JJK özel plakalı arabalar gürültü ile binanın önünde durduğunda gerginlikle dudaklarını dişliyordu omega.Bir kaç dakikadır biraz sonra olacakları düşünüyor daha da gerilmesinin önüne geçemiyordu.Park olarak geldiği yerden Jeon Jungkook'un soyismini almış olarak çıkacaktı.Jungkook'un eşssiz feromonları arabanın her yerinde dolanırken sessiz olmasını umduğu bir nefes çekmişti içine.
"İnmeyi düşünüyor musun?"Alfanın kadife sesi kulaklarına dolarken sadece kafasını sallayarak kapıyı açmak için yeltenmişti.Ama ondan önce davranan korumalar çoktan açmışlardı bile.Göz deviren Jimin surat asarak indi.Bu kadarına gerek olduğunu asla düşünmüyordu.
Yine de tüm bunların sebebi Jungkook'tan başkası değildi, çalışan hiç kimsenin bir suçu yoktu.O yüzden korumaya güzel gülüşünü armağan etmişti."Teşekkür ederim."Jungkook sert bakışlar ile yanına geldiğinde izin almayı aklına getirmeyerek Jimin'in ufak ellerine kendi büyük ellerini geçirmişti.Jimin şaşkınca bakıyorken onu umursamadan çekiştirmiş kendi nikahlarının kıyılacağı salona doğru yürütmüştü.Onlara eşlik eden siyah giyimli koca cüsseli korumalar peşlerinden geliyordu.Arkasından yavru bir ördek misali yürüyen Jimin ise hala şaşkındı.Arabadaki gerginliği bir anda buhar olup uçup gitmişti sanki.
"Ayaklarının altında yapıştırıcı mı var bu kadar yavaş yürüyorsun?"Jimin hala şaşkınken alfadan gelen homurdanmaya benzer sesle istemsizce oflamıştı.Yine de bu adamın kendisine sivri dişlerini geçirmesine izin vermek gibi bir niyeti yoktu.
"Evet sökmek ister misin onları?"diye alayla söylendiğinde kendisine dönmüş siyah gözlerden gelen tehlikeli bakışlar ile yerine sinerek sevimli olduğunu düşündüğü bir gülümseme gönderdi.Konuyu değiştirmekte buldu çareyi."Hangi salonda olacak nikah arkadaşıma haber vermeliyim."
Jungkook onu duymamış gibi devam ederken Jimin sinirle güldü.Alfanın kocaman elleri arasında kaybolan ufak ellerini çekmeye çalıştı ama Jungkook izin vermemişti."Bir soru sorduğumu duymuş olmalısın."diye diretti.
"Yanıt verme gereksinimi duymuş olsaydım çoktan cevabını almış olurdun."Onun bu umursamaz ukala haline karşın Jimin daha şimdiden sinirlerinin yükseldiğini hissediyordu.Ağzından neler çıktığını bilmeden konuşuyordu."Her zaman böyle kendini beğenmiş bir adam gibi mi davranırsın?"
Jungkook adımlarını durdurduğunda tehlikeli görünen yüzü ile arkasına dönüp omegayı göz hapsine almıştı.Dudakları aralanırken,"Her zaman böyle patavatsızca mı konuşursun?"diye sormuştu.İnce kaşları çatıkken korkutucu olduğunu düşünüyorsa kesinlikle haklıydı.
Ama Jimin henüz ondan korkuyu hissedememişti.Gevşeyen el arasından kendi elini hızla çekti ve başını iki yana salladı."Hayır gerektiğinde güzel dilli olmayı başarabiliyorum."Saçları gözlerine batarken parmak uçları ile onları itekledi.
Üzerine doğru yavaşça eğilen adam kişisel alanını işhal ederken yanık kahve kokusu ciğerlerine yolculuğuna başlamıştı.Kafasını geriye çekmesi bile Jimin'e alan kazandırmamıştı.Boşta kalan büyük elini yukarı çıkartarak Jimin'in açıkta halan beyaz pürüzsüz boynunda parmak uçlarını gezdiriyordu."Bundan sonra güzel diline ihtiyacın olacak o zaman."
"Bu bir tehdit mi?"Meydan okuyan bakışları ile bakarken boynunda gezen parmaklar olduğu yeri usulca okşarken bir an önce elini çekmesini istiyordu çünkü anlıkta olsa hissettiği yumuşalık ile her şeyi unutup gözlerini kapatmak istiyordu.
Jungkook'un dudakları kıvrılmıştı kendi ekseninde yaprak gibi titreyen küçük omega ile.Pekala Jungkook normalde de yakışıklı bir adamdı ama yakından bakıldığında galaksiden birer parça taşıyan siyah yoğun bakan gözleri daha da güzeldi."Tehdit olarak algılamak senin yanılgın Jimin-ah."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More|Jikook|
FanfictionBurda kucağımda olmanı kaç gün kaç gece hayal ettim bilmezsin