20. Konser | Final

660 74 267
                                    

son kez.

Final

Bölüm 20 | Konser

Üzerimdeki monta sıkıca sarılırken gözlerimi usulca Cihan'a çevirdim. "Ya Cihan, senin yapacağın sürprizin ben..." Küfür etmemek için kendimi zor tutuyordum, ondan çekindiğim falan yoktu. Sadece benden ilk defa bir şey istemişken ona küfür ederek tadını kaçırmak istemiyordum, rahatsız olabilirdi sonuçta. Bana kısa bir bakış atarak önüne dönmüştü.

"Ya ilk defa senden bir şey istedim, Zeyno ya! Cidden beni mi kıracaktın?"

Yüzümü buruşturdum. "Mavi gözleri sevmem, Cihan. Seni de sevmiyorum ama bunun mavi gözlerinle alakası yok. Bir sürpriz için beni bu saatte dışarı çıkarmanla alakası var." Ellerimi ceplerime sokarak nefesimi verdiğimde dudaklarımın arasından çıkan duman havanın ne kadar soğuk olduğunu yeterince belli etmişti. "Dondum."

Aralık ayının tam ortasındaydık. Yarın kardeşimin doğum günüydü ve ben onun yanında olamayacaktım. Bu yüzden kendimi fazlasıyla kötü hissediyordum. Cihan benden Aslı'ya yapacağı sürpriz için yardım istediğinde kafamı dağıtmayı da bahane ederek ona uymuştum. Bir de Ece'ye çok istediği kamerayı ve diğer şeyleri almıştık. Bunu sadece ikimiz yapmamıştık. Ateş de bize katılmıştı. Başta bunu kabul etmesek de sonrasında Ateş bizi ikna etmeyi başarmıştı. Bir payı olmasını çok istiyordu.

"Ne varmış saatte?"

"Saat ona geliyor. Ne demek ne varmış saatte? Havaya bak ya!"

Cihan seslice nefesini verdi. "Zeyno ya! Bu kadar da homurdanma lütfen. Küçük bir işi halledeceğiz." Sürprizin ne olduğunu bilmemekle beraber sürprize katkımın ne olacağını da bilmiyordum. Cihan daha sonra anlatacağını söyleyerek beni bir yere getirmişti. Nereye geldiğimizi bile bilmiyordum. Gözlerim en sonunda nereye geldiğimizi anlamak için etrafı incelediğinde tanıdık gelen yerle istemsizce gülümsemiştim.

"Ne oldu? Neye gülümsedin?" diye sordu Cihan.

"Konser alanı," diye mırıldandım. "Sizinle tanıştığım gün o konser buradaydı. Düşmek üzereyken Ateş beni tutmuştu. Galiba hiçbir anımızı o âna değişmem." Gülümseyişim biraz daha içtenleşirken gözlerim çok kısa bir an ona dokundu. "Oysa başlangıçta Ateş hep o anın benim için bir anlamı olmadığını sanırdı."

Cihan samimi bir tebessüm ederken, "Sana bunu hiç söylemedim belki ama," diye mırıldandı. "İyi ki o konsere gelmişsin ve arkadaşımız olmuşsun. Kabul edeyim, birisi bana bu noktaya geleceğimizi söylese gülerdim ama şimdi... Gerçekten iyi ki varsın ve iyi ki arkadaşımızsın. Ne kadar belli ediyorum bilmem ama seviyorum seni."

"Belli ediyorsun yeterince, edemeyen biri varsa o da benimdir. Sen de iyi ki varsın, Cihan."

Ona bir adım atarak sarıldığımda bunu beklemiyor olmalı ki bedeni kasıldı, şaşırmıştı. Kendine geldiği ilk an elleri sırtıma yerleşti ve bana sıkıca sarıldı. Çok uzatmadan geri çekildiğimde birbirimize gülümsemiştik.

"Ee neden buradayız? Ne yapacağız burada?"

"Görürsün şimdi. Aklıma bir şey geldi. Sen gittikçe ünlü oluyorsun ya..." Bir de bu vardı. Son günlerde birkaç çekim daha olmuştu, şarkı sözleri yazmak ve müzik bestelemek için gecelerimi ve gündüzlerimi birbirine katmıştım. Ateş yardımcı olmaya çalışıyordu ancak bu seferlik onu reddediyordum çünkü sunacağım ilk şarkının baştan sona bana ait olmasını istiyordum. Yani ona söylediğim buydu.

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin