Ben öyle sessizce ağlamaya devam ederken dikkatim dağılmış olacak ki elim kaydı, bileğimden ayrılan elimle hızla tek elimle belini kavrasam da diğer elimi bükemiyordum bile. Korkuyla düşeceğimi zannederken kalp atışlarım hızlanmıştı.
O an Minho bunu fark etmiş gibi motorun gidonunda olan ellerinden birini hızla yanmış olan elimin bileğine attı ve beni çekti. Hareketiyle tekrar daha güvende hissederken eli bileğimden hiç ayrılmadı. Az önce yaşadığım şok ağlamamı dindirmese bu hareketi için de ağlayabilirdim belki de.
Bir iki dakika sonra motoru hastanenin önünde durdurduğunda o bileğimi bırakıp inerken ben oturmaya devam ettim.
"İnmeyi düşünmüyor musun?"
Yutkunurken olumsuz anlamda kafamı salladım. "Bacaklarım titriyor, yere yapışırım."
Kafasındaki kaskı çıkarıp önümdeki boşluğa koyarken gözlerini devirdi. "Abartma, korkuyorsun diye yavaş sürdüm."
Gözlerim kocaman olurken "Bir de bu yavaştı!" dedim. Gerçekten bir daha asla motora binmeyi düşünmüyordum.
"Bir daha asla motora falan binmem, şeytanın aracı bu."
Gülmesiyle gözleri kısıldı, ben hâlâ öylece otururken biraz da gülen hâlini izledim. O ise gülmesinin ardından elime bir bakış atmış ve ciddileşmişti. "Hadi git, doktora görünmen lazım."
Başımı olumsuz anlamda salladım, elim çok acıyordu ama yere yapışırsam çok daha fazla acıyacaktı büyük olasılıkla. "Kalktığım saniye yere yapışırım."
Minho sabır dilenircesine bir nefes alırken kafamdaki kaskı çıkarttı ve kendininkinin yanına koydu. Dağılmış saçlarımla ona baktığım sırada kollarımın altına koyduğu elleriyle hızla itiraz etmek için ağzımı aralasam da ben "Tamam, tamam kendim kalkarım!" dediğim sırada çoktan beni küçük bir çocuğu indirir gibi indirmişti.
"Bak düşmedin?" diye söylenirken az önceki hareketi yüzünden oldukça yakındık, yutkunarak bir adım uzaklaşmak istediğimde dizlerimin tutmaması gerçeğini unutmuştum.
Yalpayarak düşecek gibi olmamla hızla belimi saran elleri buna engel oldu. Bedenimi kendi bedenine doğru çekmesiyle göğüslerimiz bile iç içe geçmişti.
"Düşerim demiştim..." diye sızlansam da şu an umrumda olan şey düşmek değildi. Bana bu kadar yakın olması kafayı yememi sağlamak üzereydi. Bildiğim her şeye rağmen onu affetmemi sağlayacak düzeydeydi. O dönem de kendimden en çok bu yüzden nefret etmiştim, her şeyi bilmeme rağmen iki sarılmasında ayrılmaktan vazgeçesim geliyordu. Çok acizdim gerçekten.
En az benimki kadar yoğun olan bakışları dudaklarıma kaydığında refleksle onları yaladım. Bu yaptığıma anında pişman olmuştum, tamamen refleksti. Daha fazla dayanamayarak iki elimle göğsünden ittirdiğimde acıyla inledim.
Yanmış olan elimi unutmuştum, aklımı başımdan alıyordu. Hızla elimi sallayarak hava gelmesini sağladığımda Minho da anında benden uzaklaşmış ve sağlam kolumun altına girerek bana destek olmuş, hastanenin kapısına adımlamamı sağlamıştı.
•••
[High School Musical]
Chan:
lan Minho
Han daha iyi mi
götürdün mü hastaneyeFelix:
ay Chan bizim yanımızda konuştu telefonda
daha iyi mi harbidenMinho:
götürdüm
o kadar da kötü biri değilim
çıkmasını bekliyorum şimdi
içeride hâlâ
kötü yaktı baya
umarım iyidir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
getting back together | minsung ✓
Historia CortaOlaylı bir şekilde ayrılan Jisung ve Minho'nun yolu bir yıl sonra gittikleri yemek kursunda tekrar kesişir. ✓texting+düzyazı ✓bölümler kısa kısa, çerezlik ✓yan shipler çok yok