12. Hoşlantı

466 59 139
                                    

Bölüm 12 | Hoşlantı

Ateş Tuna'dan hoşlanıyordum.

Günlerdir kaçtığım bir gerçek tam olarak yirmi dört saatten fazla bir süredir beni delirtiyordu. Kalbim çığırından çıkmıştı. Tavan artık sırıtarak uyuyan beni izlemekten bıkmış, üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Aynada gördüğüm Zeynep her zaman baktığım o Zeynep olmaktan çıkmıştı çünkü her ota boka sırıtmakla meşguldü.

Ateş Tuna'dan nefret ediyordum.

Bana bunları hissettirdiği ve bu kadar aptallaştırdığı içindi yoksa kalbim ondan nefret edemeyeceğimi net bir şekilde belli ediyordu. Beni öyle bir duruma getiriyordu ki herkes bunu fark ediyor, bana ne olduğunu soruyorlardı. Kötü anlamda değildi. Akın bile gözlerine ışık gelmiş senin aşık mı oldun diye sormuştu. Kendisi aşkın kitabını yazıyordu sanki. Hissettiklerimin bundan ibaret olmadığını biliyordum. Aşk biraz fazla uzak bir kavramdı. Sadece hoşlanıyordum işte.

Onunla o konsere gitmeyi kabul etmiştim ancak kendisinin bundan haberi yoktu. Bana o konser biletini verdiğinde sözleriyle bunun açıkça bir teklif olduğunu belli etmişti. Eğer o konsere gelecek olursam ona bir şans vermiş olacaktım ve ben zaten ona o şansı o gece onun arabasına binerken vermiştim. Açıkça bunu o konsere onunla giderek belli edecektim. Düşündükçe karnıma sancılar doluyordu.

O günün üzerinden beş gün geçmişti. Bugün ayın 12'ydi. Konsere ve Ateş'in doğum gününe iki gün kalmıştı. Ben daha hediyesini alamamıştım. Bu yüzden internette dolanıyordum ders dinlemek yerine. Önümde oturan uzun boylu çocuk sağ olsun hocanın beni görmesini engelliyordu.

Yanımda oturan Aslı göz ucuyla ekrana baktığında yine arayış içerisinde olduğumu gördü. Kendisi şık bir saat almıştı. Cihan ve Doruk'sa bir şey almamıştı. Erkeklerin kendi aralarında birbirilerine hediye almama gibi bir davranışları vardı. Tek sorun yaşayan bendim. Sorun para da değildi. Akın bir miktar para yollamıştı. Birçok güzel fikir önerisi sunmuşlardı ancak hiçbirini istemiyordum. Onları Cihan veya Doruk için alabilirdim. Ateş için özel bir şey arıyordum.

"Böyle internetten bulmam zor olacak. Alışveriş merkezine mi gitsek?"

Başımı kaldırıp Aslı'ya baktığımda beni onaylamıştı. Zaten çalışmıyor olduğumdan okul dışındaki saatlerim boş geçiyordu. "Olur," dedi Aslı. "Vakit geçirmiş oluruz kız kıza. Biraz sohbet muhabbet yaparız." Başımı salladım. "Vizelere de çok bir şey kalmadı. Derslere çalışmak gerekiyor."

"Hallederiz," dedim rahat bir şekilde. Pek çalışkan bir öğrenci sayılmazdım. Genelde sınavlara son bir iki gün içerisinde çalışırdım ancak güzel çalıştığımdan geçerdim. "Ben gelirim sana, birlikte çalışırız." Aslı beni onaylarken gözlerim çok kısa bir an uyuyan Doruk'a kaydı. "Bugün morali yok gibi. Nedenini biliyor musun?"

Kahverengi gözleri Doruk'a kaydı. "Bilgisayarı bozuldu akşam. Kafayı yedi." Doruk ve Cihan birkaç gündür Aslı'da kalıyorlardı onu yalnız bırakmamak için. Ateş sadece bir gece oraya gitmişti. Beni de çağırmışlardı ancak tüm gün ev temizlediğim için yorgundum. Bu yüzden direkt yatıp uyumuştum. Anladığımı belirtircesine bir baş sallamasının ardından önüme döndüm. Telefonu kapatarak kenara koydum. Kalemimi elime alarak döndürürken birden elimden kayarak sıranın üzerinde yuvarlandı ve yere düştü.

Önümde oturan çocuk eğilerek kalemimi eline aldığında elinin üzerini kaplayan yılan dövmesini görebilmiştim. O an aklıma Ateş'in kolundaki dövmeler düşmüştü. Küçük bir şeyler bile bana onu hatırlatıyordu. Dövmeleri karışıktı. Anlamlarını fazlasıyla merak ediyordum. Çocuk kalemimi masama bırakırken gözlerim çok kısa bir an onun gözlerine dokunmuştu. Bana olan garip bakışları tedirgin etmişti. Mırıltıyla teşekkür ettiğimdeyse dudağının kenarını kıvırarak gülümsemişti.

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin