Üzerime kot ceketimi geçirerek girişte hemen solda kalan aynada kendimi kontrol ettim, fena görünmüyordum. Sarı saçlarımı ellerimle birazcık dağıttığımdaysa kesinlikle daha iyiydim.
Dün gece terbiyesiz herifi engellememin ardından güçlükle de olsa uyuyabilmiştim ancak üç saat sonra çalan alarmımla kalkmıştım. İşe gitmem gerektiğinin bilinciyle uykusuz da olsam kalkıp hazırlanmış ve iyi görünmek için çabalamıştım.
Kapıyı açarak dışarı adımladım, apartmanda hakim olan sessizlik oldukça hoştu. Kapımı kilitlemek için döndüğüm sıradaysa bu sessizliğin bölünmesini hiç beklemiyordum.
Hyunjin' in kapısı açılmış, benden en az on santim kısa olan minyon ve siyah saçlı bir kız dışarı çıkmıştı. Kızla göz göze geldiğim sırada arkasından geldiğini gördüğüm üstü çıplak olan Hyunjin' le hızla önüme döndüm. Kapıyı kilitlemeye çalışıyordum, bir an önce gitmek istiyordum.
"Hyunjin eminsin değil mi iyi olduğuna?"
Kızın sesini duyduğumda, dün duyduğumun o olduğuna emin olmak biraz midemi bulandırmıştı.
"Niye emin olmayayım? Taktın sen de."
Oldukça soğuk çıkan ses tonuyla konuştuğunda kız onaylar bir mırıltı çıkartmıştı.
"Bir anda durdun ve hiçbir şey yapmadık, garipsin gerçekten."
Benim burada olmama aldırış etmeden konuşan kızla gözlerim kocaman oldu. Arkam onlara dönük olduğu için görmediklerine şükrettim bu tepkimi.
"Bir şey yok, git hadi."
Dün bir şeyler yaşadığı kıza bile oldukça kaba konuşmasıyla kız görüşürüz tadında şeyler söyledi. Nihayet arkama döndüğümde kızın Hyunjin' in dudaklarına uzandığını ancak onun geri çekildiğini görmüştüm. Kız sıkılmış gibi bir nefes verirken "İyi." diye söylendi ve merdivenlere ilerledi.
Bakışlarımız kesiştiğinde kısılan gözlerime engel olamadım. O da direkt gözlerimin içine bakıyordu, apartman kapısının kapanma sesi geldiğinde kızın çıktığını anlamıştım.
"Dünyanın en uzun kapı kilitleme rekoru sende."
Söylediği şeyle kaşlarım çatıldı. Gerildiğim için bir türlü anahtarı düzgün sokamamıştım, hepsi onun suçuydu.
"Sevgilin olduğunu bilmiyordum."
Ağzımdan çıkan kelimeler beni bile şaşırttı. Bozuntuya vermemeye çalışsam da saçma bir şey söylediğimin farkındaydım. Sevgilisi olup olmadığını merak etmiştim aslında ve zarf atmıştım. Sonuçta öpüşmemişlerdi ve pek samimi gibi değillerdi.
Kendime gözlerimi devirmek istedim, dün duyduklarımdan sonra samimi olmadıklarını mı düşünüyordum gerçekten?
"Yok çünkü." Sonunda Hyunjin'den ses geldiğinde ona döndüm, gözlerini devirirken ekledi. "Olsa bile sana niye diyeyim?"
Yüzümde istemsizce iğrenir gibi bir ifade oluşmasını engelleyememiştim. "Tam da senden beklendiği gibi."
Omuz silkmesinin ardından omzu üzerinden kapının kirişine yaslandı. Belirginleşen kol kasları ona bakmam için çırpınsa da yapmadım. Yüzünde dümdüz bir ifadeyle bana bakıyordu.
Daha fazla orada durmamın saçmalık olduğunu fark ederek asansörü pas geçip merdivenlere ilerledim. Arkamdan seslendiğindeyse, hiç duymak istememiştim.
"Haftaya cumartesi kalacak yer bulsan iyi edersin Çilli."
•••
Kasanın yan tarafındaki vişneli lolipoplardan birini geçirip ardından parasını ödedim. Lolipopu hızla dudaklarımın arasına alarak emmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
run away | hyunlix ✓
FanfictionFelix'in kaçarak geldiği şehirdeki yeni komşusu biraz problematikti, biraz da arsız. ✓düzyazı ağırlıklı, text ✓minsung