Wooyoung yanında ki iki elaman ile sokak arasında ilerliyordu. Aklı bu sabah Jongho'nun dediği kelimelere gidiyordu. Bu canını çok fazla sıksa da umursamamazlıktan gelmişti bugün. Fakat geçmişinin tokat gibi yüzüne vurulması asla hoşuna gitmemişti. Ayrıca üç gündür kafası zaten dalgındı bunu belli etmek istemese de bir kaç kişi anlamıştı bile.
Yüzüne maskesini geçirmek eskisi kadar kolay olmuyordu artık. Sadece dost edinmek isteyen bir salaktı. Biraz da macera ve eğlence düşkünü bir insandı. Bu olduğu yerde pişman değildi. Pişmanlığı burayı önceden bilmiyor oluşuyordu. Yapısı gereği de fazla geçmişi takmak âdeti olmadığı için yine siktir etti.
" Hey vale." Ona seslenince yere tükürmüş ve başını sola çevirmişti. Tek kaşı sorgularcasına havaya kalktı.
" Karşıdan bir kaç eleman geliyor diyoruz sana!" Kızgınca söylenen çocukla sırıttı. Ardından önüne dönüp bu sefer ayak uçlarına değil ileriye doğru baktı.Yanan sokak lambasının ve ona eşlik eden cızırtılı lamba ile ortam iyice gerilirken Wooyoung ıslık çaldı. Yakınında çaylaklara
' ıslık sesini duyunca yanıma gelin ' adı altında uyarı ve tembih çekmişti. Bu yüzden bu ıslığı duyanlar sesin yönüne doğru koşarken Woo karşısında ki adamların silahları çıkarmasıyla sırıttı.Belinde ki silahı çıkarıp elinde çevirip işaret parmağını yerleştirince onlardan önce ateş susturucu taktığı silahla ateş etti. Karşı tarafından susturucu ile ateş etmesi kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Koşmaya başlayan kişilerle ellerinde silah ve sopalarla koşan mahşer halkı savaş meydanı gibi ortada buluştular. Ya sıkıp ya vururken Wooyoung ona doğru gelen kişinin bacağına sıktı.
Biten mermeri ile küfür ederken yüzüne yediği yumrukla sendeledi. Yakasına yapışan eli savurup sıktığı yere tekme attı. Bu karşısında adamın acı dolu bağırmasına sebep olurken o ise sırıtıp çenesine vurmuş ardından boğazın da ki adem elmasının tutup sıkmış ve saniyeler içinde ölmesini izlemişti.
Ölü bedeni köşeye doğru savurup yerde ki çaylaklar ile gözleri irice açıldı ki o an başına darbeyi yemişti. Dizilerinin üstüne çöktü ilk ardından ise yeri boyladı. Sonrası ise Wooyoung için karanlıktı.
Wooyoung yavaşça gözlerini açtı. Başında mükemmel bir ağrı hissederken ekstra seslerde başına iğne gibi saplanıyordu. Gözü ışığa alışınca elini ensesine atıp ovuştururken gözlerini açtı. Etrafı süzmeye başladı ilk. Tam karşısında masa vardı. Oldukça işlemesi olan sanki yeni cilalanmış bir masa ve gerisinde duran sandalye. Ayakta duran adamlar, ona doğru adımlayan yabancı olmayan sima.
" Günaydın bir an hiç uyanmayacaksın sandım güzelim. Aç mısın?"
Karşısında ki adamın dediği şeyle kahkah atıp başını aşağı yukarı salladı.
" Sende beni özledin demek." Parmak uçları ile çenesine dokunan adamı lime lime etmek istese de bir şey demedi. Ayağa kalkıp büyük vitrene doğru adımlayıp. İçki ve kadeh alınca sanki ağır çekimde hareket eden adamı baştan sona süzdü." Aslına bakarsan Maçanın biriciği olman bana avantaj sağladı. Hem eskiyi yâd edicez. Hemde mahşerle hesabımı kapatıcam."
İçkisini doldurmuş ona doğru adımlayan adamın diz çöküp kadehten bir yudum alıp ardından çenesinden tutmasıyla kusucağını hisetti. Adamın diğer elinde ki bardağı yaklaştırıp dudağına değdirmesiyle kaşlarını çattı." İç Wooyoung."
Adamın bu sefer çenesini sıkmasıyla aralandı dudakları ve bir yudum aldı kırmızı sıvıdan. Ardından ayağa kalkıp bardağı yere fırlatmasıyla ne yaptığını anlamaya çalıştı.
" Biraz sohbet edelim ne dersin hem büyük ihtimalle Maçanın seni bulması günleri alacak. Hemde o güne kadar senin tadına tekrar varmış olurum. Hemde bana bir kaç şey ötersin belki de boşuna mahşerin Valesi değilsin."
![](https://img.wattpad.com/cover/348327410-288-k904669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia Ateez
Fanfiction" Kartlarını açık oyna Papaz!" dedi sesini yükselterek. " Kartlarım sana her zaman açık. Ayrıca oyna demişken kucağımda oynamaya ne dersin?" dedi Seonghwa sırıtarak. TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR! GERÇEKLE ALAKASI YOKTUR! Yan karakterler ve shipler; #seong...