2

184 9 32
                                    


Mai:Anne... Ne zaman geldin, fark etmedim.

Anne:Kızımı görmeye geldim.

Gülümseyip kafamı eğdim ve kağıda tekrar bakmaya başladım.

Anne:Hadi, başlasana.

Mai:Hayır, bir şeyler ters gidiyor sanki...

Anne:Nasıl?

Yüz ifadesi...

Mai:Provalarda bu sıralar farklı hissediyorum.

Anne:Belki de yeteneğin bu değildir.

Yoksa annem mi bir şeyler yapıyordu bana?

Mai:Hemen nefesim tükeniyor, az da olsa gözlerim kararıyor bir yerden sonra. Peki bu ne anlamına gelir?

Anne:Babanla konuşacağım.

Mai:Doktor gerekmez mi..? Bunların normal şeyler olduğunu pek sanmam.

Anne:Tamam konuşacağım diyorum ya zaten Mai. Gidiyorum ben, sen provalarına devam et. İçecek bir şeyler getireyim, boğazın kurumasın.

***

Mai:Hayır, içmek istemiyorum. Ne oluyor?

Anne:Anne kız kahve içelim dedim alt tarafı, hemen de tersle!

Mai:Anne terslemedim.

Anne:Öyle olsun.

Olsun.

Arkamı döndüm ve odama ilerledim.

***

Mai:Anne iyi hissetmiyorum.

Anne:Güzel sanatlara gitmek isteyen sensin, sonunda ölüm olsa bile çalışmak zorundasın.

Bir anda beynimin zonklamasıyla masama tutundum.

Annem telaşlı bir şekilde konuştu...

Anne:Mai, Mai ne oluyor!? İyi misin!?

Hepsi bir rol...

Peki ne karıştırıyor?

Ve gözlerim kararmaya başladı, dengemi kaybediyordum.

***

Mai:Doktor nerede peki?

Anne:Eve gelip seni kontrol etti ve gitti işte, neyini anlamadın Mai?

Mai:Tamam, biraz yalnız kalabilir miyim? Daralıyorum.

Anne:Ah, peki o zaman...

Ve annem odamdan çıktıktan sonra bir süre bekledim.

Telefonumu hemen cebime attım.

Bir anda kalkınca başım dönmüştü fakat pek umursamadan koridoru kontrol edip iki kat aşağı indim.

Babamın çalışma odasına girdim...

Babam buraya belirli saatlerde girdiği için rahattım.

Hemen bilgisayarın önüne geçtim kamera kayıtlarına bakmak için.

Ne olur ne olmaz buraya da koymuşlardı kayıtları.

Fakat bir şifre istedi...

Ses çıkarmamaya özen göstererek çekmeceleri karıştırdım.

Bir dosya görmemle duraksadım...

Hayır aradığım şey babamın not defteriydi, ama bu...

Bir evlat edinme dosyası?

Hızlıca içinden çıkanların fotoğrafını çektim ve geri yerine koydum.

Tam başka bir çekmeceye yönelirken bir kapı açılma sesiyle duraksadım...

Anne:Mai?

Mai:Anne?

Anne:Buraya girme iznini sana kim verdi Mai!?

Mai:Buraya ikimizin de girme izninin olduğunu sanmıyorum, sana kim izin verdi anne?

Anne:Ah, sen... Sen ne kadar da terbiyesizsin!

Mai:Sadece buradan sesler geldiği için merak edip geldim, normalde babam bu saatte burada olmadığı için tırstım açıkçası.

Anne:B-bana haber verebilirdin!

Mai:Anne?

Anne:Her neyse, çık hadi.

Mai:Ben neden geldiğimi söyledim... Sen neden geldin anne?

Anne:Bir de bana hesap soruyor, şuna bak! Çık hemen buradan, baban görmesin.

Mai:İyi.

Annemin hâlâ arkamdan söylendiğini duyarken oradan uzaklaştım...

***

Yatağıma oturmuş o fotoğrafını çektiğim dosyanın fotoğraflarını inceliyordum.

Gerçi kendimi kandırmaya ne kadar gerek vardı?

Bir çocuk evlat edinip de saklayacak hâlleri yoktu ya.

Ve bir resim görmemle hemen görüntüyü büyüttüm.

Ah, bu ben.

Tam da tahmin ettiğim gibi.

Pek de umurumda değil açıkçası...

Halledeceğim.




Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐂𝐎𝐔𝐋𝐃𝐍'𝐓 𝐆𝐄𝐓 𝐄𝐍𝐎𝐔𝐆𝐇 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin