9. BÖLÜM: MEKTUP

46 1 0
                                    

Merhaba Canlarım ❤️

Merakla beklenen bölüm geldi. Bakalım bu bölümde bizi neler bekliyor 😍

Hepinize iyi okumalar canlarım ❤️🎭

Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda.
-Nazım Hikmet

-Nazım Hikmet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. BÖLÜM

"Sen benim için hep çok değerliydin kızım. Ama maalesef ki ben, senin değerini bilemedim. Daha küçük bir çocukken bıraktım ellerini. Sen düştün ben seni kaldırmadım. Daha küçük bir bebekken ölümle burun buruna geldiğinde dahi seni o soğuk odada yalnız, bir başına, çaresizce o cani herifle bıraktım. Bunun için çok üzgünüm... Ama umarım bu satırlara yazdığım ve şu anda söyleyecek olduklarım seni o cani adamın ellerinden kurtarır. Daha önce seni o cani heriften kurtaramadım ama umarım şu an seni o cani herifin ellerinden kurtarabiliyorumdur. Kızım... Senin baban bir örgüt lideri. O OLİGARK örgütünün lideri. OLİGARK örgütü Türkiye içinde ayaklanma oluşturan ve örgütlere para, silah ve destek sağlayan bir örgüt. Oğuz her şeyi biliyordu. Ona anlatmıştım. Oğuz çok çabaladı... Ama benim kardeşim bu pislik herifi yok etmek isterken şehit oldu. Ve eğer ki sen de bir gün bu mektubu alıp okuduysan ben o cani adamın ellerinden ölmüş olacağım. Umarım Aydam kendini o adamdan koruyabilirsin. Ben ve Oğuz bunu yapamadık. Umarım sen yaparsın kızım. Ayrıca sana iyi bir anne olamadığım için affet beni kızım... Ve Oğuz'un kendinden bile çok güvendiği kan kardeşi, silah arkadaşı, can yoldaşı, kardeşi Kuzgun bir gün çıkıp geldiğinde ona güven. O Oğuz'un sana emaneti... Unutma kızım bu örgütün çökertilmesini sadece sen yapabilirsin Ayda. O cani herifi parmaklıkların arkasına sadece sen atabilirsin. Seni çok ama çok seven annen..."

Gözlerimden akan yaşı ellerimin tersiyle itip elimdeki kağıdı avuç içimde buruşturarak sıktım.
"O mektubu kaç kez daha okuman gerekiyor? Hem sen flash bellekte ki görüntüyü izledin mi?"
Kuzgun'un homurdanarak söylediği şeyle öfkeyle ona bakıp bağırdım.
"Sana ne! Kaç defa okumam gerekiyorsa o kadar okucam! Ve flash bellekteki görüntüyü şimdi izlemek istemiyorum!. Ben artık daha fazlasını kaldıramam..."
Kuzgun söylediklerime karşılık omuz silkerek arabayı kullanmaya devam ederken sıkıntıyla nefes alıp camdan dışarıyı izledim.
"Mektup da ne yazıyordu da seni bu kadar çok etkiledi?"
Parmak uçlarımla akmak üzere olan göz yaşlarımı usulca silip omuz silktim.
"Hiç, hiçbir şey..."
"Hiçbir şey yazmadığı için mi ağlıyorsun?"
Kuzgun beni soruları ile boğarken arabanın camını açıp derin bir nefes aldım. Camdan içeriye soğuk rüzgar girerken gözlerimi sıkıca kapadım.

Şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Annem ölecek olduğunu bildiği halde bana hiçbir şey söylememesi, babamın nasıl bir adam olduğunu bildiği halde susması, Oğuz dayımın ölümüne sebep olanları bilmesi, Kuzgun'u bilip susması ve sadece arkamdan tüm bu yaptıklarının nedenini dahi açıklamadığı bir mektup bırakması çok tuhaftı. Ölecek olduğunu bildiği halde susarak yaşamak çok kötü bir durumdu. Oysa ben annemi hep babamın bana anlattığı gibi kumarbaz ve içki bağımlısı bir kadın olarak görürdüm. Meğerse babam, benim annemi böyle bilmemi istediği için ben öyle görmüşüm. Bu çok caniceydi ve duygusuzcaydı. Gerçi Turan Sancaktar duygusuz bir adamdı... Çok şaşırmamalıyım.

MASKENİN ARDINDAKİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin