Bildiğin şeyler bir yalan olduğunda en hissiz insan bile etkilenirmiş . Parkta bir köşede oturuyor sadece susuyorduk, ne yapmalı? Ya da ne denmeli bilmiyordum sadece oturuyordum. "Parya" derin bir nefes aldı. "Çok üzgünüm ben çok özür dile..." bir anda döndüm ve susturdum. "Sakın özür dileme, özür dilenicek bir şey yapmadın asıl ben özür dilerim böyle garip bir durum olduğu için." Yüzümü öyle bir inceledi ki sanki, kıyamıyormuş gibi... utandığımı hissettim ilk defa birisi bana böylesine derin bakıyordu.
Çok sessizdi ama o sessizliğin içinde bile aslında bir şeyler anlatıyordu bana, bunun nasıl olduğunu anlamıyordum. Boğazını temizledi kısaca ve yüzüme dikkatlice baktı. "Baban nasıl? Sen nasılsın?" Hüzünlü gözlerle baktım, anladı beni anlaşılmak iyi gelmişti bunca zamandır çevremdeki beni anlayamayan kalabalıktan sonra... "iyi olacak" dedim sadece kendimi hakkında konuşmamayı seçtim kendim bile bilmiyordum ki nasıl olduğumu nasıl başkasına anlatacaktım. "Elbette iyi olacak, peki ya sen nasılsın?" Diye tekrarladı sorusunu bilerek cevap vermediğimin farkındaydı. "Bilmiyorum" dedim kısaca parmaklarımla oynarken kanadığını fark ettim fakat umursamadım çok uzun zamandır yaptığım bir alışkanlıktı alışmıştım artık.
Ellerimi izlerken görüş açıma bir el daha girdi yavaşça acıtmaktan korkar gibi ayırdı ve yavaşta kaldırıp nasıl olduğuna baktı yaramın. Çok derin değildi aslına ama o öyle bir dikkatle bakıyordu ki sanki çok derin mi yaram vardı. Elini çektiğinde umursamadığını düşündüm ve ellerimi tekrar indirip oynamaya devam edecektim ki o eller beni tekrar durdurdu. Bu sefer elinde bir yara bandı vardı, şaşkınlıkla kafamı kaldırıp ona baktım fakat o bana bakmadı dikkatle yara bandını açtı ve kanayan parmağıma taktı. Kafamı aşağı indirip dişlerimi sıktım, tam şu an ağlamak istemiyordum, güçsüzlüğümü kimse fark etmemeliydi. Çatallı ve titreyen bir sesle konuştum "teşekkür ederim ama önemsiz bir yaraydı gerek yoktu." Çenemi hafifçe tuttu ve yüzüne bakmamı sağladı "Parya yapma lütfen ben görebiliyorum yaralarını, yaraların derin farkındayım saklama benden bırak birisine içini aç sığınacak bir liman olsun biri sana..." gözlerim iyice dolmuştu ağlamamalıydım.
Tutamadım gözlerimden yaşlar firar ederken öyle bir baktı ki sanki onun içinden koptu bir şeyler. En son beklediğim şey çekip sarılmasıydı fakat yaptı kafamın arkadından tuttu ve sımsıkı sarıldı bana göğsünde nefeslenmemi sağladı bu süreçte ilk defa birisinin yanında ağlıyordum, neden bu kişi Buğra olmuştu peki. Neden kendimi ona daha yakın hissetmiştim. Salak bir insan değildim onun anonim olduğunu bugün anlamıştım aslında ama görmezden gelmek çok daha kolay gelmişti, uzun zamandır yapıyordum bunu bir şeyleri görmezden gelirsen geçer sanıyordum fakat öyle olmuyormuş, içime attığım şeylerinde bir sınırı varmış bir şekilde patlayarak dışarı çıkmak için çırpınıyorlarmış meğerse.
Bir süre öyle kaldık, o göğsünde dinlenmeme izin verdi. İlla ki konuşma zamanı gelecekti, uzatmaya gerek yoktu. Sonunda kısa iç çekişlerle kafamı göğsünden ayırdım ve ellerimle gözyaşlarımı sildim. "Konuşmak istemiştin, hadi konuşalım." Minik bir gülümseme belirdi dudaklarında "Tam şu an küçük bir kız çocuğuna benziyorsun, burnun kıpkırmızı, gözler yaşlı... Söyle bakalım kim çaldı en sevdiğin oyuncağını." Dedi alaycı bir tavırla, yüzümü güldürmeye çalışıyordu ve başarmıştı da.
Daha fazla susmak istemedim çok susmuştum. "Buğra anonim sensin değil mi?" Sorduğum sorunun cevabını bilmek biraz olsun rahatlatmıştı içimi sadece sormak için sormuştum konuya girmek için ya da bilmiyorum. Sadece kafasını salladı sakince "karşına geçip o benim deme cesaretini bulamadım hiç bir zaman, sen masum güzel bir aile çocuğuydun, iyi bir insandın ben ise kötü bir ailede yetişmiş ve kendisi de kötüye dönüşmüş birisiydim seni hak ettiğim inanmadım hiç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Biraz Hala Sen |Texting|
ChickLitanonim: Güzel gözlü kız, mutluluğun mutluluğum ne olur mutlu ol. Bir anonim hikayesi.