15: Bazı Hisler Ansızın Doğar
"Burası mı?"
Polat arabayı park eder etmez kendimi dışarı attım, bu aceleciğim ve fevri tavrım karşısında söylenerek peşimden indi. Anahtarları cebine koyarken temkinli bir sesle uyarılarını yapmayı sürdürüyordu.
"Neden burada buluşmak istemiş ki? Güvenilir bir mekana benzemiyor."
"Sen ona bakma," dedim hızlı adımlarla mekanın girişine yürürken. "Paparazilere yakalanmayalım diye ipsiz sapsız tiplerin takıldığı mekanlara çok sık gider, o yüzden seçmiş olmalı."
"Seninle gelmek istiyorum."
Polat usulca koluma dokunduğunda kapıdan girmeden önce duraksadım, önce kolumu tutan parmaklarına, sonra yüzüne baktım.
"Olur da yine bir magazin çekim yapmaya kalkarsa sen de benimle birlikte manşet olacaksın. Zaten bundan önceki fotoğraflarda da çıktın, o yüzden uzakta kalman daha iyi olur."
Sakince açıklama yaparken elimden geldiğince yumuşak bir ses tonu kullanmaya çalıştım, mekanın girişinde tek tük insan olmasına rağmen ikimizi de garantiye aldım ve biraz sola doğru çekilip onu da kendimle götürdüm.
"Merak etme, aksi bir durum olursa seni arayacağım."
"Acil arama kısmına kaydet," diye yineledi. "Hala bunun doğruluğundan emin değilim."
"Çağrı ile konuşmayı çok uzatmam, sonra hemen döneceğim. Burada bekleyebilirsin."
Uzandım ve omzunu okşadım, bunu neden yaptığımı bilmesem de onu rahatlatma ihtiyacı hissediyordum. Dokunuşumla beraber bu kez o eğildi ve omzuna koyduğum parmaklarıma baktı.
Birkaç gündür bu dokunuşlar olduğundan farklı bir anlam içermeye başlamıştı, ateşe dokunmuş gibi elimi hızla geri çektim.
Siyah kadar koyu gözleri uzun süre gözlerimde kaldı, benimle konuşurken daha yumuşak bir hal alan yüz ifadesi şimdi sertleşmişti, kaşlarının hafifçe çatıldığını, derin nefesler aldığını, çenesinin kasıldığını görüyordum. Onu bu kadar geren şeyin ne olduğunu anlayamıyordum.
"Hey," diye mırıldandım muzip bir sesle. "Böyle davranırsan benden hoşlandığını falan düşüneceğim, kendine gel. Yoksa dileği tutmadan önce sen de benden nefret eden insanlar arasında mıydın?"
Cümlelerimle gözlerini kıstığında daha çok sırıttım ve kulağına eğildim. "Doğru söyle. Kızmayacağım. Şarkılarımı dinleyip hakaretler ettiysen..."
"Papatya," dedi tok bir sesle.
Bu güçlü bir uyarıydı, şakam yok dercesine suratıma bakıyordu. "Başına bela almakta usta olduğun için endişelendim, hepsi bu. Anladın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Papatya Şarkısı
RomanceBazı papatyalar siz yapraklarını koparmadan önce son şarkılarını söyler. Işıltılı bir hayatın, ünlü şarkıcı Papatya Parlar'ın dünyası...