5: Bazı Saatler Yelkovanı Hapseder

2.3K 326 552
                                    

5: Bazı Saatler Yelkovanı Hapseder

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5: Bazı Saatler Yelkovanı Hapseder

Sabaha karşı arabayı durduğumuzda, neredeyse şehrin dışında diyebileceğim bir uzaklıkta yol katetmiştik. Güneşin doğmasına çok vakit kalmamıştı, arabayı park edip indiğimde gece en zifiri haliyle beni kucakladı.

"Şuradan geçeceğiz."

Adam bana yol gösterdiğinde iki katlı bir apartman dairesinin arka bahçesine giden tarafı inceliyordum. Çevrede buna benzer tek tük ev bulunuyordu, bu kadar sakin bir muhite geleceğimizi düşünmemiştim. Sokağın başındaki bir lamba bu evi ve diğerlerini olabildiğince aydınlatıyordu, nedensizce bu kez görüntülenme kaygısı hissetmek yerine güvende hissettim. Işık bana umut verdi.

"İkinci kata çıkıyoruz," diye açıkladıktan sonra apartman kapısını açtı ve benim için tuttu.

Önünden geçtim ve temkinli adımlarla basamakları çıkmaya başladım. Her katta iki daire vardı, ikinci kata geldiğimde hangi kapının önünde duracağımı bilmediğim için onu bekledim.

İki büyük adımla basamakları bitirdi ve soldaki kapıya yaklaştı. Anahtarlığını çıkardı ve sessizce kapıyı açtı. O bununla uğraşırken çevreyi ve diğer daireleri inceliyordum.

İçeri girmeden önce çıplak ayaklarıma baktım. Saatler süren koşturmaca yüzünden resmen pislik içinde kaldığımı unutmuştum, can havliyle koşturduğum için bu bile gözüme normal gelmeye başlamıştı.

"Böyle girmeyeyim istersen," diye fısıldadım diğer dairelerdeki insanları gecenin bu vaktinde rahatsız etmemek için ona doğru eğilirken.

"Sıkıntı yok, silerim."

Adam kapıyı tutup beni içeri davet ettiğinde halısıyla bakışıyorduk, açık tonlarda, kreme yakın bir renkti.

"Yok," dedim hemen. "Çok kirlenir. Bir bez ya da terlik-"

Bir şey söylemeden bana yöneldi ve eğildi. Kollarını bacaklarıma doladı ve bir anda havalandığımı hissettim, beni omzuna atar gibi yapıp tek hamlede sırtladı. Çığlık atmamam için uyardı.

"Sakın ses çıkarma, annem uyuyor."

Şaşkınlıktan sesim soluğum kesilmişti, annesi mi uyuyordu? Bunu bana evin önüne geldiğimde de mi söylüyordu? Çok erkendi!

"Şu odada kalacaksın."

Üç adım sonra kapının hemen sağında kalan odada beni indirdi. Kaşlarımı çatmış, yukarı kıvrılan eteğimi indirmek için agresifçe kumaşla cebelleşiyordum.

"Öyle sırtına atamazsın beni," dedim dişlerimin arasından. "Kendine gel!"

"Annem uyuyor, sesin, alçalt."

Saçlarımı geriye atıp başımı dikleştirdim. "Kadıncağız sabah beni görünce korkacak! Madem evdeydi, neden söylemiyorsun?"

Dikleştirdiğim çeneme, ateş eden gözlerime ve son olarak dudaklarıma baktı. Sonra lafı ağzıma tıkadı.

Bir Papatya ŞarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin