.4

113 14 0
                                    


..

"Onlardan kaçmak akıllıca mı?"

Alaz'ın söylediğini kafamda ki karmaşa da bende düşünüyordum. Belki de iyilerdi, bizi koruyabilirlerdi, canavarlarla savaşmayı biliyorlardı. Konuyu değiştirmek istedim.

" O duvarların sebebi meğer bu yaratıklarmış, düşünebiliyor musun?"

Başını aşağı yukarı salladı, etrafa tedirginlikle bakarken.

"Kimin aklına gelirdi?"

Hava iyice karardığı esnada esinti daha da şiddetlendi. Üzerimizin nemli oluşuyla titriyor, ne yapacağımızı, nerede dinlenebileceğimizi düşünüyordum.

"Özür dilerim Alaz, seni de kendimle beraber yaktım."

Ellerimizi birbirine daha da kenetledi.

"O kadar şey yaşadık ama hiç pişman değilim. Neredeyse keyif bile alıyorum diyebilirim."

Son söylediğini ortamı yumuşatmak için yaptığını biliyorum ama yine de içimde ona karşı mahçubiyet vardı.

"Ayana şuraya bak!"

Heyecanla söylediği sözlerle parmağıyla gösterdiği yeri takip ettim. Duman!

"Hadi Alaz belki başkaları da vardır, bir bakalım."

İkimizi de heyecan sarmıştı. Uyuyabilecek bir yer ve belki biraz yiyecek bulsak muhteşem olur. Dumanın olduğu kısma yaklaşırken yavaşlayarak sessiz bir şekilde ilerlemeyi tercih ettik. Ne olur ne olmaz önce uzaktan izlemeliyiz.

Alaz'ı kolundan çekip yere çökmesini sağladım. Büyük çalıların arkasından sessizce ateşin yakıldığı yere yaklaştık.

"Bunlar onlar"

Gökmen ve Taylan ateşin kenarında oturuyorlardı. Gökmen elinde oka benzeyen odunu çakıyla düzeltiyordu. Taylan ise ateşin üstünde kılıca sapladığı eti pişiriyordu. Çok leziz duran bir tavşan.

Duyduğum tıslama sesiyle Alazın arkasına başımı çevirdim. Yılanın teki bize doğru yaklaşıyordu.

"Arkana bakma lütfen."

Alaz ikazımla kaskatı kesilmiş duruyor, benim hamlemi bekliyordu. Biraz daha yaklaştığında çakıyı yılanın kafasına geçirdim. Alaz arkasını dönüp baktığında ağızından ufak bir çığlık kaçtı. Elimle ağzını kapattım hemen ama geç kalmıştık.

"Orada beklemeye devam mı edeceksiniz?"

Taylanın eğlenen sesini işittiğim de gözlerimi sıkıntıyla kapattım.

"Aferin Alaz!"

"Üzgünüm."

Ayağa kalkıp elbisemi yere doğru çırptım. Yılandan çakımı alıp onların yanına doğru yürüdük. Taylanın piç gülümsemesi beni daha da sinir ediyordu.

"Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıymış ne de olsa"

Ters ters bakıp Gökmene döndüm.

"O kadar yaratık etrafta varken ateş yakmanız güvenli mi?"

Gökmen başını kaldırıp yanında ki matarayı bize uzattı. Alaz matarayı aldığında önce elini tuttum.

"Zehirli değil"

Ayağa kalkıp mataradan bir kaç yudum aldı, tekrar uzattı. Alaz susuzlukla hemen alıp başına dikti.

"Sizin için yakmıştık."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken gözlerimi kısarak ölçmeye çalıştım ikisini de.

KRALİÇE AYANAWhere stories live. Discover now