2. Bölüm

387 13 4
                                    


İnstagram: cevirmenkitapofficall
Tiktok: cevirmenkitapofficalls

İnstagramdan takip ederseniz çok sevinirim, çünkü genelde gelecek bölüm kesitlerini, bölümün ne zaman geleceğin orada paylaşıyorum.

Keyifli okumalar.

Gözlerim şaşkınlıkla ikisinin arasında gidip duruyordu. Ne oluyordu? Hiç bir şey anlayamamıştım

"Sapık adam demek, sevdim bunu." Dedi Mert, ukalaca konuşmuştu. Yüzümü buruşturdum, Kıvanç bey'in bakışları Mert ve ben arasında gidip geliyordu.

Derin bir nefes verdi. "Siz önceden tanışıyor musunuz?"

"Hayır tanışmıyoruz, sadece asansör de karşılaştık." dedim.

"Yattık." gözlerim şaşkınlıkla açıldı, kafamı Mert'e çevirdim. O dakika da kapı açıldı. Üçümüzün de bakışları kapıya yöneldiğinde Gece'yi gördüm. Onun burada ne işi vardı anlayamamıştım.

"Ne oluyor bu aşağılık şirkette!" dedi ve içeriye geldi, bize bakarken kahkaha attı.

"Gece?" dedim ve yanına ilerledim. "Senin ne işin var burada?"

"Ben çağırdım. Önceden tanışıyoruz Gece ile." dedi Kıvanç Bey.

Kaşlarım çatıldı. "Anlıyorum... Nereden tanışıyorsunuz?" dedim.

"Lise son sınıfken birisi gelmişti, hatırlıyor musun Lidya?" dedi Gece, ilerleyip masanın üzerine oturdu. Başımı onaylayarak salladım. "Bizi okulda ki büyük salona indirmiştiler, tabii sen gelememiştin. Niye gelememiştin ya? Hatırlayamadım şimdi, her neyse." Duraksadı nefes alıp, verdi. "İşte o zaman, bizi büyük salona indirme sebepleri, Kıvanç'ın gelmesiydi. Bir kaç konudan bahsetmişti, tabi şuan da hatırlayamıyorum. Sana hevesle anlatmıştım." duraksadı yutkundu, nefesini dışarıya verdi. "Kıvanç ile o zaman kısa bir arkadaşlığımız oldu. Yani arada konuşuyorduk, ve bende ondan rica etmiştim seni işe alması için. O da kabul etmişti, en azından yabancıya gitmedin kız dua et."

Güldüğümde, Gece de güldü. "Anlıyorum seni, sağ ol çok iyisin ya." kafamı Kıvanç bey'e çevirdim. "Çıkabilir miyim başka bir toplantı yoksa?"

"Erken ama sen bilirsin, çocuklara söylerim seni bırakırlar."

"Gerek yok ya, taksiyle dönerim ben." Mert ve Gece güldü. Neden güldüklerini anlayamamıştım.

Kıvanç bey de gülümsedi. "Saçmalama istersen, bıraksın çocuklar. Bir sorun olacağını düşünmüyorum."

"Siktir git ya." mırıldanmıştım duyacağını düşünmüyordum. Kaşları havalandı, gülümsemeye devam ediyordu.

"Bir şey mi dediniz Lidya Hanım?"

Yapmacık bir şekilde gülümsedim. "Yok, yok. Siz çocuklara söyleyin bıraksınlar beni." başıyla beni onayladıktan sonra, bakışlarımı Gece'ye çevirdim. "Sen benimle gelsene bir."

Cevap vermesini beklemeden kolundan tutup, dışarı sürükledim. Kapıyı açıp, çıktığımızda kapattım. Duraksadım kapıya yaslanıp ona baktım. O da duraksamıştı. "Gece, sen ne yapıyorsun?"

O ise benim aksime gayet sakindi. "Ne yapıyormuşum?"

"Gece, farkında mısın? O gün okulda yangın çıkmıştı hatırlarsan, ve bu yüzden de herkes çıkmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle Kıvanç bey her ne anlatıyorsa yarım kalmıştı."

Çevirmen | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin