Beni Sever Misin?

TARTIŞMA

O,bu dünya üzerinde en sevdiğim varlık olmasına rağmen onun bundan haberi bile yoktu...

O,dolgun dudaklarını hareket ettirip benden tekila istemeyene kadar ben gözlerine donmuş bir şekilde bakmaya devam ediyordum.

Söylediği şeyi idrak edip heyecanımı belli etmeyecek şekilde tekila doldurdum.

Belkide ilk defa bu kadar yakınımdaydı uzun süredir ona karşı hislerim olmasına rağmen cesaret edip yakınlaşamamıştım bile.

Tekila bardağını önüne bırakıp uzun süredir burada takılan diğer bir müşterinin seslenişiyle önüne sek martini bıraktım.
Her ne kadar heyecanımı bastırmaya çalışsamda ellerimin titremesine engel olamıyordum.

"Adın ne senin"bana seslenmesiyle kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.O an kalbim öyle hızlı atmaya başladıki bir an kalp krizi geçireceğim sandım.
"Duru"dedim kısaca her ne kadar heyecanlı olsamda dışarıdan bunu belli etmemek en sevdiğim özelliğimden biriydi.
Başını sallayıp tekila bardağını öneme koyunca bardağı doldurdum.
"Ne zamandan beri burada çalışıyorsun?"
"Dokuz aydır çalışıyorum."
Söylediğim şeye şaşırması beni de şaşırttı.
"Güzel"
Bugün ilk defa onunla konuşmak,onunla bu ilk defa yakınlaşmak benim için o kadar güzeldi ki bu an uzun süredir hayatımda olan en güzel an...

Ayağa kalkıp özel localardan birine doğru yürümeye başladı.Anlaşılan bugün yalnız değildi yanında;kız kardeşi Melisa,magazinden tanıdığım kadarıyla kız arkadaşı ve sağ kolu Çağrı vardı.
Onunla ilgili bildiklerim bu kadar değildi elbette ailesini bir kaç yıl önce bir trafik kazasında kaybetmiş.Mimarlık bölümünden mezun ve şirketi bunun üzerine kurulu.Aynı zamanda bar dışında restorant ve spor salonları olduğunu biliyorum ama ruhunu bilmiyordum...

Elimdeki bardağı Tarık'ın bana seslenmesiyle bırakıp onunla birlikte aşağı kata indik. Merdivenlerden inerken bana"Emir bey sana ne söyledi?"demesiyle ayağımın takılıp yere kapaklanmam bir oldu.Neyseki iki basamak kalmıştı yoksa şuan ayağım ya burkulmuştu ya da kırıktı.
"Adımı sordu sadece"diyip geçiştirdim.
Daha sonra bu konu hakkında soru sormaması için ona hayatında birinin olup olmadığını sordum.Gevşek gevşek sırıtması beni de güldürdü.Bu konu hakkında konuşmasın diye aşk hayatını sormakla büyük bir hata yaptığımı geçte olsa anladım. Bana on altı yaşından bugüne kadar olan tüm her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı.Bu konu beni ne kadar bunaltsada sonuçta ben sormuştum ve dinlemek zorundaydım.Böylece iki saat boyunca bir yandan Tarık'ın aşk hayatını bir yandan ise bardakları silip,müşterilere servis yapıyordum.

Şefin,bu tarafa doğru gelmesi demek azar işitmek demekti neyseki bu duruma alışkınım. Ben azar işitmeyi beklerken şef gelip bana"Duru Emir beyin masasına kırmızı şarap götür."Demesini elbette beklemiyordum.Tamam bazı geceler localara servis yapıyordum ama onların masasına daha önce hiç servis yapmamıştım sonuçta!
Ben aval aval ona bakarken"Hadi hızlı ol!"demesi beni kendime getirmişti."Ta-tamam hazırlıyorum hemen."

Kırmızı şarabı tepsiye yerleştirip locaya doğru yürümeye başladım. Her ne kadar heyecanımı belli etmemeye çalışsamda yapamıyordum ve bu durum sinirmi bozmaya başlıyordu. Daha fazla düşünmeyip ilerlemeye devam ettim. Locaya geldiğimde Melisa ve Çağrı sohbet ediyor.Emir ise herkesin kız arkadaşı sandığı ama aslında sadece takıldığı Çağla ile sohbet ediyordu daha doğrusu Çağla konuşuyordu Emir telefonuyla ilgileniyordu. Bu durum beni sevindirmedi desem yalan olur. Tabikii sevindim!
Masadaki bardaklara şarabı doldurmaya başladığımda Melisa'nın" Nasılsın Duru?"Demesiyle başımı doldurduğum bardaklardan kaldırıp Melisa'ya baktım "İyiyim sen nasılsın?"konuşmamla masadaki gözlerde bana dönmüştü bu beni daha da gererken son bardağı doldurmaya başladım.
"Bende iyiyim kolay gelsin."demesiyle
gülümseyerek "Afiyet olsun."Diyip arkamı dönmüştüm ki Çağla'nın "Tüm bardakları doldurmanı isteyen oldu mu?"demesiyle ona bakarak "kusura bakmayın doldururken bir şey demediğiniz için ben hepiniz şarap içeceksiniz sandım."