twenty-second

598 69 67
                                    

"Ölmeyi bile göze alırım."

Söylediğim şeyin anlamını Kaiser'in bilebileceğini hiç tahmin etmemiştim. Bir anda bana cevap vermesiyle olduğum yerde donmuş ve şaşkın yüz ifademle bakışlarımı Kaiser'e çevirdim.

Kendinden emin bir şekilde söylediği 4 kelimenin belki de benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordu.

Ben hala şaşkın bir şekilde ona bakarken o ise bana doğru yaklaştı. Yüzündeki huzur ifadesi ve mutluluk dolu bakışları kalbimin daha da hızlı atmasını sağlamıştı.

Ne diyeceğimi bilmiyor, duyduklarımın bir hayal ürünü olduğunu düşünüyordum. Bir kez daha tekrar ettirmeme rağmen yüzündeki ifade sanki ne kadar istersem o kadar tekrar edebilirmiş gibi duruyordu.

"N-ne dedin? Sen nereden biliyorsun ki?"

"Yoichi, ben seni belki de senden daha iyi tanıyorum. Beni seviyor musun bilmiyordum ama açık açık 'seni seviyorum' da demezdin. Bu yüzden ben de her türlü yolu araştırdım."

Kaiser'in yaptığı açıklamayla beynim artık düşünmeyi bırakmış, kalbim hızlı bir şekilde atıyordu.

Etrafta hiç kimse yoktu. Ayın güneşten çaldığı ışığıyla aydınlattığı boş bahçede  sadece ikimiz vardık.

Bu olanlar sanki bir rüya gibiydi. Gözlerimi Kaiser'den ayıramıyordum. Sanki gözlerimi çektiğim an önümden kaybolup gidecekmiş gibi hissediyordum.

Ilk defa böyle hissediyordum. Kaiserle aramızda o kadar çok bir mesafe de yoktu aslında ama sanki benden metrelerce uzaktaymış gibiydi.

Neden böyle hissettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu histen kurtulmak için hiç düşünmeden Kaiser'in ensesinden tutup kendime çektim.

Yüzlerimiz birbirine çok yakındı, dudaklarımız arasında neredeyse hiç mesafe yoktu. Şu anki durumun verdiği utançla yanaklarımın yandığına emindim.

"Niye söyleyemiyor muşum? Söylerim."

Konuştuğumda dudaklarımızın birbirine sürtmesi beni daha da utandırıyordu ama hoşuma da gidiyordu.

Sex in the air
I don't care
I love the smell of it

"Söyleyemezsin yoichi. Şu durumda bile utançtan kıpkırmızısın ve her an bayılabilecek gi-"

Daha fazla konuşmasına izin vermeden dudaklarına yapıştım. Hızlı bir öpüşmeden sonra geri çekilip alnımı alnına yaslayarak konuşmaya devam ettim.

"Seviyorum."

Aslında gayet açıktı ne demek istediğim ama Kaiser belli ki tamamını duymak istiyordu.

"Neyi? Anlamıyorum Yoichi?"

"Seviyorum işte. Seni."

"Yaa öyle mi?"

"Kaiser.."

Utançtan gözlerimi ondan kaçırıp yere bakmaya başladım. Şu an söylediğim cümlenin belki geri dönüşü olabilirdi ama birazdan söyleyeceğim şeyin geri dönüşü olmayacaktı.

Bakışlarımı yerden çekerek tekrar gözlerine bakmaya başladım. Parmaklarımla oynarken yüzümü ona biraz daha yaklaştırarak konuşmaya devam ettim.

"Ben de senin için ölmeyi göze alırım. Seni seviyorum."

Dedikten hemen sonra tekrardan dudaklarımızı birleştirdim. Kaiser'in de bana karşılık vermesiyle öpüşme daha da derinleşiyordu.

Burada olmazdı, durmamız lazımdı ama ikimizinde umrunda değildi. Zaten çoğu kişi bizi sevgili biliyordu.

Sabah

Fake Boyfriend -Kaisagi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin