11; only love can hurt like this

123 24 19
                                    

sevgili sevgilim

bu sana yazdığım en zor mektup belki de, canımı en çok yakanı, en çok ağlatanı.

eskiden 'severek ayrılma' denen olayı hiç anlamazdım biliyor musun? birisi birini seviyorsa ondan neden ayrılır, her canı yandığında yanındaki iyi gelmez mi zaten? bir insan onu hayata bağlayan şeyden uzaklaşır mı?

uzaklaşırlarmış sevgilim, bazen insanlar uğruna ölecekleri kişileri elleriyle bırakırlarmış.

çok zormuş. bu yaptığım tüm hayatım boyunca en çok cesaret gerektireni. korkuyorum da. sensiz bir hayata ihtimal dahi vermedim ben, şimdi senin olmadığın günlere nasıl uyanacağım?

hemen drama bağlamamalıyım, değil mi?

en azından sen... iyileşiyor gibisin. eski yeonjun'a geri dönüyorsun. biraz daha çok gülüyorsun, sağlıklı haline dönüşüyorsun.

galiba çok korktuğum yeni yeonjun bir dönemmiş, şimdi izi kalmadı sende. eski haline döndün neredeyse. yeniden çocuklarla geziyorsun, hobilerini yapıyorsun.

hiçbir şey olmamış gibi beni arıyorsun.

hislerim saçma geliyor yeonjun. bu kadar canımın yanması abartı ve yanlış geliyor. bana bir şey olmadı görünüşte, sevgilisiyle ayrılan sensin. ben neden bu kadar ağlıyorum?

seni sevmek...

şüphesiz kısa hayatımın en güzel şeyi. hala öyle, beni yanlış anlama. ama artık kaldıramıyorum sevgilim.

varlığın hem huzur hem acı veriyor. senin yüzünden ağlarken seni düşlüyorum. geceleri duvarımda asılı resimlerin canlanıp ağlamaya başlıyorlar, teselliyi yine senin tek renk suretinde buluyorum. bu sağlıklı değilmiş sevgilim.

bilmiyorum, belki bu hep böyleydi. sadece ben yeni fark ettim bu kadar acı çektiğimi. dayanamayacağım bir yere geldi.

seni başkası için ağlarken görmek zormuş sevgilim. kendini her dağıttığında seni toplamak, rahat uyuman için uykusuz kalmak düşündüğüm kadar basit değilmiş. sana aşık olmak, seni tanıyamamak, seni kalbimde tutmak için kendimi paralamak beni çok yordu.

ama aptal bir şey aşk. son veremiyorum. bir anlık sinirle koparıp atamıyorum seni. her zerreme işlemişsin, seni kendimden ayıramıyorum. tüm çocukluğum sensin yeonjun, hayatımın yarısını silemiyorum.

geçen gün isimlerimizi kazıdığım ağaca gittim biliyor musun?

choi soobin yutkunarak elinde tuttuğu çakıya baktı.

gizlice babasının dolabından kaçırmıştı bu çakıyı, eli kadar bir şeydi.

"vazgeçtim yapmayacağım."

önünde dikildiği ağaca bakıp arkasını döndü. o devirde kim ağaca sevdiğinin ve kendi baş harfinin ismini kazıyordu ki? çok ergence bir şeydi.

aslında henüz 12 yaşında olduğu için ergendi ama bunu kabullenmedi.

ani bir şekilde geri ağaca döndü. çakıyı kaçırmak, gece ikide annesine yakalanmadan dışarı çıkmak için büyük bir çaba sarf etmişti. şimdi hepsi boşa mı gitsindi yani?

kararlı bir tavırla başını sallayarak eğildi. basit bir şeydi yapacağı. kırmızı kot şortunun çıplak bıraktığı dizlerini çizmemeye çalışarak ağacın önünde diz çöktü, çakıyı eline alıp 's' harfini kazımaya başladı. ağaca bir şey kazımak düşündüğü kadar basit bir şey değildi, 12 yaşında bir çocuk için fazla çaba gerektiriyordu.

a letter for you | yeonbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin