•*•❧❦❧•*• •*•❧❦❧•*•
Mağazaya gelmiş müşteriye istediği model kolye arıyordum. Sonunda bulduğumda gülümsedim. Kutusuyla birlikte aldığım kolyeyi müşterinin önüne koydum. Müşteri kolyeyi incelerken dağdan çiçek toplamaya gitmiş olan Jisung hyung içeri girdi. Büyük ihtimal önce eve uğramış ve çiçekleri bırakmıştı çünkü çiçekleri koyduğu sepet yanında değildi. Kenara koyduğumuz sandalyelerin birine oturdu. Müşterinin gitmesini bekliyordu, bana demesi gereken bir şey var demek oluyordu bu. Müşteri kolyeyi alacağını belirttiğinde gülümsedim ve fiyatını söyledim. Parasını ödedi ve kolyeyi taktı, kutusunu da yanındaki çantaya atıp mağazadan çıktı.
Jisung müşterinin çıkmasıyla yanıma geldi. "Eve gitmeliyiz, küçük bir problem var." dedi. Sorunun ne olduğunu sormadım. Arka tarafta aksesuar yapan Jimin hyung'un yanına gittim.
"Hyung eve gitsem sorun olur mu? Jisung hyung geldi, acil bir durum varmış galiba."
"Çocuklardan birine bir şey mi olmuş?"
"Sanmıyorum hyung. Felix Hyung'un kızgınlığı yakındı, onunla ilgilidir."
"Tamam. Herhangi bir sorunda bana haber ver."
Kafamı salladım ve Jisung hyung'un yanına döndüm. Birlikte mağazadan çıktık ve eve yürüdük. Neyse ki evimiz mağazaya uzak değildi. Eve gelene kadar soru sormadım. Yolda anlatabileceği bir şey olsaydı Jisung hyung çoktan anlatmış olurdu. Sorunumuz Felix hyung'un kızgınlığı ile ilgili değildi.
Eve girdiğimiz gibi Jisung hyung kapıyı kilitledi. Yine ne bok yemişlerdi acaba? Seungmin ve Felix hyung'un yanına yani yatak odamıza gittik.
Yatağımda bir kız çocuğu oturuyordu!
"Kim bu?" diye sordum. Olayın baş rolü olduğunu tahmin ettiğim Jisung hyung, çünkü tüm belalar onu bulurdu, anlatmaya başladı.
"Çiçekleri toplayıp eve dönüyordum. Sonra ağacın arkasında kızı fark ettim. Ona ne yaptığını soracakken yaklaşık bir düzine adam bana bir kız çocuğu görüp görmediğimi sordu. Görmediğimi söyledim ve onları bir şekilde yanlış yöne yönlendirdim. Sonra kıza ne olduğunu sordum. Onu kaçırmaya çalışıyorlarmış, bir türlü ellerinden kaçmış ve saklanmış. Küçücük çocuğu orada bırakamazdım ben de eve getirdim."
Kız çocuğuna döndüm. "Adın ne küçük?" diye sordum. "Akira." dedi. Söylemem gerek çok tatlı.
Aramızdaki en mantıklı kişi olan Seungmin "Seni neden kaçırmak istiyorlar?" dedi.
"Tam nedenini söyleyemem ama ailemi tehdit etmek için."
"Seni ailene götürmeliyiz." diyen Felix hyung'u "Sokağa çıktığım an beni bulurlar! Ailem çok endişelenecek ama bir kaç gün saklanmam gerekiyor." diyerek cevapladı.
Jisung hyung bir şey diyeceği sırada kapı çaldı. Hyunglarımla kısaca bakıştıktan sonra kapıya bakmaya gittim. Yatak odasından çıktığımda kapıyı kapatmayı unutmadım. Kapıyı açtığımda tehlikeli olduğu belli olan adamlar vardı.
"Küçük bir kız çocuğu gördün mü, omega?" diye sordu en öndeki.
"Neden soruyorsunuz?"
"Soruma cevap ver! Gerisi seni ilgilendirmez!"
"Mahalledeki çocukların dışında bir çocuk görmedim. Ve biraz daha kibar olmanızı rica edeceğim."
"Kes!"
Arkalarını dönüp gittiler. Bu alfalar da ne kadar kaba canım. Kapıyı kilitleyip odaya geri döndüm.
"Akira'yı aramaya devam ediyorlar." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coniugis | Jeongchan
Fanfic[Şuan devam etmiyor.] Coniugis Latince eş anlamına gelir. Prensesi kurtaran omegaların içlerinden birinin veliaht prensin yani deltanın eşi çıkacağını kim bilebilirdi ki? ⋅.˳˳.⋅ॱ˙˙ॱ⋅.˳˳.⋅ॱ˙˙ॱᐧ.˳˳.⋅ Omegaverse ⋅.˳˳.⋅ॱ˙˙ॱ⋅.˳˳.⋅ॱ˙˙ॱᐧ.˳˳.⋅ Chanin Mins...