11

853 101 107
                                    

Gerçekten iyi miydi Jimin?

Arkasından haberi dahi olmadan kendisi adına planlanmış bir oyunu oynarken iyi miydi?Tek yakın arkadaşı tarafından acımasızca kurban edilirken iyi miydi?Yavaş yavaş kalbine doğru sızan Jungkook'un böylesine kendisine oyun oynamasına rağmen iyi miydi?

Hayır.

Berbattı şu an.Her şey planlanmıştı.Jimin'in eline sahte senaryonun yazılı olduğu bir defter vermişler ve başından sonuna kadar oyuna sadık kalması şartıyla sahnesini sergileyebileceğini söylemişleri.Bu sessiz bir tiyatro değildi.Duygularını gizlemenin yararına olacağı ellerine ihanetin acı yanları bulaşan insanlar tarafından kurgulanmıştı.

Bu gerçeklik Jimin'in canını her şeyden daha çok yakıyordu.Tae onu bilerek ve isteyerek ateşe atmıştı.Jimin fazla savunmasızken boşluk anından yararlanmış ve kendisine aşık olduğu iddia edilen adamla evlenmesine göz yummuştu.Jimin her gün gelecek hakkında içi yanarak düşünürken aslında gelecek bile planlanmıştı.Ama bu plandan kendisinin hiç haberi yoktu.

Tekrar tartıyordu kafasında.

Jimin iyi miydi?

Gözlerine kepenk indirerek hızla kapattı.Kapalı gözlerinden yaşlar birer birer kızarık yanaklarına dökülmeye başladığında alfa da onun değişen feromonlarından rahatsız olarak koltuğa küçük bedenini sığdırmakta zorlanmayan Jimin'in yanına yürüdü.Ellerini kibarca eğik kafanın çenesine dayayarak kaldırdı.Kırmızı şişkin yanaklara süzülen iri yaşlara anlamsızca baktığında kendisini tırmalayan baskın alfasından ötürü omegasını böyle hüzünlendiren nedeni bulmak istiyordu.

Uzun parmakları inci taneleri gibi parlayan yaşları tek tek silerken yumuşak çıkarmaya çalıştığı sesiyle merakla sormuştu."Sorun ne güzelim?"

Jimin yüzüne yapılan dokunuşlarla daha çok ağlamak isterken bulmuştu kendisini.Şu an kendisini çocuk gibi kandıran bu adamın yine kendisine bu kadar kibar davranması göğsünü çok yakıyordu.Niçin böyle bir şey yapma gereği duymuştu ki?

Kasıklarında ki ağrı da kalbinde ki şiddetli ağrıların arasına karışmıştı.Yüzü ağlamanın getirisinden ötürü buruştuğunda sessiz hıçkırıkları boğazını asit gibi yakarak ağzından dışarı çıktı.Çenesi titrerken bal sarısı harelerini açmayı es geçerek titreyen dolgun dudakları arasından fısıltılı sesi duyuldu."Canım yanıyor."

Telaşlanan Jungkook bir şahin gibi keskin duran gözleri ile küçük bedenin açıkta kalan her yerine bakıyor hasar tespiti yapar gibi göz gezdiriyordu.Bir sorun yok gibi görünüyordu.O zaman neden karşısında bu kadar savunmasız duruyordu"Bir yerine bir şey mi oldu?Gözlerini aç bana ne olduğunu söyle."

Bir hıçkırık daha dudakları arasından firar ederken küçük omuzlarını kaldırıp indirdi jimin."Açmak istemiyorum."Çatallaşan sesi ile ellerini karnına çıkardı.Bahanesi karnındaki yavru olmalıydı.Şimdilik gerçekleri öğrenene kadar Jungkook'a olan bitenler için bir şey söylemeyecekti.

"Hadi gözlerini görmeme izin ver."Alfanın ilgili gelen sesi ağlama isteğini körüklüyordu.Onun karşısında bu kadar aciz olmak istemezdi.Her şeyin rüya olmasını istiyor bir an önce uyandığı bu kabustan sıyrılmayı diliyordu.Biraz daha böyle gerçekten ilgili bir koca gibi davranmaya devam ederse kendi elleriyle bu adamı paramparça edeceğinin bilincindeydi.

Jimin gözlerini aralayarak ıslak kirpiklerinin altından kendisine yumuşak bir ifadeyle bakan adama karşı,"Eve gidelim mi?"diye boğukça mırıldandı.Boğazında ki düğümlere her gün bir yenisi daha eklenirken onları çözmek imkansız hale geliyordu.Siyah irislerini saran gür kirpiklerinin üzerinden böyle yoğun bakarken nasıl Jimin'i bir oyuna alet edebilmişti?

More|Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin