"Şimdi ise çaresizce bir parça huzur istiyorum~ Aeao, aeao, aeao, ae- AAAHHH!! Ah! Ödümü koparttın Jisung!"Felix, Jisung'un odaya girmesiyle irkilip, kulaklıklarını çıkartmıştı.
"Üzgünümm, kulaklık taktığını görmedim."
Felix her zamanki gibi göz devirmiş, işine devam etmişti. Jisung da yerine oturup bilgisayarını çıkarttı.
Beklenmedik bir sürprizle içeri Minho girdi.
"Ah, bebeğim. Geldin mi? Seni bekliyordum."
Jisung oturduğu yerden başını geriye çevirdi.
"Hayatım! Otobüsü kaçırdım, geç kaldığım için özür dilerim."
"Sorun değil bebeğim."
Minho Jisung'a yaklaşmıştı bunları söylerken. Jisung'un kulağına eğilip fısıldadı.
"Şu an sıcaktan ölüyorum. Sana çok kötü ihtiyacım var Jisungie~"
Jisung duyduğu kelimelerle içinde bir arzu belirmişti. Şaşkın gözlerle başını ona bakan Minho'ya çevirdi.
"Nasıl yani? Şimdi mi?"
Başıyla onayladı Minho.
"Peki."
Konuşmasıyla kalkması bir olmuştu Jisung'un.
Felix'in kafası karışmıştı, neyden bahsettiklerini anlamamıştı. Ama yine de sessiz kalmayı tercih etti.
Jisung ve Minho odadan sessizce çıkarken Felix onu düşünüyordu, Hyunjin'i. Ondan hoşlanıyor muydu, hoşlanmıyor muydu? Bir türlü karar veremiyordu. Sanırım bu işe kalbi karar vermeliydi. Beynini yormadan işine devam etti.
-
🚨TW: NSFW🚨
"Ah bebeğim, burda yapmak zorunda mıyız cidden?"
"Kapa çeneni Jisung. Soyun."
Sevgilisinin emriyle yutkunup, soyunmaya başladı Jisung.
Yavaştı, Minho buna daha fazla dayanamadı. Erkekliğini Jisung'un deliğine konumlandırıp, içine girdi.
"Ah! Minho!"
Eliyle Jisung'un ağzını kapattı ve Jisung'un içinde ileri geri hareket etmeye başladı.
"Mh~ Ha~"
"Jisung-ah~"
...
"Sen de duyuyor musun?"
"Neyi?"
"Şu sesi... Tuvaletten geliyor galiba."
"Of, kes saçmalamayı Seungmin.İşine dön."
"Peki..."
...
"A-ah sevgilim, biraz yavaş mı olsan?"
Yavaşlamak yerine daha da hızlanmıştı Minho. Jisung'un terlemesine sebep olmuştu. Minho'ya daha fazla sokuldu, boynunu emmeye başladı.
"Mhm~"
Minho Jisung'u boynundan ittirip kapıya çarptı. Jisung'un dudaklarına yaklaşıp öpmeye başladı. Öperken öyle bir emmişti ki, dudakları morarmıştı.
İçinde bir sıvı hissetti Jisung. Minho'ya baktı. Onun ıslak erkekliğini görünce boşaldığını anlamıştı. Yorgunluktan çalışacak halleri kalmamıştı.
"Ah... Çok yoruldum."
"Şimdiden yoruldun mu? Daha ilk turun yarısında bile değiliz hayatım."
"Ne?!"
"Haha. Şaka yaptım güzellik. Giyin hadi."
Kıyafetlerini Jisung'un üzerine fırlattı. İkisi de giyinip, hiçbir şey olmamış gibi çıktı o dar tuvaletten.
...
Felix Hyunjin'i özlemişti. Ne kadar çabalasa da aklından çıkmıyordu. Onu aramaya karar verdi.
-
"Alo, Felix?"
"Ah Hyunjin Bey. Bugün şirkete gelecek misiniz?"
"Hmhm. İşim çıktı da, biraz geç geleceğim."
"Peki anlıyorum. Merak etmiştim rahatsız ettim özür dilerim."
"Sorun değil meleğim. İstediğin zaman arayabilirsin. Ben geleceğim 2-3 saate."
"Tamam teşekkürler Hyunjin Bey. Görüşürüz."
"Görüşürüz bebeğim, görüşürüz..."
Telefonu kapattı ve işine geri döndü. Belki odaklanırsa zaman hızlı geçerdi. Öyle de oldu. Hatta o kadar odaklanmıştı ki, çalışırken Hyunjin'in geldiğini fark etmemişti bile. Felix, Hyunjin onun odasına girip elini onun omzuna atınca irkildi. Kafasını ona doğru çevirdi ve kim olduğunu görür görmez ayağa kalktı ve ani bir kararla Hyunjin'in boynuna atlayıp sıkıca sarıldı. Hyunjin de karşılık verip kolunu Felix'in beline doladı.
Jisung ikilinin fotoğrafını çekip şirketin itiraf sayfasına atmıştı bile. Tabii sonraki gün tüm şirket Hyunlix çiftinin aşkının gerçek olduğunu düşünmüşlerdi. Felix ne kadar belli etmese de Hyunjin ile yakıştırılmaktan hoşlanıyordu.
"Shipleyin lan bizi! Daha fazla maaş vereceğim shiplerseniz."
Para gözlü işçiler Hyunjin'in bu sözünden sonra her dakika "Hyunlix best çift" demeye başladılar.
Felix artık kararlıydı. Hyunjin ile birlikte olacaktı. Ama odun Hyunjin teklifini bir türlü yenilemiyordu. Felix sıkılmıştı bu durumdan, bir şey yapması gerekiyordu. Ama ne?
---
VAYYY YILLAR SONRA YB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boss/Hyunlix
Romance-Bugün geç çıkacaksın, Felix. -Neden ki? -Seninle konuşacaklarım var...