Olivia

73 3 2
                                    

DENEYDEN BİR AY SONRA ...

Mahsenin kapısında görüşme yapabilmek için bir pencere vardı açtığım anda yüzüme ateş püskürdü yüzümün sağ yanı yanmıştı canım acıyordu alevler gözümün önünde. acı sadece yüzümde değil adeta tüm vücuduma yayılıyor.belli bir süre bayılmışım .uyandığımda başka bir labaratuarda cam bir fanusun içinde buldum etrafımda birçok cam fanus vardı.içinde ise kanlar içinde insanlar vardı. Neler oluyordu anlamıyordum gerçi son bir aydır olanlara bakılırsa bu hiç bir şeydi. Saçımı kulağımın arkasına attım yavaşça nefes verirken cam buharlanıyodu. buğulu camın ardından birkaç adam geldiğini gördüm. Birkaç tuşa basar basmaz fanus açıldı ve bana gelmemi söylediler beni James'in olduğu bir odaya götürdüler. çıkmak için arkamı döndüm ancak adamlar silahlarını bana doğrultmuşlardı. Beni öldürmeleri için üstlerine yürüdüm adam tetiği çekti ama james'in sesini duydum o anda toe,jorge silahlarınızı indirin dedi.hemen indirdiler toe yüzünü buruşturdu. İlerdeki demir kapıyı gördüm seni oraya götüreceğiz dediler.tamam dedim bana garip bir şey içirdiler.bu sefer yeşil ve biraz katıydı.garip bir şeyden sonra hiçbirşey hissetmedim belli süre başım dönüyor miğdem ağrıyordu.etraf karardı...

         Gözlerimi açtım.kendimi iğrenç hissediyordum. Kapıya yavaşça vurdum kapı kırıldı ve yere düştü şaşkındım. Kendimi olduğumdan güçlü hissediyordum.yerdeki silahı kaptım ileri doğru giderken jorge ve teo arkasını dönmesini beklemedim teo nun kalbinden jorge nin ise kafasından vurdum. Yerde kanlar vardı midyem bulanıyordu korkuyordumda ama elimde değildi .bağzı adım sesleri duydum.karısı kızı ve James silahımı sırtıma dayadadım yaralarım ağrıyordu ama içimde garip bir duygu vardı.silahın soğukluğunu hissettim.bana karısı bu mu dedi.çocuğun ağlayış sesi kulağımı tırmalıyordu.kendime engel olamadım ve jamese doğru silahımı doğrulttum yapamayacağımı idda etti teo jorge diye bağırdı.gidin dedi karısına kadın korkarca bana baktı hayır kalıyolar dedim.jamesi hiç düşünmeden kendime çektim acı çekiceksin dedim acı diye kulakları tırmalayan bir ses çıktı.kadın bağrıyordu sen ne anlarsın acıdan dedi çocuğu kucağından aldım karşı çıkmak için uğraştı James de kolumu sertçe çekti ama güldüm olduğumdan çok daha güçlüydüm.onu sertçe duvara fırlattım bana karşı çıkamayacağını artık anlamıştı jamese sen bana bu gücü verdin bu acıyıda kafamı kadına çevirdim sen gel dedim .onu yol boyuca sürüttüm köşeye bıraktığım bebek hala ağlıyordu.onu dışarı çıkarttım adın ne dedim? Lucy dedi korkmuşça bana acının ne olduğunu öğretemesin dedim şimşek çakıyordu korktum ve yine bana zarar verecekler gibi reflex olarak yere atladım .lucy yerinden kalktı seni korkak dedi sinirlice karanlıkta göz gözeydik.derin derin nefes alıyordu sinirini çıkartmak için bağırıyordu.yerimden doğrulacakken beni itecekti ama o anda elinden tuttum ve onu yere fırlattım ve buda acı deyil dedim ağzından kanlar çıkıyordu alison
dedi.kızın dedim ona acıyorum sizin yaptıklarınızın bedelini o ödüyecek dedim gittikçe daha fazla kan çıkıyordu burnundan ve ağzından James izin vermez dedi yavaşça doğrulup  elindeki çakıyı bana doğru savurdu tam batırıyordu. Ama daynamayıp gözümün önünde yere yığıldı.bu beni artık üzmüyordu.james'in olduğu yere doğru gittim ama biri bağrıyordu irkildim tüylerim diken diken olmuştu yardım et diyordu ses gittikçe kısılıyor güçsüzleşiyoru dışarıda hala şimşekler çakıyordu içimden bir ses ona yardım etmemi söylüyordu. İlerledim ve james'in olduğu yöne doğru gittim.sesi yine duydum.ama bu sefer bir hayvanın sesi de geliyordu adamın çığlıkları çok daha güçlüydü.koşar adım ilerledim biraz sonra kafamı sağa çevirdiğimde karanlık mahsenin içinden bir el uzanıyordu yardım dedi.kafamı önüme çevirdiğimde James  ve kızı kaçıyordu.ne yapıcağımı bilemedim.ona yardım etmem gerekiyordu hissediyordum.biliyorum pişman olacaktım ama ona yardım edecektim.mahsene yaklaştığımda yırtıcı hayvan onu çekti aman tanrım dedim.sivri dişli tüyleri kahverengi ve gözleri yeşil bir yaratık çocuğun bacağından tutmuş çekiyordu kanamıştı yaratığın arkasına taş attım taşa doğru gitti mahsenin kapısını açtım ve çocuğu dışarı çıkarttım baygındı.çocuğu bahçeye kadar sürüttüm.onu oraya bıraktım.ben ise geri laboratuara girdim silahların birkaçını aldım ve ilaçlar aldım tam mermileri aldım ki deney için gereken dosyalarımı gördüm aldım ve altında en az on on beş daha dosya olduğunu fark ettim tam içine bakıyordum.adım sesleri duydum dışarı koştum.çocuk hala yatıyordu yolda yürürken bacaklarımın ağrıdığı anladım hala çocuğu sürütüyordum evlerin ışıkları yanıyordu sonunda terk edilmiş bir ev buldum.çocuğu yırtık koltuğa yatırdım.dolaptan birkaç elbise buldum ve giydim.çocuğun olduğu odaya girdim ve çantadan ilaç almak için bildiğim birkaç ilaça uzandım ilacı alıp pantalonunu sıvadım yarası çok derindi way canına dedim dokunduğumda kalktı yüzümdeki yanığı saklamak amacıyla saçımı kapattım bir yarısına ne oldu dedi. Seni yaratıktan kurtardım.onu biliyorum yüzün dedi.birşey yok dedim ve odadan çıkıp hava almak için pencereye yöneldim pencereyi açtım ve derin bir nefes aldım adım sesi duydum ve arkamı dönüp hızlı bir reflexle yere fırlattım onu ama onun  o oğlan olduğunu anladım.iyi misin dedim kekeliyerek canın acımış olmalı dedim ben acıyı hissetmem dedi saçmalama herkes hisseder dedi sen nasıl yürüdün o yara ile buraya kadar diye ekledim bak dedi sakin bir sesle sana bunu anlatacağım dedi.koltuğa doğru yürüdük etraf sessizdi. koltuğa otuduktan sinir hücresi aşırı derecede çalışmaya başlayarak kendini yenileyemez hale geliyor ve fonksiyonu zayıflıyor. Söz konusu hücreler sırt omuriliğinde, yani ağrı sinyallerini beyne ileten merkezde yer alıyor.kısacası acıyı hisettmemi bir şeyler engelliyormuş,dedi. gözümü onunkinden kaçırıyordum garip bir şeyler hissediyordum ona karşı.sıra sende dedi.şaşırarak ne dedim.yüzümü sordu.ona baştan sona her şeyi anlattım seninle konuşmak iyi geldi dedi.benimde içimden öyle geçmesine rağmen her neyse dedim ve odama çekildim.benim için yarının yorucu olacağını biliyordum.

INTIKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin