Usum 'daki gelgitler, göz ferime yansımış.
Ben direndikce, hayat hep çelme takmış.
Bunca derdin arasında güzel bir sangı gördüm, sangıyı gerçek sanıp okkalı tokat ile kendime döndüm.
Su fani acunda bir davamı sevdim, tek öksüm Tanrı 'dan ,Turan' ı göstersin.
Beni yolunda nefer etsin, zalimi yıkarken beni vesile etsin.
Pusat tutmaktan ellerim, Tanrı dağ yollarında dizlerim yorulmuş.
Yorulsa ne olur,Türk hiç yılgın mi olur.
Bitap düşmüş bedenim,yalnız çürümüş uregim.
Yine korkarım ki yalnız yitecegim.
Ayda oturan ayyüzlü bilir ki kapının sahibi artık yalnız yanacak,yalnız ölecek.
Kendime değilde vurgun gönüllere acırım, sonu olmayan bir fedaiye kapıldılar, fedai dediysem kul kapısında değil,Hakk kapısında.
Ömrü adanmış bu kutsal davasına.
Soran çok olur ne var sanki bu yolda,oyke ile kopurur ve derim onlara ;
Yanan bilir bu aşkla, kavrulan bilir bu hasretle.
Dikiş tutmaz bu yara Turan'ı gormedikce.
Atam övüt eyledi;
"Oğul hakkı gozet, ok gibi doğru ol,
Doğru olduğun gibi doğru yolda ol"
O gün bu gündür, bu yolun yolcusuyum,ask sanılan fanilere çoktan tokum.
Ask demek ona ulaşıp yanmak demek,yanacagini bile bile ona koşup varmak demek!
Koşuyorum bende ciğerlerim patlarcasina, Ne olursa olsun o sunaya varmak uğruna.
Sanmayın ki bir fani,ask ancak ve ancak olur ilahi.
Suynen için el konmaz mı taş altına, kan aksada verir tatıg bir acı.
Sanmaki baki kalır dünya tacı.
Verme zevkler uğruna, namusu, arı.
Serefinden olacağına, diz çökme
Ver zalime başı .
Vallahi gözüm yok,yeter ayran aşı.
Sorarlar ise niçün bu kalem kesigi,
Dersin;
Gönülden,dile kapı acıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep damlayan kılınç
PuisiTarafsız değil! TÜRK' ün kaleminden TÜRK' e hitap eden.