10.04.2001

95 28 43
                                    

"Baba! Jisung amcam bize gelin diyor"

Odasından ona seslenen kızının dediğini tam anlamayarak merdivenleri tırmandı Chris.

"Ne dedin bebeğim?"

Kız da merdivenleri inerek kendisini babasının kucağına bırakıverdi. Seungmin de yapardı aynısını diye geçirdi içinden.

"Jisung amcam kuaföre gittikten sonra bize gelin mangal yapalım dedi"

Chris gülümseyerek başını salladı. "Gideriz prensesim"

Kız kaşlarını çatarak babasına baktı "Baba 17 yaşında olucam neredeyse! Ne prensesi?"

Chris tam savunma yapmaya hazırlanırken küçük kız hülyalı hülyalı saçlarını savurdu ve "Ben kraliçeyim babacım. Prenses az kaçar"

Chris başını sen iflah olmazsın dercesine iki yana salladı. "Sana Hyunjin ile görüşmeyi yasaklamam gerek" diye de mırıldanmıştı.

"Hadi babacım hadi. Az laf çok iş. Şimdi krep yemek için Dahyun Ablanın dükkanına gidelim. Oradan da kuaföre gideriz. Sonra da Jisung amcamlara gideriz. Geri geldiğimizde sen ödevlerime yardım edersin. Sonda sarılıp uyuruz. Tamam okey. Harika plan. I'm genius"

Chris kızının hızlı hızlı konuşmasına sonra da Avustralyan aksanı ile İngilizce konuşmasına gülümsemiş uzun saçları eliyle düzeltmişti.

Kızı saçlarını boyatacaktı ancak ne renge olduğunu söylemiyor sürpriz diyordu.

"Ya Baba hadi!Kahvaltı edecektik ama öğle yemeği yesek daha iyi olacak!"

Chris duyduğu cümleyle olduğu yere çakıldı. Ilk defa Dahyun'un dükkanına gidecekleri zaman Seungmin de aynısını demişti. Chan kendisini sıktı. Kızının mutluluğunu bozamazdı şuan.

"Geliyorum bitanem" deyip hızlıca kendini toparlamış kızının elini tutarak hafifçe etrafında döndürmüştü. "Bir insana sarı bu kadar mı yakışır ya?!" Diyerek burukça gülümsemişti. Lavender Seungmindi. Aynısıydı.

"Dahyun Abla! Ben geldim"

Dahyun iyice yaşlanmıştı ama sevdiği mesleği yapmaktan da geri kalmıyordu. Dahyun gibi olun.

"Her zamankinden mi?"

Lavender Tatlıca başını sallamış hep oturdukları masaya ilerlemiş ve kurulmuştu.

"Buraya gelmeyeli uzun zaman oldu. Değil mi baba?"

Chris güldü. "Iki gün önce gelmemiş miydik?"

Kızı gözlerini kapatarak başını salladı. "Çok uzun zaman olmuş"

Ikili kreplerini yemişler. Kuaförün önüne gelmişlerdi. Chris "sen işlerini hallet babacım. Ben dışarıda bekliycem seni" demiş kuaförün önündeki sandalyelerden birine kurulmuştu.

Yaklaşık bir saat sonra lavender lilanın en güzel tonu saçlarıyla kuaförden çıkarken Chris'in ağzı açık kalmıştı. Kızı ne ara bu kadar büyümüştü?

"Babacım biliyorum çok harikayım ama jisung amcamlara gitmemiz lazım!"

Chris şoktan çıkıp sıkıca kızına sarılmış sonrasında onu kolunun altına alarak yürümeye başlamıştı. Neyse ki jisung ve Minho'nun evi kuaföre yakındı.

"Aeri!"

"Unnie!"

Iki küçük kız birbirine sarılırken  Chris de mangalın etrafında uğraşan arkadaşlarına baktı. Nerdeyse hepsi otuzlarına varmışları ama hala çocuk gibilerdi. "Naber?" Diyip elini Changbinin omzuna atmıştı. Ve evet Changbin hala 1.67'ydi.

Elzem | Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin