3. BÖLÜM

323 179 13
                                    


Herkese merhaba, yeni bölümle karşınızdayım.
Hikayeye başlamdan önce köşedeki yıldıza bir tıklarmıyız be. Bide şöyle bir düşüncelerinizi aldığım yorumlar çok iyi olur.
Neyse ben daha fazla lafı uzatmadan siz hikaye ye başlayın.
❤️

*****

Oturduğum sandalyede arkamı yaslandım ve bacak bacak üstüne attım. Muhtemelen bir kaç dakika sonra cevap gelirdi, bu yüzden yukarı çıkmayıp burada oturma kararı almıştım.

Şahsen bende şaşkındım çünkü daha önceki işlerimde neden yaptığımı hiç sorgulamazdım. Karşı tarafa sormak ise aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama bu durum farklıydı.

Çünkü ben onun babasını öldürmüştüm, onun babasının adamları da benim babamı öldürmüştü. Gerçi ben bu konumda daha suçluydum. Adamın babasını kendi ellerimle öldürmüştüm sonuçta.

Yinede aynı gece mahvolmuş iki ruh vardı. Biri yetimhanede, diğeri ne olduğu belirsiz adamlar tarafından büyütülmüştü.

Bir an duraksadım, "Ben adamın hayatını bodozlama araştırmışmıyım lan!" Diye kendi kendime söylenirken sonunda beklediğim meil gelmişti.
Hızla tıklayıp okumaya başladım.

Biraz şaşırdım doğrusu nora, hiç sormazsın sen böyle şeyler ama neyse ben sana söyleyeyim. Senden bir dosya istiyorum, evinde bir kasada saklıyor. Bu dosya'nın içinde o örgütü bitirecek bilgiler var.
Bu kadarını bilmen yeterli.

Saygılarımla.

Okumam bittikten sonra hiçbir şey yazmadan çıktım ve bilgisayarı kapattım. Sandalyeden kalkıp yavaş adımlarla koltuğa ilerledim, koltuğa vardığımda sırt üstü uzanıp başımı koltuğun başlığına yasladım ve gözlerimi tavana diktim.

Ben o günlerden inatla kaçmaya çalışırken beni hep paçamdan yakalayıp geri yerime gelmemi sağlıyordu. Bu işi yapmam ne kadar doğruydu bilmiyordum. Red etsem kimse bir şey söyleyemez di, ben izin vermezdim. Zaten benden korkuyorlardı çünkü onlar beni tanımıyor ama ben onların her birinin hayatını beş saniyede önlerine serebilecek kabiliyette idim. Bu bilgilerle ise onların hayatını mahvede bilirdim.

Asıl mevzuya dönersek ben Zaten adamın hayatını mahvetmiştim daha fazla mahvetmek istemiyordum. Bir kaç dakika daha düşündüm, aslında benim mahvettiğim bir şey yoktu. Babası ölmeseydi de böyle yetişirdi muhtemelen çünkü babasının, onu yetiştiren adamlardan farkı yoktu.

Bir bakımdan da babamın intikamını alabilirdim çünkü babamı öldüren adamlar o örgüttendi, yani herşeyin suçlusu o örgüttü. Bu fikir daha çok kafama yatmıştı. Yerimden doğruldum ve her zaman ki gibi kurnaz bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma.
Koltuktan kalkıp elimde telefonum ile deponun çıkışına ilerledim.
Kapıyı kapatıp arkamdan kitledim. Merdivenleri de yavaş adımlarla çıktım ve kapıya ulaşıp arkamdan kitledim yine.

Deponun anahtarını cebime atıp telefonun ekranını açtım ve saate baktım. 07.14'tü saat. Sekizde münire abla kalkar ve kahvaltıyı hazırlama başlardı, sekiz buçuk ta ise kahvaltının başındaydık.

Yukarı kata çıkmak üzere merdivenlere ilerledim ve çıkmaya başladım. Üst kata geldiğimde kendi odama gitmeyi planlıyordum ama gözlerim resim odama takıldı ve adımlarım o yöne düşmeye başladı.

Kapı kolunu kavrayıp açtım, direkt burnuma dolan boya kokusu ile gülümsedim. Bu kokuyu seviyordum. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes çekip tekrar gözlerimi açtım. Odaya girip arkamdan kapıyı kapattım ve odada göz gezdirdim.

MAHŞER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin