İki çift yeşil göz

2.7K 31 5
                                    

İki çift yeşil gözler birbirine bakıyordu. Birinin bakışlarına yeni, diğerinin ise uzun zamandır kölesiydim.

Ve elim acıyordu. Elimi sıkan Poyraz'ın eliydi.

Kendini en az elimi sıktığı kadar sıkıyordu bunu anlamak zor değildi. Çenesi kasılmış, kaşları çatılmış Ahmet'e bakıyordu. Ahmet'in yerinde olsam korkudan ağlardım. O bu bakışları tiye alıyor gibi görünmüyordu.

"Araba hazır abi."

Salim.

"Poyraz..."

Benim sesim.

"İyi geceler Nilüfer..."

Ahmet'in sesi.

Kimse birbirine cevap vermemişti ama Ahmet arabasına binip bu bakışmayı sonlandırmıştı. Yanımızdan ayrılır ayrılmaz Poyraz'ın yüzünü avuçlarımın içine aldım. Dudağına küçük bir buse kondurdum.

Şu an bana bakıyordu.

Yanımız da kimse kalmamıştı. Salim Ahmet'i götürmüş Necla abla da bu kaosa girmek istememiş olacak ki gözünü devirerek içeriye girmişti.

Şu an en sevdiğim yeşil gözler bana bakıyordu.

"İyi misin eve gidelim mi?"

"Gidelim..." dedi.

Araba hemen dibimiz de olduğu için bindik. Bu sefer yan koltuğu tercih ettim.

Duygularını tam net anlayamıyordum. Poyraz'ın yüzü, dilini bilmediğim bir kitabın kapağı gibi olabiliyordu. Kitabın adını anlayamıyordum. Sadece, tahmin edebiliyor, kitabın dış yüzünden bir şeyler çıkarmaya çalışıyordum. O benimle ne zaman konuşur anlatırsa -ki bu çok nadir olurdu- o zaman anlardım.

"Eve gitmedin mi hiç."

Kırmızı ışıkta durduk.

"Gidemedim..."

Neden diye sormak istemedim cevap vermek istemedim.

"Orayı hatırladım. Seni ilk o zaman görmüştüm. Babanlaydın..."

"Evet Nilüfer ikimizin de masum olduğu zamanlardı..."

"Keşke hep öyle kalsaydık." Dedim.

Bir şey söylemedi.

Geri kalan tüm yol boyunca sessizdik.

Eve yakın bir yer de durdu.

"Sen eve çık ben park edip geliyorum."

"Tamam." Dedim arabadan inip apartmana doğru yol aldım.

Köşeyi döndükten sonra bir araba farlarını yaktı. İster istemez kafamı o yöne çevirdim.

"Gözümü siktin be!" Bunu mümkün olduğunca sessiz söylemiştim.

Farları kapattı. Tanıdık bir yüz. Ahmet.

Şoför koltuğunda kendisi oturuyordu şimdi Salim yoktu.

Hemen sağımı soluma baktım Poyraz henüz gelmemişti.

Ahmet neden buradaydı. Bizi takip etmiş olmalıydı.

Arabanın yanına gittim. Cam açıktı. "Napıyorsun burada?"

"Yaşadığın yeri merak ettim."

"Tamam öğrendin git artık..."

"O herifle mi yaşıyorsun?"

"Sana ne..." Kendimden beklemediğim bir cevaptı.

Dudakları birbirini itti. "Peki."

"Tamam gelmeden git artık."

Hüznün Fahişesi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin