Selamlar canımlar, satırlarca konuşabilecek şekilde geldim size. Bir süredir bölüm atamadım ama son düzlükteyiz, finali yazmaya başladım. Tam 40 bölüm olmuş olacak kitabımız. Neden buralarda olamadığımdan bahsedeyim hemen, İnstagram'dan çok uzun uzun paylaştık bu konuyu:') Benimle paylaştınız aynı heyecanı... 9 Numara'mız, ilk göz ağrımız kitap oluyor. Arka planda onun kapağıyla, iç dizgisiyle uğraşıyordum. O k adar güzel şeyler çıktı ki ortaya... Hayran kaldım her birine. Hepsi içime sindi. Şimdi okullar açılmadan Bunu Bana Yapma'ya da veda edeceğiz. Bu sürecin ardından yaklaşık bir yıl kadar kurgu yayınlamayacağım. Bu konuyu finalimizin de ardından detaylı konuşuruz elbet🖤 Kendinize nazik davranın.
Keyifli okumalar diliyorum, yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
🖤🩹
Gözlerimi ovalarken bir yandan da odaya sızan güneş ışığına istinaden örtüyü yüzümü kapatacak şekilde üzerime çektim. Mart ayı için çok fazlaydı bu güneş bence. Kendimce hava durumu ile olan kavgamı bitirdikten sonra yataktan adeta kendimi kazırcasına kalktım. Elimi yüzümü düzgünce yıkadıktan sonra odama geri döndüm. Camı hafifçe aralayıp içeriyi havalandırırken bir yandan da yatağımdaki çarşafı ve yastık kılıfını kaldırdım. Günlerden salı ve mesai günleri olmasına rağmen bugün büroya gitmeyecektim çünkü yeni bir dava almadan önce halletmeyi istediğim işlerim vardı. Mesela istifa etmem gereken bir Kaya Catering şirketi vardı.
Çarşaf ve yastık kılıflarını makineye attıktan sonra gerekli ayarları yapıp onları yıkamaya bıraktım. Ardından dolabımın tamamını yatağın üzerine boşaltıp sadece bugün giyeceklerimi ayırıp geri kalanlara hiç dokunmadım çünkü akşam da bunlardan giymediklerimi ayıracaktım. Koyu kahverengi kalem bir eteğin üzerine krem rengi gömleğimi giydim. Havanın güneşine aldanmayı seçtiğimden de ince bir hırkayı üzerime geçirdim. Ardından çantamı da hazırlayıp yatak odasından çıktım. Mutfağa girdiğimde sanırım alışveriş yapmam gerektiğini de fark etmem çok uzun sürmemişti. Geçtiğimiz günlerde aldığım fakat sonra midemin kaldırmadığı gerekçesiyle yemediğim simidi tabağa aldım. Yanına ısıtıcıdan ısıttığım suyu bir bardağa alıp sallama çayımı hazırladım ve yiyebildiğim kadarını atıştırmaya başladım. Henüz ne zaman bırakacağımı doktorumla konuşmadığım ilaçlardan gerekli olanları içtim ve evdeki işimi başarıyla tamamlamış oldum. Atkuyruğu yaptığım saçlarımı aynada son kez kontrol ettikten sonra tam kapıdan çıkarken bana sağlam bir ağrıyla kendini hatırlatan reglim için de bir ağrı kesici içtim ve bu defa gerçekten evden ayrıldım.
Yaklaşık bir saat sabah trafiğinde verdiğim mücadelenin ardından şirketin otoparkındaydım. Arabayı park ettikten sonra giriş kata veya kendi odama uğramadan direkt Rümeysa'nın odasına çıktım. Onun ardından da Kadir Bey'in odasına uğramam gerekecekti. Kolumdaki saate baktığımda henüz yedi olduğunu fark ettim ve buradan en kısa sürede çıkmayı temenni ettim.
Kapıda yazan Rümeysa Alım yazısına göz gezdirdikten sonra kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Varlığına hiç şaşırmadığım Poyraz ve Çağıl'ın ardından gözlerimi Rümeysa'ya çevirdim. Şaşkınlığını attıktan sonra oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Kollarını boynuma sarıp "Hoş geldin." dedi.
Ona oranla daha sakin bir tavırla "Hoş Bulduk." dedim.
Rümeysa birkaç şey daha sıralarken benim oturmam için ayaklanan Çağıl'ın yerine oturdum. Karşımdaki Poyraz'a da gülümsedikten sonra bakışlarımı Çağıl'a çevirdim. Her şeye hakim olduğundan tavrıma da yabancı değildi. Rümeysa sandalyesine doğru geçerken hala beni süzmeye devam ediyordu. "Konuşmuyoruz yani." dedi.
"Yio," dedim dizlerime bakarken. "Konuşuruz."
"Yaşadıkların kolay değildi." diye söze başlayan Rümeysa'nın cümlesini yarıda kestim.
![](https://img.wattpad.com/cover/333450810-288-k255638.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Bana Yapma
General FictionBir gece ünlü restoran zincirinde işlenen cinayet, restoranın şefi ve aynı zamanda restoran sahibinin oğlu Çağıl Kaya'nın üzerine kalır. İstediğini elde etmek için hiçbir zorluktan kaçmayan Avukat Bigem dava dosyasını alır. İlk bakışta duygularıyla...