Suga odadan çıkalı muhtemelen iki dakika olmuştu. Boş bir şekilde oturmak canımı çok sıkıyordu ama en azından bir kaç dakika daha soluklansam fena olmazdı. Soluklanırken kulübeyi inceledim incelenecek çok bir parçası olmasada. Jungkook'un ordusu benim topraklarımı işgal ediyor ve bende burda elim kolum bağlı oturuyorum dedim kendi kendime. Bu kadar oturmanın yeterli olduğunu düşünüp kapıya ilerlemeyi denedim ama dizimdeki yaranın ince çatallı acısı beni yerime otutturmaya yetmişti. Halim acınası görünüyordu ama bir an önce bu dört duvardan çıkıp işgalin savunmasına bende gitmeliydim. Kıyafetimi biraz sıyırıp sargı bezinin ucunu söktüm. Yarayı hava almayacak şekilde bağlarsam canım acımazdı. Sargı bezini tamamen açtım ve sıkıca sarmaya başladım. Sardıktan sonra ayağa kalkıp küçük bir deneme yaptım. Başarılı olmuştum ve artık yaram acımıyordu. Moralim birazda olsun yerine geldiğinde ok takımımı ve belimde olan hançerimi yokladım. Herşeyim tamdı artık işgali bastırmaya gidebilirdim.
Kulübeden çıktığımda etrafa ilk önce göz gezdirdim. İşgalin bulunduğu bölge çok uzağımda değildi, yaralıydım ve dikkatli olmam gerekiyordu. Hızlıca ilerledim ve bir çalıya gizlendim. Etrafı incelerken Suga'yı gördüm. Siyah saçlarını savurarak dövüşüyordu ve söylediği kadarda iyiydi. Birinin boynunu kırdığı anda arkasından birinin yaklaştığını gördüm
Elinde hançer vardı
Bunu farkettiğim anda hızlıca bir ok çektim ve gerdirdim, iyice odakladıktan sonra oku bırakıp çalılara iyice sokuldum. Ok askere isabet etmişti. Suga'nın canını kurtarmanın gururunu yaşayacakken Suga gelen oku farkedip hemen etrafa bakınmaya başladı. Burda olduğumu görmesini istemedim, öğrenirse muhtemelen beni o kuytu kulübeye geri gönderirdi. Suga benim olduğum tarafa koşmaya başladı. Çalılara öylesine sokuldumki çalılarla bütünleşmiştim ve muhtemelen beni görmesi imkansızlaşmıştı. Tahminim doğru çıktı, Suga yanımdan geçerken beni göremedi.
Bunu fırsat bilip işgal edilen yere koşmaya başlamıştım. İyice yaklaştıktan sonra bir ağacın dibine çömelip hemen bir ok gerdirdim ve bir bir askerleri vurmaya başladım. Okun geliş yönü dikkat çekmiş olmalı ki herkes benim olduğum yöne bakıyordu. Bir asker olduğum yere geliyordu. Ayağa kalktım ve hızlıca yer değiştirdim. O askeride vurduktan sonra doğrudan işgal bölgesine koştum, birden fazla askerin canını alırken elliden az askerleri kaldığını fark ettim. Artık ordum çoğunluktaydı. Bunu fark etmiş olmalılarki artık geri çekilme kararı aldılar. Onları geri püskürttüğümüz için yaşadığım sevinç verdiğimiz kayıpları görmemle son buldu. Ordumun bi kısmını kaybetmiştim. Tanrımın onlara merhamet etmesini diledim ve Suga'nın beni kulübede görmesi gerektiğini hatırlayarak hızlıca kulübeye gittim. Vardığımda kulübenin küçük tahta kapısını araladığımda içeride onu gördüm.
Suga'yı
Beni beklermiş gibi bir hali vardı. Göğüsünde buluşturduğu kolları bana hesap vermem için baskı yapıyor gibiydi. Oturduğu yerden kalkıp bana doğru geldi.
"Sana istirahat etmen gerektiğini söylememişmiydim Kim Taehyung?":Sg
Tae :"Söyledin, ama umrumdada olmadı"
"Şu halinle kahramanlık yapmana gerek yoktu":Sg
Tae :"Napsaydım? Orda işgal varken götümü yaya yaya oturup keyifmi yapsaydım?"
"Emin ol kimse seni işgal varken götünü yaya yaya oturan bi kral olarak tanımlamazdı. Sadece sağlığı için istirahat eden bi kral olarak tanımlardı.":Sg
Tae:"İstirahatlik bi durumum yok, sapasağlamım."
"Yarasını kangren olacak şekilde sarıp uyuştursaydı anamda sapasağlam olurdu":Sg
Tae:"Neyse sorun yok iyiyim ben"
"Ayrıca görmedim sanma, benim canımı kurtarman büyük bir incelikti,teşekkür ederim":Sg
Tae:"Beni gördün mü? Gördüğünü düşünmemiştim çünkü görseydin muhtemelen beni bu kulübeye geri getirirdin"
"O anlık görmemezlikten geldim, seni buraya getirseydim senin tekrar firar edeceğinden emindim." :Sg
Tae:"Doğru düşünmüşsün, ayrıca canını kurtarmam birşey değildi, sende benimkini kurtarmıştın."
"Lafımı olur":Sg
Ufak bi tebessüm ettim ve ikimizde oturup yeri izlemeye başladık. Tahminim bir dakika boyunca ikimizde hiçbirşey demeden sustuk. Suga gerçekten iyi birine benziyordu ve sağlam bi bağımızın olacağını düşünmüştüm, bir başlangıç olarak onu sarayımda misafir etmek istedim.Başımı kaldırdım ve ona baktım.
Tae:"Bir günlüğüne sarayımda misafir olmanı isterim"
"Şeref duyarım. Ayrıca sizden bir isteğim var.":Sg
Tae:"Buyur"
"Vaktiniz varsa sizi çete üyeleriyle tanıştırmak isterim":Sg
Tae:"Vakitler senindir"
Deyip başımı hafif sallayarak onayladım. Suga hafif gülümseyerek kapıya doğru yöneldi. Eliyle bekle işareti yaparak kulübeden ayrıldı. Geldiğinde yanında iki kişi daha vardı. İçeriye geldiklerinde kafa selamı verip sırayla oturaklara oturdular. Bir süre sessiz kaldık. Suga sessizliği bölmek istercesine kaş göz yaptı yanındaki diğer iki kişiye. Biri konuşmaya başladı.
"Ben Kim Seokjin, kısaca bana Jin derler.Namjoon'un kardeşiyim" :Jin
Ardından yanındaki konuşmaya başladı.
"Ben Kim Namjoon. Jin'in abisiyim ve çetenin 2. Lideriyim":Nj
Tanıtma sırası bana gelmişti
Tae:"Bende Kim Taehyung, kısaca bana Tae derler. Bu krallığın sahibiyim."
Bir süre birbirimizi süzdükten sonra ;
Tae:"Dilerseniz bir günlüğüne sizi sarayımda misafir etmek isterim."
Hepsi başlarıyla onaylayıp teşekkür ettiler. Gülümseyip ayağa kalktım ve gelmeleri için işaret verdim.
Selam selam selam aşklarımm 😽💞 bu aralar hayatımdaki bazı şeyler boka sardığı için moralim çok bozuk bu yüzden belki birkaç gün bölüm yazmam çünkü şuan iyi yazacağımdan gram emin değilim fic güzel ilerlerken bozmak istemiyorum. Şimdiden anlayışınız için sağolun 💓💋
Aranızda yalı çapkını seven ve kurgularını okumayı seven aşklarım varsa @Eliifcikk kullanıcısını öneririm 😽✊🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love To Enemy // Taekook Fic
RomanceBüyük bir krallığın sahibi Taehyung, nefret ettiği düşman krallığın sahibi Jungkook'a aşık olsaydı? Biricik sevgim, biricik nefretimden doğdu! Erken görüp tanımadığım, tanımakta geç kaldığım; Tiksinilen düşmanı birden sevmemle, Harika bir sevgi doğd...