Akşam Yemeği

93 10 2
                                    

İkindi vakti saraya giden yolda ilerlerken hepimiz suskunduk. Arada bir birbirimize bakıyorduk ama bu sessizlik beni boğmaya başladığında konuşmak istedim.

Tae:"Hayrola, pek bir suskunsunuz."

Ağızlarından hafif bi gülümseme dökülüp hala birşey demediklerinde onlara bir soru yönelttim.

Tae:"Sizin için hazırlatacağım odalarda ekletmemi istediğiniz özel bir isteğiniz var mı?"

"Siz ne uygun görürseniz o bizim için uygundur, ama ben odama uygun görürseniz bir tane keman ekletmek isterim. Çocukluğumdan beri keman çalarım." :Sg

Onaylayan ifadeyle başımı salladım, yüzüme hafif tebessüm bırakıp ona baktım.

Tae:"Birgün bizde dinlemek isteriz kemanını."

Bunu derken diğerlerinede bir isteğiniz varmı imasında bir bakış attım. Anlaşılan o ki konuşmak istemiyorlardı, onları darlamamak adına bende sustum.

Sarayın kapısına vardığımızda kapı ağasına yeni gelen misafirlerimiz için üç tane oda tahsis etmesini istedim. Sonrasında içeri girdim ve onlara sarayı gezdirmek için adımladım. Onlar peşimden yürürken sarayın katlarını sıra sıra gezdiriyordum. Onlar sarayın altın ve değerli taşlarından oluşan ihtişamına göz gezdirirken ağızları şaşırmış gibi açıktı.

Sarayın en üstüne ulaştığımızda merdivenlerin hemen sonunda bir kapı, ve o kapının ardındada ne zaman moralimin düştüğü herkesten sıyrılmak istesem kaçtığım büyük bir teras yer alıyordu. Burası benim güvenli alanımdı. Burası benim için ayrı bir saraydı. Burayı gördüğümde göğsüme huzur dolmuştu. Onları birkaç dakikalığına oturmak için içeriye buyur ettim. İçeride duran koltuğun üzerine oturduğumda önümde duran meyve tabağındaki meyveleri onlara ikram ettim. Hepsi birer tane elma almıştı ve hepimiz birbirimizle hiç konuşmadan hemen karşımızda olan birbirinden parlak yıldızları izliyorduk. Doğruldum ve üçü birden bana baktı.

Tae:"Size artık odalarınızı göstereyim, hazırlanmıştır. Lakin ondan öncesinde dikişhaneye gidelim ordan beğendiğiniz kumaşları seçin, size uygun kaftan diktiririz. Hediyem olsun. "

"Zahmet olmasın size?" :Sg

Tae:"Lafımı olur, küçük bir hediye."

Odadan çıktığımızda hemen bi alt katımızda olan dikişhane için merdivenlerden hızlı hızlı iniyordum. Merdivenler bittiğinde kısa bir koridordan sonra dikişhanenin kapısını tıklatıp ağaya kumaşların odama getirilmesini buyurduktan sonra kendi odamın yolunu tuttum. Odama vardığımda içeri girdim ve Suga, Namjoon ve Jin'i içeri buyurdum. Koltuğa oturduk.

Tae:"Sadece beğendiğiniz kumaşları seçin, kaç tane olduğu veya ne kumaşı olduğunun önemi yok sadece seçin ve hazırlanmasını bekleyin."

Onaylamalarını beklemedim çünkü istemeseler bile diktirirdim. Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Kumaşlar gelmişti. Girmesini emrettikten sonra içeri bir ağa girdi ve kumaşları yakınıma bıraktı. Çıkabilirsin dedikten sonra gözüme direkt olarak bir kumaş çarptı. Onu elime aldığımda dokusu öylesine güzeldiki bırakmak istemedim. Rengi siyahtı ve Namjoon'a çok yakışıyordu ona güzel bir kaftan olabilirdi.

Tae:"Namjoon, bu kumaşın rengi sana çok yakışırdı. Üzerine bir tutup aynadan kendine bak istersen."

"Siz öyle düşündüyseniz aynadan bakmama gerek bile yoktur":Nj

Love To Enemy // Taekook FicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin