar baygın kalmıştım. Siz bana çarptığınızda herhangi bir yere savrulmadığım için daha az baygın kalmışımdır. Bu bendeki bir hastalık gibi bir şey. istese de engelleyemem." dedim.

Kendini oldukça büyük bir halt sanan prens Axel bir süre bana baktı ardından " Her neyse, artık festival alanına gitmeliyiz. Sonuçta bir buçuk saat belki de daha fazla bir süredir buradayız. Biraz daha geç kalırsak hakkımızda pek olumlu düşünmez halk." dedi.

Sonra da beni yavaşça kaldırıp koluma girdi. Şimdi neden koluna girdi diye soracaksınız. Çünkü başım dönüyor. Şifahane ile festival alanı arasında yaklaşık yirmi dakikalık bir mesafe var.

Prens Axel merdivenler bitene kadar benim kolumda kaldı sonra da doğal olarak kolumu bıraktı. Havanın kararmasına yaklaşık iki saat vardı. Benim hemen babamı bulmam gerekiyor. Tabii bu şuan pek de zor değil. Bize ayrılan masaya gittiğimde akşam yemeği için ayrı yemekler gelmişti.

Bizim masada amcam eşi ve iki oğlu vardı. Amcam bizim kadar tanınan bir olmasada yine gideri vardı. Bizim amcamlarla aramız gayet iyiydi. Nişanimi atacağımı bilmeleri oldukça iyi bir durum benim için. Bir kuzenim prens Andrew'in yaşında diğeri de bir yaş küçük. Hafifçe boğazımı temizledim.

Herkes dikkatini bana verince derin bir nefes alıp"ben bu akşam nişanımı atmaya karar verdim."  dedim. Büyük kuzenim bana bakıp güldü ve " zaten prens Andrew'den hiç haz etmiyordum" dedi. Küçük kuzenimde onu destekledi.

Amcam ve yengem de beni onaylayınca içim rahat etti. Sohbetli bir akşam yemeğinden sonra herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Amcamlarla onlara ayrılan misafir evine gitmek için masadan kalktı.

Herkes dağılana kadar hava karardı. Ben ve babam dışında iki kraliyet tek kalmıştı. Biz ve GREY krallığı da müsade isteyip kaldığımız saraya gittik. Kısa bir süre sonra da babamla kralın taht odasına gittik.

Muhafızlar bizi gördüklerinde hiç zorluk çıkarmadan içeri aldılar. Hava karararı çok olmadığı için kral tahtında oturuyordu. Sanırım kraliçe yorulduğu için odasındaydı.

Ah, sevgili kralımız eşini ne kadar da çok seviyor. Her neyse, kral meraklı bakışlarını bize dikmişti. Babamla hafif birer selam verdik.

Sonra babam söze girdi "sevgili kralımız sizi rahatsız ettiğimiz için çok özür dileriz. Burada bulunma bedenimizi pek hoş karşılayacağınızı pek sanmıyorum." kral babamı devam etmesi için onayladığında "kızım Aurora Dainty Prens Andrew ile olan nişanını atmak istiyor." Kral oldukça şaşkındı.

Böyle bir şey beklemediği bariz belliydi. İnsanları şaşırtmayı severim. Her neyse, hemen konuyu dağıtıyorum. Babam hafifçe boğazını temizledi. Kralın bakışları bize döndü ve "neden nişanı etmek istediğini öğrenebilir miyim Leydi Aurora" "saygıdeğer kralım siz farkettiniz mi bilmiyorum ama prens Andrew beni sevmiyor. Tamam bu zaten bir mantık evliliği bunu kabul ediyorum. Ama her ne kadar beni sevmese de biz daha nişanlı iken Leydi Emma'ya yönelmesi hiç hoş bir bir durum değil./"

Kral kısa bir süre sonra"muhafızlar prens Andrew'i çağırın" diye emir verdi. İki muhafız iki dakika sonra yanlarında prens Andrew ile geri geldiler. Kral prens Andrew'e dönerek balıklama bir şekilde "madem Leydi Emma'ya ilgi duyuyorsun neden Leydi Aurora ile nişanlandın" diye sordu. Prens Andrew ilk olarak bana öfkeyle baktı ama babasına da cevap vermedi.

Kral da zaten ondan cevap beklemiyor olacak ki devam etti "nişanını atmana izin veriyorum Leydi Aurora" dedi. Ben de prens Andrew'e dönüp iki veya üç saniye nispet yaparcasına gülüp hemen önüme döndüm. Sonra babama dönüp normal bir ses tonuyla "babacım lütfen sen odana git ben sonra gideceğim" dedim. Babam ilk önce Andrew'e döndü sonra beni başıyla onayladı.

Babam ve ben kralı selamladıktan sonra taht odasından ayrıldık. Ben bahçeye giden yola dönerken babam kendi odasının yolunu tuttu. Bahçeye çıktığımda hiç vakit kaybetmeden arka bahçeye yöneldim. Ah, şuan azıcık prens Andrew'den korkmuş olabilirim ama azıcık. Arka bayçeye ulaştığımda bir ağacın altına oturdum. Etraf karanlıktı.

Sonra sağımdan bir nefes alma sesi duyudum. Sanırım Andrew gelmişti. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Sesin geldiği tarafa döndüğümde gelen kişinin Andrew olmadığını farkettim. Birkaç saniye birbirimize oldukça boş baktıktan sonra Andrew olmayan kişiye bir adım attım.

Şuan ilk adımı benden beklediği için onu ayıplıyorum. Çünkü ben ona ilk adımı attıktan sonra iki veya üç adımda yanıma ulaştı. Bu kişi tam olaraktan prens Edward'tı. Bende şuan en az sizin kadar şaşkınım. Sanırım yine konuşmaya benim başlamamı bekliyordu.

Hafifçe boğazımı temizledikten sonra "buyrun prens Edward" "nişanınızı attığınız bilgisini aldım az önce" "evet prens Edward nişanımı attım" hafif bir gülme sesi. Sonra "bana ihtiyacınız kalmadı demek ki. Aslında babamın nasıl izin verdiğine şaşırıyorum. Açıkçası kendisinden beklemiyordum. Sonuçta sen bu krallığın en zengin dükünün kızısın. Gönlü buna nasıl el verdı acaba" "demek ki babanız oğlunu seviyormuşta sevdiği kişi ile evlenmesi için ona ikinci bir şans vermiş. Tabii aynısını bana da verdi. Ben de bu şansı uzun süre değerlendirmemeye karalıyım. Sonuçta herkes ikinci bir şansı alamaz. Bunu düzgün kullanmalıyım değil mi prensim." dedim.

Tabii sesim biraz alay edercesine çıkmış olabilir ama işte ne beklersin. Sanırım prens alaycı sesime biraz öfkelenmiş olmalı ki kaşlarını çattı. Ama az yani öyle çokta değil yani. "Bence de ikinci şansınızı düzgün kullanmalısınız Leydi Aurora. Çünkü bu defa affedecek kimse olmaz. Bu arada babam şuan senin hayatında başka birinin olduğunu düşünüyordur. Yani abim değil de üçümüzden birinin yani. Yoksa bir aptal olduğunu düşünüyordur. Sonuçta krallığın veliaht adaylarından biriyle nişanlıydın."
__________________________________________________

BÜYÜLÜ KOLYE (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin