-4-

37 7 2
                                    

Bölümü yazarken dinlediğim şarkılar: Kahraman Deniz - Son Durağın

Funda Arar - Yak Gel (speed up)

Bu hikâyede olaylar tamamen hayal ürünüdür. Hiçbir yaşanmış durumdan esinlenilmemiş, vurgulama yapılmamıştır.

🌼🌼🌼

Operasyondan 15 saat önce...

Operasyona 15 saat kalmıştı. Kafama dayanan bıçağın soğuk ucu düşüncelerimi engelliyordu. Bu seferdi.

Ölüm kadar çaresizce bir şey yoktu. Ölüm burnunun dibine gelince seni hiçbir şey alamazdı ondan. Ve şimdi ölümle savaşmaya çalışıyordum lâkin beceriksiz olacakmışım gibime geliyordu. Beni 15 saat bile dolmadan vahşice öldüreceklerdi.

Etmediğim itirafım, ölüm sebebim olacaktı. Sadece ben ölmeyecektim, benimle birlikte tüm Türkiye benimle ölecekti, benimle kahrolacaktı. Hatalarımı zaferlerimle doldurdum. Zafer, benim yegâne amacımdı. Fakat daha tam olarak zafere adım atamamışken cihandan göç etmek, bu hayatta dayanabileceğim son şeydi.

MIT'te çalışan arkadaşlarım, beni kurtarmak için operasyona dahil olan Zevahir Ekibi, Binbaşı Sultan ve SK Teşkilatı gözümün önüne gelirken yutkundum. Şehit olsam haberler 2 gün boyunca beni yayınladıktan sonra herkesin dilinde aynı cümle olacaktı:

Bu ülke için çok savaş verdi ama kendisi bir bıçakla kurban gitti, ölümün peşinden, değer biçilemez gururuyla.

"Kurucumuza hakaret etmen ölüm sebebin olacak, biliyorsun değil mi?" Alaylı bakışlarımı Ehsan hhf döndürdüm. "Ölüyorsun haberin yok Siyah Kunduz."

Kurduğu cümleyle gözlerimi kapattım. "Ben zaten ölüydüm. Beni yaşatan şey abimin gururu olmaya çalışmak." Ve devam ettim. "Ama benim bunu söylememe gerek yoktu. Siz alçaklar gurur nedir bilmezsiniz. Yani ne desem kelimelerim dudaklarımdan dökülüp boşa akacaktı.

Ellerim çelik kelepçeyle kilitlenmişti. Ayaklarım bağlı bir şekilde duvara sabitlenmişti. Ehsan'ın bıçağı alnımın üstünde gezindirdiğinde gözlerimi kapatıp aklıma güzel anılar getirdim acının dinmesi için.

Ama nafileydi. Bomboş ve kocaman deponun içinde, yanı tarafındaki duvara bakınca, derin yara aldığım alnımda kanat şeklinde çizik oluşmuştu.

Kuş kanadı.

Evet, çizik tıpatıp bir kuş kanadına benziyordu.

Bıçağı geri çektiğinde arkasındaki askere verdi. Tepkisizdim. Bu onları daha da çıldırtıyordu.

"İtiraf etmenin bir anlamı kalmadı SK. Bizde hakaret, ölüm sebebidir. Sen de ölüme mahkûm edildin."

Tavana baktım. "Zaten ölüm her zaman bana mahkûm olarak hizmet veren bir cezaydı. 5 dakika sonram belli değildi. O yüzden bunu hatırlatmanıza gerek yok hiçbirinizin." dedim bıkkınca. "Beni öldürmeyeceksiniz, şehit edeceksiniz! Doğru konuşun."

Okat girdi depoya. Bu depo... Çok soğuktu. Fazlasıyla soğuktu.

Biraz ilerimde durup ellerini göğsünde birleştirdi. "Yemek veya su vermediniz değil mi?"

SİYAH KUNDUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin