Kimsenin hikayesi tamamlamış değildi ayıpladığın şeyler yarın senin başına gelebilirdi.
Ahmetle arabaya bindik. Benimle bir şeyler konuşmaya hatta daha çok öğüt vermeye çalışmış ama benden karşılık alamayınca susmaya başlamıştı. O susunca utanmadan sıkıldığımı söyleyip beni eve bırakmasını istemiştim.
Beni hemen eve bırakamayacağını biraz arabayla turlayıp istersem daha sonra eve bırakacağını söylemişti.
Öyle imalı söylüyordu ki bırakmak istediği kendi eviydi.
İlk sözü söyleyen o oldu. "Poyraz'ı görmek istiyor musun?"
"Poyraz hakkında ne biliyorsun?" diye sordum büyük bir ciddiyetle.
"Hiiiç..." dedi i leri sinir bozucu şekilde uzatarak.
"Senin bildiğin kadar işte. Sen Poyraz hakkında ne biliyorsun Nilüfer?"
"Poyraz benim hayatımı kurtardı..." Sessizce söylemiştim bunu sanki sadece bunu Poyraz'ın kulağına fısıldamak istermiş gibi.
Hiçbir şey söylemedi.
"Neden oraya o gün o şekilde geldin?"
"Fahişeyim işte fahişe olarak geldim!"
Kırmızı ışıkta durduk. Hava hafif karardığı için ışık yeşil gözlerine vuruyordu.
Bana baktı, ben de ona baktım.
Çok sakin bir adamdı ama bir kelime hoşuna gitmemiş olacak ki dişlerini sıktı.
"Nilüfer... seni o gün öptüm ve sen de bana karşılık verdin. Neden?"
"Yapmam gerekiyormuş gibi hissettim."
"Neyi yapman gerekiyormuş gibi hissettin? Ben öptükten sonra karşılık vermen gerekiyormuş gibi mi yoksa başka biri olman gerekiyormuş gibi mi?"
"Bilmiyorum..." dedim bunu hiç düşünmemiştim.
"Ben oradan aynı Nilüfer olarak çıkmadım." Dedim.
"Biliyorum."
"Neyi biliyorsun ya niye bu kadar şifreli konuşuyorsun ve her şeyi bildiğini zannediyorsun!?"
Arabayı hızlıca bi yere park etti. İlerisi yokuştu.
Korktuğum için ağzımdan küçük bir çığlık koptu.
Napıyorsun dememe fırsat kalmadan yüzümü avucunun arasına aldı.
Dudaklarıma baktı.
Öpecek miydi?
"Seni ilk öptüğüm zaman farklı bir Nilüferi öptüm, olmaya çalıştığın kişiyi öptüm. Ama seni öpmedim, gerçek seni öpmedim Nilüfer."
Elini çekti. Dizinin üstüne koydu ve bana bakmadan yokuşa doğru konuşmaya başladı.
"Seni birine benzettim. Daha önceden çok sevdiğim birine" güldü. "O da senin kadar masumdu ne yaşamış olursa olsun gözleri senin kadar masum bakıyordu."
Bana baktı. "Olmaya çalıştığın kişi olabilirsin sana engel olamam." Dizine koyduğu eli saçımda gezdirmeye başladı. Biraz daha bana yaklaştı. "Ama seni, sen beni öpene kadar öpmeyeceğim ve öptüğüm zaman; karşılık vermem gerekiyormuş gibi değil, seni öpmek istiyormuş gibi öpeceğim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüznün Fahişesi (+18)
Romansa"İki insanın hâlâ birbirini sevip sevmediğini nereden anlarsın biliyor musun?" Ciddi ses tonum, öpmelere doyamadığım ve belki de asla doymak bilmeyeceğim o güzel dudağının sağ tarafını, aheste aheste sağa doğru kaydırmıştı. Sol gözünü "Neymiş?" Derc...