16. Yaş

71 9 7
                                    

Bir okul yılı daha bitmişti. Regulus 16 olduğu zaman karanlık işareti alıp en genç ölüm yiyen olmuştu. Doğum gününde hayatını karartan hediyeyi (!) almış ve kaderi mühürlenmişti. Canı yanıyordu kolunu kesip atmak istiyordu. Ne yaparsa yapsın o artık bir ölüm yiyendi ve bu asla değişmeyecekti. Sevgilisini düşündü. James'i ne derdi buna? Onu yargılar mıydı? Regulus istememişti ki bunları... O asla özgür olamayacaktı... Sadece ölürse özgürlüğe kavuşabilirdi Regulus adı gibi biliyordu bunu. Hayır intihar etmeyecekti. O güçsüz değildi. Voldemortun güvenini kazanacak ve zayıf noktalarını öğrenecekti. Bunu yaparken James'le birlikte olup onu riske atamazdı. Eninde sonunda ortaya çıkardı ilişkisi. Aşkının zarar görmesine izin veremezdi, onu korumalıydı. Ondan ayrılacak onu uzaktan koruyacaktı, bir yandan da voldemort'un zayıf noktalarını bulmaya çalışacak ya da denerken ölecekti. Hayır onun tüm İngiltere'ye hakim olmasına izin vermeyecekti. Dumbledore'a bulduklarını söyleyecek ve günlüğüne kaydedecekti böylece o ölse bile Voldemort'un düşüşünde katkısı olacaktı. Emindi o deli ölümsüz olmak için bir şeyler denemişti. Ne yaptığını bulacaktı.

Araştırmaya başlamıştı bile. Bir şey bulmuştu ama emin değildi. Hortkuluk yapmış olabilir miydi? Ölümsüzlük için ruhunu kırmış olabilir miydi? Cevap evetti. O manyak herifin ruhunu feda etmekten hiç çekinmeyeceğine emindi. Daha büyük bir şey için ufak bir fedakarlık olmuştur ona göre ruhu. Regulus nerdeyse emindi o manyak herif ruhunu kırmıştı. Sadece kanıtlaması ve kaç hortkuluk yaptığını bulması gerekiyordu. Sonrasında onları yok etmenin yollarını bulurdu ve geri kalanını dumbledore hallederdi. O da sevgilisine döner ondan ayrıldığı için özür diler ve öpüşüp, sevişip barışırdılar!  Her şey bu kadar kolay olmayacak olsa bile Regulus denemeye hazırdı. Aklından geçenleri ve teorilerini günlüğe yazdı. Regulus, James'in ondan sonra başka birine şans vermeyeceğini umuyordu. Verse bile sorun değildi. Mutlu ve güvende olması yeterli olurdu Regulus için. Biliyordu kendisi James'ten başkasına bakmazdı. Bakmayı aklından bile geçirmezdi. O ya James'le birlikte olacaktı ya yalnız ölecekti başka seçenek yoktu. Nazlı sevgilisinden başkasına gülümseyemezdi, dokunamazdı ve göz ucuyla dahi bakmazdı. Regulus'un kalbi, ruhu ve bedeni James Potter'a aitti ve o bundan hiç şikayetçi değildi. Son nefesini vermiş olsa bile aklında ve kalbinde sevgilisi olacaktı Regulus'un. Dokunmaya dahi kıyamadığının, James'inin, zarar görmemesi için son nefesine kadar uğraşacağına yemin etti. James bir savaşın içine gitmeyecekti. Regulus buna asla izin vermezdi bu yüzden onun için bu savaşı bitirmek için elinden geleni yapacağına yemin etti. Her şeyin en iyisine layık bir sevgilisi vardı, işi zordu ama şikayetçi değildi. Sevgilisi için her şeyi yapardı.

James, beyaz baykuşun getirdiği çiçekleri eline aldı. Bu Regulus'un baykuşuydu. Sevgilisi ona çiçekler göndermişti. James Regulus'un bu ince davranışlarına hayrandı. Ne yaşarsa yaşasın o James'i unutmuyor ve onu mutlu edecek şeyler yapıyordu. James deli gibi aşık olmuştu ona... Onsuz bir gelecek hayal dahi edemiyordu. Anlamsız olurdu yaşamak. Regulus olmadan yaşamasının anlamı yoktu. Gri gözlü çocuk bir anda girmişti James'in hayatına ve kendisini onun hayatının merkezi haline getirmişti. Kendisi Regulus'un kalbini çalmıştı ve Regulus'ta intikam olarak James'in kalbini almaya karar vermişti sanırım. Çünkü gri gözlü çocuk öyle kolay girmişti öyle kolay almıştı ki James'in kalbini, fark etmemişti James. Biliyordu Regulus ve o birbirlerini tamamlıyordu. Gökyüzüne baktı ve gözleri Regulus'u bulunca gülümsedi. "Biz birbirimiz için yaratıldık sevgilim. Sen beni sevmek için yaratıldın, bende seni.  İyi ki doğdun Reggie, benim sevgili ruh eşim..." Sesi fısıltı gibi çıkmış olsa bile Regulus'un onu hissedeceğine, duyacağına inancı tamdı. O gece aslan takım yıldızını izlerken uyuya kaldı. Sanki Regulus'un kollarında uyuya kalmış gibi hissediyordu.

Dear DiaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin