.7

73 10 0
                                    

.

Mecburen yaktığımız ateş ile Alazla birlikte ısınmaya çalışıyorduk. Çoğu eşyamız daha ilk günden o aptal dev yüzünden gitmişti. Şimdi ise it gibi titriyorduk.

Alaz'ın büynesi çok zayıftı hapşırması ile kendi üstümde ki kalın ceketi çıkarıp ona giydirdim.

"Olmaz Ayana sen üşeyeceksin!"

"Git şunu Alaz hasta olman işimize yaramaz burada!"

Giydikten sonra daha iyi hissettiğini gevşeyen yüzünden anlamıştım. Bense çıkardığım ceketten sonra daha da üşümüştüm. Çantamda ki son meyveyi Alaza vermiştim yemesi için. Hayatı boyunca kendinden önce hep beni düşünmüştü. Bu yüzden kendine hiç dikkat etmemişti. Bünyesi aşırı zayıftı tıpkı vücudu gibi. Güzelliği zayıflığını göz ardı ediyordu gerçi.

Çıtırtı sesi duyduğum da küçük hançeri sıkıca tuttum. Gördüğüm bir karartıyla hemen ayağa kalktım.

"Sakın bir yere ayrılma Alaz!!"

Koşarak söylediklerimden sonra gördüğüm şeyi takip etmeye başladım. Ok atan kişiye göre daha küçük görünüyordu. Aşırı da hızlıydı her ne ise, elimden geldiğince arayı açmamaya çalıştım. İleri de gördüğüm ışıklarla duraksadım. Gölge kaybolurken ışığa doğru yürüdüm. Bir çok çadırdan evlerin ortasında kocaman bir ateş yakılıydı. Etrafta kutlama yapıyorlar gibi dans ediyorlardı. Taylanın yüzünü görmemle sessizce geldiğim yolu geri döndüm. Yaktığımız ateş sağ olsun yolu bulmam kolay olmuştu. Alaz elinde ki bıçakla ayaklanırken konuştum.

"Korkma benim"

Ateşi ayağımla söndürdüm.

"Buldum onları, hadi gidiyoruz."

Alaz yüzüme mutlulukla gülümsediğinde sevinçle sarıldım bende. Birlikte geldiğim yolu geri döndük. Vardığımız zaman sessizce bir ağacın arkasına çöktüm.

"Alaz karşılarına çıkmasak iyi olur. O yaratık anında öldürürler, sorgulamalar demişti."

Alaz başını salladı. Saatlerce o soğukta bekledik. En sonunda Taylan ve Gökmen kalkıp başka çadırlara girdikleri esnada hareketlendik. Onların çadırlarının oraya vardığımız da Alaz beni tuttu.

"Şey ben Gökmenin çadırına girebilir miyim?"

Söylediği ile gözlerim büyüdü.

"Resmen bir erkek için beni tek mi bırakacaksın?"

Alt dudağını ısırırken utangaç şekilde baktı bana. Gerçekten de gitmek istediğini anladım. Sıkıca sarıldım.

"Dikkatli ol lütfen, anlat herşeyi. Mektuptan bahset ona ve özürlerimi ilet."

"Merak etme hoşlandığım adamla kardeşimin arası kötü olsun istemem."

Cilveli şekilde söylediklerine güldüm. Önce Gökmenin çadırının oraya gittik birlikte. Alaz içeri girdikten sonra sessizce Taylanın çadırına yol aldım, zaten çoğu kişi sarhoş gibiydi. Yakalanmadan sonunda vardığım da seslice nefes verdim. İçeri girdiğim de Taylan arkası dönük soyunuyordu.

"Kadın istemediğimi söyledim! Çık dışarı!!"

Arkası dönük sert sesiyle söylediklerine gülümsedim. Hele hele resmen kendi kadınlarını ona mu sunuyorlardı? Yanına yaklaşıp sırtına elimi koymamla arkasını döndü. Kaşları çatık döndüğünde yüz ifadesi kendini şaşkınlığa bıraktı. Dudaklarımı büzerek üzgünmüş gibi baktım.

"Beni reddettiğine inanamıyorum. Peki çıkayım o halde."

Arkamı dönecekken kolumdan tutup çekti. Ani yaptığı hareketle boş bulunduğum için şuan dip dibeydik.

KRALİÇE AYANAWhere stories live. Discover now