11. Nabzın Üzerinde Atan Nota

483 63 168
                                    

Bölüm 11 | Nabzın Üzerinde Atan Nota

Kalbinizi zapt edemediğiniz bir an olmuş muydu?

Ateş onu tanıdığım bu kısa süre içerisinde birçok kez kalbimi hızlandırarak onu zapt edilemez bir duruma getirmişti ancak şimdi sadece bir şarkı sözlerini mırıldanmasıyla kalbimi çığırından çıkarmıştı.

Ses tonunun güzel olduğunu ve bundan etkilendiğimi zaten kabul ederken üzerine bir de şarkı mırıldanması işleri daha da beter hâle sokmuştu. Kalbim dakikalarca kendine gelememişti.

O andan bizi kurtaran babamın beni araması olmuştu. Ateş böylece annesini görmek için evden gitmiş, beni yalnız bırakmıştı. Babamla yaptığım kısa konuşmanın sonrasındaysa beni düşüncelerin arasında bırakmış olmuştu. Neyse ki sonrasında Aslı, Cihan ve Doruk'un gelmesiyle oyalanmaya başlamıştım yoksa Ateş'i düşünmekten kafayı yiyeceğime inanmaya başlıyordum.

"Ateşin yok," dedi Aslı elini alnımdan uzaklaştırarak. Geldiğinden beri en az on kez ateşimin olup olmadığına bakmıştı. "Ateş dedim de... Konuşanınız oldu mu onunla? Aradım ama açmadı telefonumu."

"Konuştum. Evde olduğunu söyledi."

Aslı kaşlarını kaldırarak Cihan'a baktı. "Cidden mi? Yıldız teyze nasılmış?"

"İyiymiş," dedi Cihan. Yastığı koltukla başı arasında sıkıştırarak durdu. Gözleri direkt bana çevrildi. "İlaç içtin mi sen?" Başımı aşağı yukarı salladım. Onu Ateş'in uyardığını biliyordum. Telefonda konuşurken kulak misafiri olmuştum. Cihan telefonun diğer ucundaki Ateş'e başta ne ilacı sormuş, ardından anlayarak içmesini söylerim demişti. Benden bahsettiğini anlamak pek de zor olmamıştı.

"Şu fotoğrafa baksana!"

Aslı'nın elime tutuşturduğu telefon ekranına kaydı bakışlarım. İkimizin fotoğrafıydı. Birbirimize bakarak gülerken elimizde içki tutuyorduk. "Çok güzel," diye mırıldandım, ardından güldüm. "Ama babam görse kalpten gider." Aslı kıkırdadı. "Akın'ın ayyaş demeleri kulaklarımda şimdiden."

Diğer fotoğraflara bakmak için parmağımı ekranda kaydırdım. Merak ediyordum. Bir fotoğrafta ikimiz de düz bir şekilde bakmıştık ama komik çıkmıştık. Diğerlerinde gülümsüyorduk. Birinde Aslı'nın boynuna sarılmıştım. Sorun şu ki elimdeki shot bardağının dibindeki içki Aslı'nın sırtına dökülüyordu. Bunu hiç fark etmemiş olmalıydık. Belki de etmiştik. Hatırlamıyordum.

"Zeynep sakindi ama sen baya kendini kaybettin. Bir daha bu kadar fazla içmene izin vermeyeceğim." Cihan'ın homurdanmasıyla başımı kaldırıp ona baktım. Ciddiyetle Aslı'ya bakıyordu. Aslı ona, "Ne yaptım ben?" diye cevap verirken Cihan hiçbir şey dememişti. Tekrar fotoğraflara baktım. Tıkladığım fotoğraf karesinde Aslı'yla ben yalnız değildik. Neredeyse çoğunda arkamda duran Ateş de kadraja girmişti ancak bu fotoğrafta diğerleri de vardı. Aslı'yla ben saçma bir haldeyken onlar dümdüz bakıyorlardı.

"En son Cihan'ı bir kızla dans ettiği için azarlıyordun."

Kaşlarımı anında çatarak Aslı'ya baktığımda kendisi de bunu duyduğu için şaşırmıştı. "Ben niye böyle bir şey yapayım?" derken Cihan omuzlarını silkti. Doruk'sa alayla gülmüştü. "Yapmışsam da iyi yapmışım. Beni bırakıp bir kızla dans etmişsen bir zahmet trip de ye. Haklıyımdır."

"Bir de o senin bir çocukla dansını böldü diye azarlıyordun."

Cihan ona ters ters baktı. "Doruk, o telefonda olsan bile her şeye hakimsin bakıyorum."

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin