"Dekan bey fakülte kütüphanesindeki istediğim düzenlemeler ne zaman yapılacak?"
Chan gözlüklerini çıkardı ve Minho'ya ciddi bir ifade ile baktı. "Minho, nedense bazen benimle dalga geçtiğini düşünüyorum."
"Bazen mi? hahahhhaa bazenmiş! Bu saflığın bir gün beni öldürecek ama gülmekten."
Chan derin bir nefes aldı. "Niye geldin sayın dekan yardımcım?"
Minho durup bir düşünme moduna geçti. "Niye geldiğimi unuttum yaw hah tamam hatırladım. Toplantı saat kaçta olacaktı?"
"Mesaj olarak atmıştık."
"Bakmadım."
"Mesaja bakmak inan buraya gelip bana sormaktan daha az vaktini alır."
"Ama o zaman seni sinir edemem."
"Oğlum bırak git ya! 32 yaşında adamsın hala akıllanmadın. Her eğitim-öğretim döneminde bir umut biraz olgunlaşırsın diye bekliyorum ama sen yıllar geçtikçe daha da çocuklaşıyorsun."
"Meyve miyim ben, olgunlaşayım."
Chan ciddi misin sen? der gibi Minho'ya baktı. Tam o esnada Chan, çalmayan kapıyla içeriye giren Changbin'e gözlerini devirip kafasına masaj yapmaya başladı. Arkadaşları ile aynı fakülte çalışmak tamamen saçmalıktı. Bu hayatta yapabileceği daha saçma bir şey olmazdı.
Changbin tüm ciddiyeti ile "dekan bey?" dedi.
"Evet Changbin."
"Changbin hocam," diye düzeltti Changbin.
"Nerden esti şimdi 'Hocam' hitabı daha sabah tüm fakültenin ortasında Chan Hyung diye bağırıp duruyordun!"
"Sayın dekan ne diyorsunuz biriyle karıştırmış olmayasınız ben sabah sizi görmedim bile."
"Hayır hayır bu defa oyununa gelmeyeceğim Changin HOCAM, geçen sizin yüzünüzden doktora gittim acaba şizofren mi oldum diye!"
"Off çok sıkıcısın hiç çekilmiyorsun. Evlendikten sonra daha bir çekilmez oldun."
Chan, Changbin'i tamamen duymazdan gelip "Bu arada sizin örgütün devamı nerde? Genelde ekip eksik gelmezsiniz" diye sordu.
"Oynaşıyorlardır bir yerde" dedi Minho.
"Of fakültede rahat dursunlar ya!"
"Dedi sırf eşi ile daha fazla vakit geçirmek için aynı fakülteye aldıran adam."
"Kıskanmayın evde kalmış kimchi bidonları!"
"O ne biçim hakaret be! Hem neyini kıskanacağız senin! Hatırlıyor musun Chang, geçen gün bize artislik taslayıp Seungmin arayınca tamam hayatım, hemen geliyorum hayatım, peki hayatım diye eğilip bükülen dansöz gibi kıvıran kişiyi!? Ayrıca bizden kimchi bidonu olmaz olsa olsa anca şarap olur yıllar geçtikçe güzelleşiyoruz."
"Katılıyorum Minho hyunga, bak şu kaslara her geçen gün daha da güzelleşiyor."
"Hadi hadi işim gücüm var benim, kendinize yeni bir eğlence bulun. Bu arada toplantı saatine bir saat kaldı. Toplantı salonuna lütfen zamanında gelin."
"Peki peki ihtiyar. Kalk Changbin gidip yemek yiyelim. Yaşlıların muhabbeti hiç çekilmiyor."
"İşte bana böyle şeylerle gel hyung. Hadi gidelim! Chan hyung sen de gel istersen diyeceğim ama asansör arızalanmış, eh merdivenlerden inmek senin gibi yaşlı biri için çok zor olur." İkili kahkaha atıp kapıya yöneldi. Chan ise çaresizce arkalarından bakıp "sabır" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Strings Attached/ Minsung
FanfictionJisung yıllar sonra döndüğü Kore'de kendisi gibi hayatında aşkı istemeyen Minho ile yolları birleşir. İkilinin ilişkisi ilk başta sadece çıkar üzerine bedensel bir ilişki olsa da zamanla araya duygular girer. Fakat bir anlaşmaları vardır. Bağlanmak...