Aile sorunu

195 17 4
                                    

"Bu çocuk kim" Annem Jungkook'a sorgulayıcı gözlerle bakarken Jungkook utanarak kafasını eğdi "Kafanı eğmek yok dedim Kook" Yavaşça kafasını kaldırıp yanağını öptüm ve anneme döndüm "Bunca zamandır kendimi büyüttüm ama bana şuan anne rolünü mü oynuyosun" Jungkook yavaşça elimi tutup sakinleşmemi söyledi.

"Bana bu çocuğun kim olduğunu söyle yoksa kar tanesini alırım" Birde çocuk gibi tehtıt ediyo beni "Alsana" Jungkook'a bakıp göz kırptım "Sana yemin ederim ki bu evin içinde onu bul ve götür"

"Benle dalga geçme" Jungkook'a dönüp yavaşça sırıttı "Adın ne senin bakalım" Sanki çocuk ile konuşuyo "Anne 21 yaşında o, reşit yani çocuk gibi davranmayı kes"

"Şey ben... Je- Kim Jungkook" Yavaşça kafamı Jungkook'a çevirip şaşkınlığımı saklamaya çalıştım "Ne dedin sen" Öpmek için dudaklarımızı birleştirdiğimde hemen geri çekildi "Annem burda" geri çekilip tekli koltuğa oturdu "Bekle bir saniye" Annem Jungkook'u kolundan yakaladığı gibi ayağa kaldırdığında Jungkook acı içinde bağırdı "Bacağım"

"Dokunma ona" Jungkook'u çekiceğim zaman ayağını alçının üstüne koydu "Daha çok canı yanar Taehyung... Ne demek bu çocuğun soy adı Kim... Gerçek soy adın ne"

"Jeon... Lütfen oturmama izin verin Taehyung beni özenle oturttmuştu oraya" Koltuğa beni sertçe bıraktı "Çocuğun ailesi nerde"

"Anne bak sana saygımdan hâlâ anne diyorum zorlama lütfen, gider misin artık" Jungkook'u yavaşça kucağıma aldım "Alex alın bunu" Jungkook'u kucağımdan indirmeden yukarı çıkarken annemi zorla evden çıkardılar "Güzelim ayağını acıyo mu"

Tavşan kulakları ile yüzünü kapatıp acı içinde iniltileri çıkardı "Ahh güzelim" Kapıyı ayağımla tekmeleyerek açtım ve yatağa yavaşça yatırıp Jungkook'un saçlarını okşadım

Gerçek olmayan bir kokusu vardı. Yumuşak ve zarifti. Vanilya ve portakal gibi bir kokusu vardı. Yanına her uzandığımda onun kokusu beni etkisi altına alıyodu ve daha fazla istiyodum. İnce tenine yakışan o koku özellikle boynunda, omuzlarında ve göğüslerinde belli oluyodu.

*Jungkook'dan*

Taehyung üzgün olmalı ki kafasını boynuma gömüp gözlerini kapattı. Uyumaya çalışıyodu ve bir eli de belimde duruyodu. Minik saçları anlını kapatıp kirpiklerine düşüyodu. Dudakları bir gül pembesi gibi pembe güzeldi. Burnunun ucundaki ben ona sevimlilik katıyodu ve çok güzel duruyodu. O kusursuzdu.

Eli çok büyüktü ve elim onun elinin içinde küçücük kalıyodu. Bu yüzden beni sıkıca kavrayabiliyodu ve sıkıca sarılıyodu çünkü onun için çok küçüktüm. O çok güçlü ve kocamandı.

Kokusu ise çok güzeldi. Saçları, boynu, bilekleri, omzu ve göğüsünün etrafı güzel bir nane kokusu yayıyodu. Burun yormayan bir konuydu ve çok güzeldi. Ona aşık olmamın ikinci sebebi kokusu olabilirdi.

İlki ise nazikliği ve bana karşı olan sevgisiydi. Adım kadar eminim ben orda acı çekmesem acımadan annesini öldürüldü çünkü kimseye acıması yoktu. Kendi arkadaşlarına bile saldırıyodu.

Tavşan olduğumda bile beni herkesten kıskanırdı, misafir bir çocuk geldiğinde beni sevmek isterdi ama o beni onlardan kaçırırdı. Her gece yanında yatırırdı ve tüylerimi okşardı.

Ağladığında sadece benden saklamazdı ve onu mutlu etmek için yüzüne dokunup okşamaya çalışırdım. O beni böyle görünce ağlamayı keserdi ve mutlu olurdu.

"Taehyung seni seviyorum" Saçlarını okşayıp onu rahatlatırken bu sözüm onu heycanlandırmıştı. "Tekrar söyle" yavaşça sırıtıp elini yanağıma koydu ve yavaşça okşadı "Seni çok seviyorum" Yavaşça eğilip anlını öptüm ve tekrar kafamı yastığa koydum.

My Bunny ~ Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin