2.2

4.7K 587 484
                                    

!!Bundan önce bir bölüm daha var!!

Yazar Notu: Han'ın kendi içinde yaşadığı bir çatışma var, neden böyle davranıyor diye sorgulayabilirsiniz ama onu aldattığını düşündüğü hâlde reddedemedi Minho'yu ve Hyunjin'in de dediği gibi kendine kızıyor. Yediremiyor bu kadar gurursuz olmayı. (Niye bunu yazdım fikrim yok.)

•••

Yatakta olduğum yerde döndüm, bu yatağa girdiğimden beri ellinci dönüşümdü.

Gözüme bir gram bile uyku girmemişti geldiğimden beri ve bu beni delirtecek noktaya getirmişti. Daha bu sabah bu yatakta yarı çıplak bir şekilde eski sevgilim oturuyordu. Tekrar sevgilim olmak isteyen eski sevgilim.

Derin bir nefes alarak oturur pozisyona geldim, gözlerim bunu yapmamla direkt bana aldığı lambaya kaydığında kendime sinirlendim. İçimde ona karşı enayi olan küçük ve bugünlerde bastırmakta çok zorluk çektiğim bir taraf vardı. Aldığı lambayı atamıyordum, dolabımda bir yıl önce ondan çaldığım tişörtleri vardı ve şu an fark ediyordum ki sabah üzerinden çıkarttığı tişört de çalışma masamın önündeki sandalyenin üzerinde duruyordu.

Anında oturduğum yerden kalkarken ufak bir sendeleme yaşasam da düşmemeyi başardım ve tişörtün yanına ilerledim. Ellerime aldığım üzeri ufak kesiklerle dolu siyah tişörte bakarken istemsizce dudaklarım öne doğru büzüldü. Tişörtü ellerimin arasında tutarken derin bir iç çekerek sırtımı duvara yasladım ve olduğum yere çöktüm.

Tişörtünden gelen neredeyse silinmek üzere de olsa ona ait olan koku gülümsememi sağladı. İçimden tişörtü burnuma bastırıp kokusunu içime çekmek gelse de vicdanım hiç yapmadığı kadar ağırlık yapıyordu üzerimde. Yine de baskın gelemedi, tişörtü burnuma götürüp derince içime kokusunu çektiğimde anlamıştım bunu. Birkaç saniye sonraysa üzerimdeki tişört yeri boylarken onun tişörtünü üzerime giydiğimde vicdanım ve gururum oturmuş benimle alay ediyordu büyük olasılıkla.

Üzerinde yer yer kesikler olsa da tertemizdi ve mis gibi kokuyordu tişört. Üzerime giymemle tüm kokusu etrafımı sarmış gibi hissediyordum ve bu hisle dolan gözlerim beni şaşırtmamıştı. Bugün fazla hassastım, sabahtan beri ağlayacak yer arıyordum.

Seungmin yanıma gelene kadar kampüste de ağlamıştım, sebebineyse benim bile aklım ermiyordu. İki ihtimali vardı; birincisi onu reddedemediğim için gururum fazla incinmişti ve bunu kendime yediremiyordum, ikincisiyse kabul etmek istediğimi fark etmemden kaynaklı olabilirdi. Evet, beni en çok yıkan şey ikinciydi. Hâlâ içimde deli gibi onu isteyen bir taraf vardı ve ben bu tarafı kesinlikle bastıramıyordum.

Hatta kendime kızarak uyuyamadığımda bile kalkıp onun tişörtünü üzerime geçirip oturmamı sağlıyordu bu taraf.

Bir yıldır onu atlattığımı düşünüyordum, çok emindim kendimden hatta onunla aynı ortama girmenin sorun olmayacağını bile düşünerek yemek kursuna kaydolmuştum ama işin aslı bu değildi. Seungmin haklıydı, ben onu hiç atlatamamıştım. Kursa girme sebebim de oydu ama kendime yediremediğimden bir kılıfa sokup kendi yalanıma inanmıştım.

İnsan ne kadar bir yalana inanırsa inansın hislerini kandıramıyordu. Ona yaklaşınca bedenim bile farklı tepkiler veriyordu, iki sözüyle ağlıyordum ve hayatıma ne kadar dahil olursa onu özlediğimi o kadar çok fark ediyordum.

Kursa ilk kaydolduğumda bu onun için olsa bile ona karşı gardımı çok güzel korumuştum ve ne kadar kendimi kandırsam da böyle gurursuz davranmamıştım. Şimdi olduğum kişi beni şok ediyordu ve bu da tamamen ona tekrar alışmamdan kaynaklıydı.

getting back together | minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin