Herkese merhaba!Oy ve yorumlarını bekliyorum. ❤️❤️
*****
Önümdeki bilgisayara son bir bakış atıp meili adresine gönderdim. Bu işte bitmişti. Bir kaç dakika sonra telefonumdan yükselen bildirim sesi ile Tatmin bir gülümseme belirdi dudağımda. İş bitmiş ve para alınmıştı.
Önümdeki bilgisayarlara yansıyan keyifli gülümsemem ile cebimden sigara paketimi ve çakmağımı çıkardım. Sigarayı dudağımım arasına sabitleyip ucunu yaktım ve derin bir nefes çektim içime. Her iş bitiminde yakardım bir dal.
Yine her iş sonu yaptığım gibi telefonumdan rastgele bir şarkı açar ve sigaram ile eşlik ederdim. Şarkı listemi açıp gözlerimi kapattım ve elimi rastgele bir yere bastım.
Odanın içinde Sezen Aksu- zalim şarkısının melodisi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi açtım. Sezen Aksu'nun şarkılarını severdim ama bu şarkısını diğerlerine kıyasla daha çok severdim. Telefonun sesini fulledim ve oturduğum sandalyeden kalkıp arkamda duran koltuğa doğru ilerledim.
Koltuğa Yan bir şekilde oturup bacaklarımı uzattım. Sigaramdan bir duman daha aldım ve dışarıya doğru üfledim dumanı. Şarkının nakaratını mırıldanmaya başladım.
"Seyret perişan halimi
Bende akşam olmakta
Dostlar seyrelmiş
Beyhude lafla vakit dolmakta
Avare oldum serseri oldum
Terki diyarda zalim
Senin allahın yok mu?"Bir duman daha çektim içime. Bende perişan haldeydim ama kimse görmüyordu. Sadece babama anlatıyordum, o beni anlardı, benim ne yaşadığımı bilirdi çünkü. Sadece o bilirdi bide ben. Başka kimse yok. Olmasını istermiydim peki, hayır.
Bacaklarımı koltuktan aşağı sarkıttım ve elimdeki izmariti yere attım. Ayağı kalkıp izmaritin üstüne ayakkabım ile basıp söndürdüm. Burası depo tarzında bir yerdi ama depoya kıyasla biraz daha büyüktü. Evimin en aşağı katında. İşlerimi burada hallediyorumdum genellikle. Ama sadece iş için gelmiyorum buraya kafa dinlemek içinde güzel bir yer.
Bilgisayarların dizili olduğu yere gidip masanın üstünden telefonumu aldım, şarkıyı kapattım ve odadan çıktım. Beni karşılayan kısa bir koridor ve sonundaki merdiven di. Merdivenleri çıkıp kapıya ulaştım ve kolu hızla aşağı indirip çıktım. Kapıyı arkamdan kitleyip anahtarı cebime attım.
Müstakil bir evde oturuyordum. İki katlı, odaları oldukça geniş bir evdi. Alt katta, yani şuan olduğum katta, solan, mutfak, münire ablanın odası ve kütüphanem vardı. Üst katta ise kendi odam, banyo, kıyafet odam ve resimlerimi çizdiğim bir oda vardı.
Mutfağa girip münire ablaya, "yemek ne zaman hazır olur abla?" Diye sordum. Münire abla babamın arkadaşının karısıydı. Babamın cenazesinde bana baş sağlığı dilemiş ve sarılmıştı, aslında kimsenin sarılmasına izin vermemiştim ama münire abla da anne şefkati vardı ve bu benim hoşuma gidiyordu. Bir kaç sene önce kocası ölmüş ve ortada kalmıştı, bende onu yanıma almıştım.
Bana yardım ediyordu ve başta ne kadar itiraz etse de ona hakkı olan parayı veriyordum. Tatlı bir kadındı, "Biraz sonra hazır olur." Dedi
Başımı sallayıp yemek masasının başındaki sandalyeye oturup telefonumla uğraşmaya başladım. Banka hesabımda 3.50 milyar para vardı. Bundan önceki işlerden de para kalmıştı bu yüzden bu kadar birikmişti. Peki ben ne iş mi yapıyordum?
Bana isim ve soyisim veriliyordu ve bende o kişinin bütün hayatını isteyen kişinin önüne seriyordum. Bazen o kişinin inene girerekte yapıyordum ki böyle bir durumlarda iki kat fazla para alıyordum. Ama genelde kendi inimde, o kişiyi araştırıp yapıyordum bu işi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHŞER
Non-FictionTek bir gece de hayatı alt üst oldu küçük bir kızın. Sadece bir haftada iki kişinin ölümünden suçluydu. Biri babası, hayattaki tek varlığı. Tek bir gece küçük kızın bütün duygularını öldürdü devrede ise artık mantık ve güç vardı. Artık küçük bir kız...