15

2.8K 54 1
                                    

Tezgahtaki kupaları alırken, "Hava çok soğuk ya," diye mırıldandım. "Anlamadım, sıcak olur diye adam akıllı bir şey de getirmedim."

"Ben aldım yanıma bir kaç parça aldım, benimkilerden giyersin."

Kupaları elimden alıp koltuğun önündeki masaya koydu. Yanına yerleşip yorgan vari şeyi üstüme çektim.

Kolunu omzumun gerisinden atarken, "Olur, giyerim," diye cevap verdim.

Bakışlarım karşı ormanlık manzarada dolanırken, "Geri dönmek zorunda mıyız ya?" Diye mırıldandım. Gerçekten burada geçirdiğim 1 hafta o kadar güzeldi ki. Bir çok yere gitmiş, gezmiş ve görmüştük. Dünde bu eve gelmiştik ve kendimi gerçekten dinlenmiş hissediyordum.

Dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Geri dönmek zorundayız ama."

Omuz silktim. "Burada kalalım." Biraz zaman geçtikten sonra, "Annemi, babamın özlerim ama ya," diye mırıldandım kendi kendime. Bu halime kıkırdadı.

Açık olan camdan esen rüzgar ile titrerken biraz daha sindim ona. Aramızdaki ilişkiyi seviyordum, bu kadar hızlı bu kadar yakın olmamız bazen çekinmemi sağlasa da akışına bırakmıştım.

Parmaklarımızı birbirine kentlerken, "Bir süre sonra tek başına ayakta kalman gerekebilir ama," diye mırıldandı.

"Bazen bunu düşünüyorum ve çok garip hissediyorum." Bakışlarım onu buldu. "Başka bir şehirde tek kalma fikri hem çok korkutucu hem de çok geliştirici bir şeymiş gibi geliyor. Biliyorum, artık sen yanımdasın ama yine de farklı işte."

"Biliyorum yavrum, anlayabiliyorum seni."

"Bunu hissediyorum." Dudaklarım kıvrıldı. "Belki aynı yoldan sende geçtiğin için mi yoksa başka bir şeyden mi bilmiyorum ama gerçekten hissediyorum."

Dudaklarını saçlarına bastırdı. "Aramızdaki ilişki," ne diyeceğini bilemez bir şekilde durakladı. "Bana da sana da iyi geliyor."

"İyi gelmekten fazlası sanırım." Göğsüne yasladığım başımı kaldırırken bakışlarımız birbirine kenetlendi. Bir eli yanağımı buldu ve yavaşça okşadı çenemi.

Aklına bir şey gelmiş gibi kahkaha attı. "Annem ilk söylenmeye başladığında asla buraya kadar gelebileceğini düşünmemiştim."

Bu dediğine bende kıkırdarken, "Bizimkiler dalga geçiyorlardı," diye mırıldandım. "Şu an hala geçiyorlar."

Birlikte güldüğümüzde, "Sonunda adam akıllı bir işe yaradılar," dedi.

"Belki onlar söylenmeseydiler benim farkıma bile varmazdın."

Bir şeyi anlamış gibi kaşları çatıldı.

"Yani sen benim farkıma varmıştın?"

Dişlerimi dudaklarıma bastırırken, "Yani," diye mırıldandım. "Dikkatimi çekiyordun."

"Dikkatini çekiyordum," Sesi keyifli çıkmıştı. "Daha da detaylandırsana."

Kaşlarım çatılsa da hatırladığım anlarla yüzümdeki gülümsemenin oluşmasına engel olamadım.

"Yakışıklıydın en başta," kaşları havalandığında, "Hala yakışıklısın," diye devam ettim. Buna karşılık kahkaha attı. "Ve okulun olsun, mahalleden uzaklaşmış olman imrendiriyordu beni."

Sözlerim bittiğinde, "İlk kez yakışıklı olduğumu söylüyorsun," diye mırıldandı.

"Bu beklediğimden daha fazla hoşuna gitti."

"Sevdiğim kız yakışıklı olduğumu söylüyor, hoşuma gitmez mi?"

"Hmm," diye mırıldandım. "Sanırım sevdiğim kız demen de benim hoşuma gitti."

Çenemde bulunan eli hareket ederek kendini belli etti.

"O zaman daha fazla söylemeliyim böyle şeyleri." Fısıltılı sesi aramızda kendini belli eden bir çekim yaratırken yutkundum.

"Bence de," diye karşılık verdim. "Mesela güzel olduğumu falan söylebilirsin."

Kıkırden sanki anın büyüsünü bozmak istemezcesine, "Çok güzelsin, yavrum," diye fısıldadı.

Bunu beklemiyordum sanırım. Bu cümleyi kurduğunda bende böyle bir etki bırakacağını düşünmemiştim.

"Ateş." Buraya geldiğimizden beri ona ikinci ismiyle seslenmek hoşuma gidiyordu. Onunda hoşuna gidiyordu, bunu şu anda yüzünde oluşan gülümsemeddb anlıyordum.

"Yavrum."

Bakışlarımız birleşirken, bir anda bakışlarım dudaklarına düştü. Ve o an biraz daha yaklaştım ona. Onunda bakışları benim dudaklarıma düşerken diğer elini belimde hissettim. Çenemdeki eli saçıma doğru kaydı.

O da başını yaklaştırırken, "Güzelliğim," diye mırıldandı. Sanki bu dediklerinin içime bir çiçek daha yerleştirdiğini fark etmiş gibi hep mırıldanıyordu.

Benimde bir elim onun kirli sakallı çenesini bulurken, diğer elimi saçlarına çıkardım. Saçlarını okşamak iki gündür yapmaya bayıldığım bir şeydi.

Gözlerim kapanırken titrek bir nefes aldım. Sanki anlamış gibi iyice yaklaştı ve ilk önce küçük bir buse kondurduktan sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Vücudum karıncalanırken başımı hafifçe yana doğru kaydırmış ve yavaş yavaş karşılık vermeye başlamıştım.

Hızlanmıyorduk, öpüşmeyi başka bir boyuta taşımaya çalışmıyorduk sadece birbirimizi hissediyor ve anın tadını çıkartıyorduk.

Nefeslenmek için geri çekildimizde tekrar sertçe dudaklarıma bastırıp geri çekti dudaklarını.

Burunlarımızın birbirine değeceği bir mesafedeyken, "Yakışıklısın ve evet sana imrendiğim çok zaman oldu," diye mırıldamdım. "Ama bunların dışında bazen kendimi senin yanında, senin kollarında olma hissiyle baş ederken buluyordum."

Ve tekrar birleştirdim dudaklarımızı.

Küçük Bir Gelinim MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin