Arkamdaki tezgahtan beni izlediğini bildiğim gözler yüzünden olabildiğince dikkatli hareket ediyordum. Elimin altındaki sosisi ince dilimlere bölmeye çalışmak, o izlerken dünyanın en zor şeyi oluyordu sanki.
Bugün pizza yapmamız gerekiyordu, hamur kısmı dışında çok zor olmamıştı. Yine de hamuru açarken can çekişmiştim adeta. Hatta Changbin Hyung başkalarıyla ilgilenirken bana alayla bakan gözler bile yakalamıştım. Zoe olayından sonra tepkilerini açık bir şekilde ortaya koyamasa da benden haz etmeyen bir iki kişi vardı. Sebebini bilmiyordum, yemek yapamamam onlara eksi olan bir durum olmamasına rağmen kafayı takmışlardı.
Belli bir süredir fırında olan hamurumu çıkarttıktan sonra üzerine dilimlediğim malzemeleri dizdim. Yaptıktan sonra kesinlikle yiyecektim bunu. Pizza için deliren bir insandım ve herkesin fırınından güzel kokular yükseliyordu. Aç olmam da hiç yardımcı olmuyordu.
Pizzayı fırına tekrar atmak için eğildiğim sırada gözlerim arkamdaki tezgaha kaydı, Minho pizzayı çoktan yapmış ve tezgahı topluyordu yaklaşık birkaç dakika önce. Tezgahı toplarken tamamen beni izlediğini hissetsem de şu an öyle değildi, gözlerini kapatmış dinlendiriyordu öylece. Kollarını da göğsünde kavuşturmuştu.
Çok yakışıklı görünüyordu, kesinlikle bu kursa girmem aptallıktı. Onu bu kadar sık görmem deli gibi özlememe sebep oluyordu, kavuşturduğu kollarını aralayıp arasına girmek istememe sebep oluyordu. Hiç iyi şeyler değildi bunlar.
Öylece ona bakarken elimde hissettiğim acıyla irkilerek inledim. Isınmış olan fırın tepsisini avuçlamıştım resmen. Gözlerim anında dolarken daha fazla bu gruba rezil olmamak adına belli etmemek için diğer elimle pizzayı attım ve fırının kapağını kapattım.
Elim yanmıştı ve o kadar acıyordu ki dişlerimi sıktım. Acıyla bileğimi kavrarken ağlamamak için direnmeye çalıştım, sesimi bile doğru düzgün çıkartamamıştım. Tüm avcuma üflemeye başladığım sırada bileğimin üzerinde hissettiğim elle irkildim. Bakışlarım yan tarafa döndüğünde Minho'yu görmek bile acımı bastıramamıştı. Yine de güçlükle fısıldadım.
"Napıyorsun?"
Bana cevap vermeyerek tuttuğu bileğimi musluğun altına getirdi, soğuk suyu açarak elimi orada tutmaya başladı. Ben hâlâ şaşkınlıkla ona bakarken elimdeki acının az da olsa gitmesiyle nefes almayı unuttuğumu fark ederek derin derin nefesler aldım. Yanık acısı hiçbir şeye benzemiyordu ve kesinlikle tüm avcum su toplayacaktı.
Bakışlarım ifadesiz yüzünde gezinirken söylendim. "Sen en son engellememiş miydin beni? " Anın sızısıyla elimi soğuk suya tutmak aklımdan çıkmıştı, o yüzden bu seferlik benden uzak durmaması yararıma olmuştu.
"10-15 dakika soğuk suya tut."
Kurduğu cümlenin ardından bileğimi bırakıp yanımdan ayrılmasıyla şokla kaldım. Tamam, istediğim buydu ama yine de yaralanmıştım sonuçta. Ben ona böyle yapmaz, o yirmi dakika dolana kadar yanında beklerdim. Bipolardım sanırım, benden uzak durmasını istiyordum ama durmamasını da istiyordum.
Belki de abartıyordum. İki yüz derecelik tepsiyi avuçlamıştım, elim yanmıştı ve bu kötüydü tamam ama elimi suyun altında tek başıma da tutabilirdim. Yaptığında yanlış bir şey yoktu aslında ama rahatsız olmuştum öylece gitmesinden.
Yaklaşık on beş dakika sonunda sınıftakiler yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Benimse pizzayı fırından çıkartmam ve tezgahı temizlemem gerekiyordu ancak şu an tek istediğim doktora gitmekti. On beş dakikadır aralıksız soğuk suya tutsam da sudan ayırdığım saniye elim cayır cayır yanıyordu. Ne temizlik yapabilirdim ne de o fırına tekrar dokunabilirdim, doktor yardımına ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
getting back together | minsung ✓
Short StoryOlaylı bir şekilde ayrılan Jisung ve Minho'nun yolu bir yıl sonra gittikleri yemek kursunda tekrar kesişir. ✓texting+düzyazı ✓bölümler kısa kısa, çerezlik ✓yan shipler çok yok