"Miran?"
Şaşkınlıkla ona baktım.
"Miran? Sevdim bunu"
"Özür dilerim Miran Ağa"
"Miran Ağa deme, Miran demen hoşuma gitti"
Ne diyordu bu ya? Onca derdimin arasında birde bununla uğraşamazdım.
"Neden buradasın?"
"Sen neden buradaysan bende o yüzden buradayım"
"Beni yanlız bırakır mısın"
"Olmaz"
"Niye?"
"Bu saatte tehlikeli olur burası"
"Eee sanane bundan"
"Ne nankör bir kızmışsın ahu"
Dalga geçerek söylediği kelime ile önüme döndüm.
"Yanlız kalmak istiyorum Miran rahat bırak beni"
"Ben yokmuşum gibi davran, rahat ol yani"
"Olamıyorum! İki dakika yanlız kalmak için geldim buraya rahat bıraksana beni!"
"Sakin ol ne bu sinir ahu hanım"
"Hanımına başlatma Miran git buradan, yok ol!"
"Peki sen bu kadar istiyorsan giderim"
"Git"
Miran gittiğinde tekrar önüme döndüm.
Babam beni merak etmiş miydi acaba? Etmemiştir. Beni niye merak etsin ki? Onun umrunda bile değildim çocukken de hiç umursamazdı beni, onun sevgisini kazanmak için neler yapmıştım. Daha çocuktum o zamanlar sadece beni biraz sevsin istedim. Küçükken babamın beni çirkin olduğum için sevmediğini düşünürdüm.
Gözlerim yeşil renkti ve babam yeşil rengi hiç sevmezdi bana hep gözlerin çok çirkin derdi bu yüzden gözlerimi hiç sevmezdim. Bir keresinde parmağımı kahverengi boyaya sokmuştum sonra da gözüme sürecektim böylece gözlerim kahverengi olacaktı son anda annem yetişip engel olmuştu. Her zaman babam beni sevsin diye çabaladım ama o hiç çabalamadı.
Anneme hep sorardım babam beni niye sevmiyor diye. O da babamın beni çok sevdiğini ama beni kaybetmemek için göstermediğini söylerdi. Anneme göre eğer birini çok seversen onu kaybedermişsin babam da bu yüzden beni sevmiyormuş gibi yapıyormuş öyle derdi hep bende aptal gibi inanırdım bu saçmalığa.
Babam küçükken beni yemek masasına oturtmazdı benim yüzümün çok çirkin olduğunu bu yüzden de iştahının kaçtığını söylerdi. Yüzüme bakmaya bile tahammülü yoktu..
Gözlerimin dolduğunu hissediyordum etrafıma baktığımda ağacın kenarında beni izleyen Miran'ı gördüm. Onu umursamadan önüme döndüm.
Aklıma gelenler ile gözyaşlarım akmaya başladı.
Bir çocuk için çok acı bir şeydi babasının onu sevmemesi.
Aglamalarımın arasına hıçkırıklarımda eklenince daha çok ağlamaya başladım. Normalde dayak yemediğim sürece ağlamazdım. Çünkü bizim evde ağlamak yasaktı babam ağlamama tahammül edemezdi bu yüzden evde ağlamak yasaktı. Şuan ilk kez özgür bir şekilde ağlıyordum.
"Ahu?"
Mira'nın sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Yüzümü gördüğünde kaşları çatıldı. Yanıma oturdu ve hiç bir şey demeden sarıldı. Buna gerçekten ihtiyacım vardı ama mirana sarılamazdım zaten onun yüzünden dayak yemiştim. Onu hızla ittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ SEN
RomanceBaşıma ne geldiyse yengemin zoruyla çarşıya çıkmamla gelmişti. O gün Mardin'in daha önce hiç görmediğim ağasıyla karşılaşmıştım. İşte herşey o an başlamıştı. Kitap ismi değişmiştir. Eski kitap ismi: Yara REKLAM YAPMAYINIZ.