13.bölüm

161 18 0
                                    

Suyun içine biraz daha gömüldü. Ağzı da suyun içinde kalmıştı. Ağzından nefes verdiğinde bir sürü baloncuk çıktı.
"Biraz büyü kullanmana izin vereceğim."
Çok büyük büyü gücüne sahip insanlar uzun süre güçlerini kullanmadığında rahatsızlanabilirlerdi. Ciddi bir şekilde...
Cümlem tamamlandıktan sonra baloncuklar havaya dağıldı.
"Sihir kullanamadığın bir nesne var mı?"
"İnsanlara fiziksel zarar veremem."
Kaşlarımı çattım. İlk defa bir büyücüden bunu duyuyordum. Benjamin o kadar övmüştü ki daha güçlü olduğunun hayalini kurmuştum.
Bu kız zayıfın teki.

Sinirle kadehi dikledikten sonra bir yenisini doldurdum.
"Neden? Bu çok basit."
Büyü gücümü hissettikten sonra ona baktım. Yanağında ufak bir kesik oluştu. Yutkundu. Çenesini dikleştirdi. Bana cevap vermeyerek suya bakmayı sürdürdü.
"Hiç denemedin mi?"
Nefes alamıyormuş gibi gerindi. Etrafa bakındı.
Kafasını çevirdi. Artık sadece saçlarını görüyordum.
"Denedim. Başarısız oldum."
"Nasıl başarısız?"
"Öldü."
Bunu o kadar hüzünlü söyledi ki garip hissettim.
"Büyünün amacı o değil miydi? Şifa büyüsü mü yapıyordun?"
"Amacı oydu ama beni büyük bir hüsrana uğrattı."

"Saçmalık."
"Her büyünün bedeli vardır ve bir büyü asla kaybolmaz."
Elimdeki yeni doldurduğum kadehi de dikledim. Dışarıda hızlı bir rüzgar esti. Kafamı çevirdim. Rüzgar durdu. Pencerede beliren aynayla birlikte sıçradım. Adel kahkahalara boğuldu.
"Sen mi yaptın?"
"Büyümü nereye harcayacağımı bilemedim."
Cam eski halini alırken arkamı döndüm. Su parıldıyordu. Suyun içinde çıplaktı.

"Buraya geldiğinden beri hiç geleceği gördün mü?"
Sessizleşti. Yüzü durgunlaştı. Ardından kararsız bir hale büründü. Bir şey anlatacak gibi hissettim. Sadece sustu.
"Diyecek bir şeyin yok mu? Belki büyünü öyle kullanmak istersin. Odanda büyü yapamayacaksın diye odama getirdim."
"Bu bir büyü değil."
"Ne o zaman?"
"Sadece... Sadece tahmin."
Çenem sinirle kasıldı.
"Hay s*keyim!"

Ayağa kalkıp gerindim.
"Hiçbir işe yaramayan bir büyücü için bu kadar uğraştığıma inanamıyorum. BÜYÜ BİLE YAPMIYORMUŞ! Sadece evcilik mi oynatmaya çalışıyordun bana?! Tanrı'm!"
Odanın içinde gezinirken bu kızı neden yanıma aldığımı düşündüm. Tek sebebi şu s*kik büyülerle kendi yolumu bulmaktı. ŞİMDİ DE KIZ GELMİŞ BÜYÜ OLMADIĞINI AÇIKLIYORDU!
"Yalancı."

Sudan sesler geldikten sonra arkamı döndüm. Kızı çıplak görsem de bunu umursayamadım. Sadece bana yalan söylediğini düşündüm. Bu hikayeleri sallamıştı ve şimdi de sarayımda kalıyordu.
"Yarın akşam sarayımda olmayacaksın. Giymen için elbise ve 200 sweit vereceğim."
"İhtiyacım yok."
Elbisesini giydikten sonra bana döndü.
"Dün gördüğüm kehaneti neden gördüğümü anlamamıştım. Şu an içinmiş."
Devam etmesi için yüzüne baktım. Bana yaklaştı. Dudağıma engel olamayarak büktüm. Küçümseme ifadesi gibi...

"Yarın parmaklarının..."
Sol elimin parmaklarının ortasından uzamış tırnaklarıyla geçti.
"Sıyıracak. Kanın koyu akacak."
Kanın süzüleceği rotayı parmağıyla çizdi. İnanmadım.
BEN BİR PRENSİM. Tabiki yarın antrenmanda yaralanabilirim. Bundan doğal tek bir şey yok. Çoğu gün söylediği şekilde yaralanmışımdır.
"Bunu Agatha yapacak. Bugün söyledikleriniz yüzünden sinirlenecek. Önerimi sormazsınız ama yine de cevaplayacağım. Yanınızda giderken çekmecenizde duran zümrüt seti götürmenizi tavsiye ederim."

Ciddiyetle geri çekildi. Elini kalbinin üzerine koydu. Eğildi.
"Beni sarayınızda ağırladığınız için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın."
Koşar adım odamdan çıktığında elimdeki kadehi yere fırlattım.
Sürtük.

Yanımdan AyrılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin