Boss/Hyunlix

13

bi önceki bölüme birisi "yb" diye yorum atmış. (kaç
kere aynı yorumu attığını sormayın...)
onun için atıyorum. (biraz geç mi kalmışım
ki ne)

...

İş çıkışı Seungmin Felix ile Jisung'un odasına gelmişti. Tabii şimdilik sadece Felix desek iyi olur çünkü Jisung öğleden beri Minho'nun odasındaydı. Naptıklarını merak ediyorsunuz herhalde. Sizi fesatlar... Öyle bir şey olmadı.

...

"Çıkalım mı?"

"Çıkalım. Di'mi Felix?"

Chan konuşurken hâlâ çalışan Felix'e bakmıştı.

"Bensiz çıkabiliyorsan çık abi."

"Hadi ama, mesai bitti! Bırak çalışmayı artık."

"Henüz bütün işlerim bitmedi."

"İşlerini evde de bitirebilirsin. Hadi kalk."

"Of abi ya... Çok sinir bozucusun..."

İkilinin tartışmasını yüzünde hafif bir gülümsemeyle izleyen Seungmin, lafa daldı.

"E hadi çıkalım o zaman!"

...

Üçü birden asansöre bindi. Kocaman asansörün içinde dağıldılar. Aşağı inen asansör birden sarsılarak durdu. Işıklar söndü. Hepsi asansör içerisini saran demirlere tutunarak etraflarına bakınmaya başladılar.

"Ne oluyor?"

"Korkuyorum!"

"Sakin olun. Kocaman bi' şirket burası. İlla ki farkedip bizi kurtaracaklardır."

"Unutuyorsun galiba abi. En son çıkan biziz."

"Olabilir. Bağıralım o zaman."

Chan adımlarını asansör girişine yöneltti. Ellerini ağzının yanlarına koyarak bağırmaya başladı.

"Burada mahsur kaldık! Bizi çıkarır mısınız?!"

Seunglix'e de bu fikir oldukça mantıklı gelmişti. Onlarda öne çıkıp bağırmaya başladılar. Soğuk kanlı olmaları gerekiyordu. Özellikle Seungmin'in. Onun klastrofobisi vardı.

...

Dakikalar geçti. Dışardan herhangi bir ses gelmeyince üçlü bağırışlarının bir işe yaramadığını anladılar. Seungmin endişelenmeye başlamıştı.

"Siktir ya... Bir de başımıza bu çıktı..."

Felix çaresizce mızmızlanmıştı. Seungmin yere oturup kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Chan telefonunu çıkarıp uyduya bağlanmaya çalışıyordu.

"Galiba gece boyunca buradayız..."

"Hayır ya... Bu saatlerde Hyunjin çıkıyor. Bu asansöre biniyor. Kesn farkedecektir. Hem bugün şirketteydi, değil mi Seungmin?"