joshua kimmich x de ligt (devam)

1.1K 43 11
                                    

devam - birkac ay sonra

Derin bir nefes aldım ve kolumu yanımda duran Matt'in koluna geçirdim. Üzerindeki siyah takımı ile bana dönüp gülümsediğinde ne kadar tatlı göründüğünü tarif edemezdim. Ona gülümseyerek karşılık verdim ve bizimkilerin olduğu masaya doğru yavaş adımlarla ilerledik.

Joshua ordaydı, yanında kız arkadaşı ile. Bu beni eskisi kadar kırmıyordu. Artık onlarla aynı ortamda bulunmaktan kaçınmıyor, onları her gördüğümde gözlerime dolan yaşlarıma söz geçirebiliyordum. Alışmıştım. Joshua ona karşı koyduğum mesafeyi fark etmişti, emindim. Çünkü ondan kaçtığım bariz bir şekilde belliydi. Eskiden onunla yan yana olmak için çabalar, onunla sürekli sohbet ederdim. Özlemiş miydim bilmiyorum çünkü o zamanlar o kadar yakınımda olup da içimdeki hisleri gizlemek zor geliyordu. Şimdi ise uzaktı, her bakımdan.

Matthijs bu süreçte hep yanımda olmuştu. Bana olan ilgisini az çok fark etsem de Joshua'ya karşı hissettiklerimi hemen silip atamazdım. Zaten o kadar kolay olsaydı, bu kadar acı çekmezdim.

Kalbim eziliyor gibi hissediyordum. Sanki biri kalbimi avucunun içine almış ve bana acımadan onu sıkıyordu.

Artık öyle değildi, aradan geçen iki ayda ondan ne kadar uzak durabilirsem durmuştum ve sanırım artık eskisi kadar acıtmıyordu. Ama ne olursa olsun, Joshua Walter Kimmich içimde her zaman bir burukluk bırakacaktı. Uzun yıllar sonra aramızdaki iletişim kesildiğinde ve benim aklıma her onun ismi geldiğinde içimi bir hüzün kaplayacaktı. Hayatıma sonradan giren hiçbir erkek bunu engelleyemezdi.

Matthijs de ligt ise... Onu her zaman seveceğim ama bu onun istediği şekilde olur mu bilmiyorum. Yine de tatlı gülüşü ve ince düşünceleriyle gerçekten sevilmeyi hak eden biri ve umarım kendisi için en iyi olanı bulur.

"Selamlar!" Sonunu uzatarak, neşe içinde verdiğim selam hepsinin ilgisini çekmiş gibi bize döndüler.

"Selam, dünya üzerindeki en tatlı çift!" Neuer'in yanında duran Nina'nın bize verdiği selam ile ona döndüm. Yüzümdeki şaşkın ifadeyi görmüş ve güldükten hemen sonra bana öpücük göndermişti. Yüzümdeki şaşkın ifade silinirken onun gülümsemesine karşılık verdim.

Son zamanlarda çok daha fazla zaman geçiriyorduk, sevgili sanılmamızı garipsemiyordum. En basitinden, bu iki ay boyunca beraber geldiğimiz altıncı davet falandı.

Nina gibi birkaç kişiyle de selamlaştıktan sonra gözlerim Joshua'yla tamamen tesadüfi bir şekilde gözlerimiz buluştu. Bana bakıyordu, yüzü tamamen mimiksiz, hiçbir duygu barındırmıyordu. Ona gülümsemek istedim fakat hala ona yalandan gülmek zordu. Yüzümdeki hüzünlü ifadeyi fark etmiş gibi kaşları hafiften çatıldığında bakışlarımı ondan çektim.

"Mila, gülümsemelisin güzelim."

Başımı kaldırdım ve ona baktım. Evet benden oldukça uzundu.

"Zor, De ligt."

Kaşlarını çattı. "Öyle seslenmem garip hissettiriyor, ismimi kullan."

"Sana sadece neşeli olduğum zaman Matt diyesim geliyor." Küçük itirafıma şaşırmış gibi değildi. Yoksa anlamış mıydı?

Aniden düşen moduma bir şeyler yapamayacağını anlamış gibi derin bir nefes verdi. Ruh halimi ona yansıtmayı sevmiyordum ama o bir şekilde fark ediyordu.

"Mila, naber?" Kulaklarıma dolan sesle bakışlarım ürkekçe onu buldu. Yanımıza gelmişti. Resmen her seferinde işleri nasıl daha çok zorlaştırırım diye düşünüyordu.

"İyi, sen Walter?" Ona ikinci ismi ile seslenmeyi seviyordum çünkü bana sadece benim kullandığımı söylemişti.

"Dans etmek ister misin?" Ona sorduğum soruyu bile önemsemeden direkt ettiği teklife karşı gözlerimi kıstım. O an, onnunla Matt arasında çok kısa ama benim bilmediğim bir anlam içeren bakışma geçtiğini fark etmiştim.

one shots [football players]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin